| | | | Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği’nin (TÜSİAD) İstanbul’da düzenlenen Yüksek İstişare Konseyi toplantısında konuşan Babacan, verileri şöyle değerlendirdi:
“Bu sevindirici bir gelişme, bu gelişme ile beraber artık rahatlıkla yıl sonu için yüzde 5 olan hedefin üzerinde bir büyüme gerçekleşeceği şimdiden öngörülebilmektedir. İlk çeyrekte bu rakamları yakaladıktan sonra bu yüksek büyüme oranlarını beklememek lazım baz etkisiyle, ama artık yıl sonunda yüzde 5’in üzerinde büyüme gerçekleşeceğini gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.”
SAĞLIKLI BÜYÜME GÖZLENİYOR
Türkiye’de son 1.5 yıldır büyümenin sıhhatli şekilde gerçekleştiğini ve büyümenin dinamiklerinin değiştiğini belirten Babacan, “Bir örnek verelim bazı meyve ve sebzeler hormonlu olarak yetiştiriliyor ama lezzetsiz oluyor bir de organik ve sıhhatli büyüyen meyve ve sebzeler var. Bizde yıllardır memura ve işçiye istedikleri zamları, toplumsal memnuniyet açısından rahatlıkla verildi ve bunun karşılığında Merkez Bankası’ndan para basması istendi ama artık bu dönem sona erdi” dedi.
Sağlıklı ve sürdürülebilir büyümenin işsizliğin de çözümü olacağını belirten Babacan, özel sektör işletmelerindeki verimlilik artışının son dönemde büyümeye olumlu katkı yaptığını vurguladı: “Son 1.5 yıldır büyümede, özellikle özel sektördeki büyümenin ve genel verimlilik artışının olağanüstü bir etkisi oldu; son 1-2 yıldır verimlilik kayda değer şekilde arttı. 1.5 yıldan beri yapısal reformlar alanında çok önemli aşamalar kaydedildi. Hem siyasi alanda, özgürlükler ve demokratikleşme alanlarında hem de ekonomik reformlarda önemli ve Avrupa Birliği ülkelerinin dikkatle izlediği gelişmeler kaydedildi.”
DIŞ KONJONKTURE DİKKAT EDİLMELİ
Babacan, dünyadaki ekonomik konjoktür açısından içinde bulunulan dönemin önemli olduğunu, hem petrol fiyatlarının nispeten yüksek seyrettiği, hem de faiz oranlarının konuşulduğu bir süreçte bulunulduğunu anımsatarak, “Bu dönem geçtiğimiz dönemlere göre daha zor ve çok daha dikkatli yönetilmesi gereken bir dönem. Açıklayacağımız ekonomik program, bu küresel gelişmelere ve her türlü iç ve dış etkilere daha korunaklı bir yapıya kavuşturacaktır” dedi.
Babacan geçtiğimiz hafta, önümüzdeki üç yıla ilişkin makro ekonomik hedefler, politikalar ve yapısal reformlara ilişkin bir çalışma başlattıklarını açıklamış, ancak Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) mali desteği ve programdaki rolü konusunda “ipucu” vermemişti.
Babacan, programın Avrupa Birliği uyum sürecine de entegre bir yapısı olacağını ve orta vadede Maastricht kriterlerinin yakalanmasına katkıda katkıda bulunacağını söyledi.
Yeni ekonomik programın sosyal içerik olarak da kuvvetli olacağını söyleyen Babacan, en önemli sorunlardan işsizlik ve gelir dağılımındaki adaletsizliğin gözönünde bulundurulacağını vurguladı.
Babacan ayrıca büyümenin ve istihdamın temel direği olan doğrudan yatırımlarda yıllık 1 milyar doların altında seyreden rakamın artmasını amaçladıklarını anımsatarak, bu alanda çok köklü adımlar atılması, yatırım ortamını iyileştirme çalışmalarının hiç bitmemesi ve devamlılık arzetmesi gerektiğini söyledi.
Türkiye gerçekleriyle örtüşen bir ekonomik program hazırladıklarını söyleyen Babacan, ekonomideki gelişmeleri anlattığı konuşmasını şöyle sürdürdü:
“...Borç sürdürülebilirliğini tartıştığımız günler artık geride kaldı, bugün artık borç rasyosunu düşürme hızını konuşuyoruz. Önümüzdeki sene borç rasyomuzu kaç yılda yüzde 40’ın altına çekebileceğimizi konuşuyor olacağız.
“Yüzde 30-40 reel faizleri kanıksamışken, artık bugün yüzde 16’lık reel faizleri yüksek buluyoruz. Muhtemeldir ki önümüzdeki sene tek haneli reel faizler gördüğümüzde, tek haneli rakamların altına nasıl düşebileceğimizi konuşuyor olacağız.” | |
Büyüme ilk çeyrekte sürpriz yaptı
Bankaların kara tahtaları siliniyor
