Home page
Haber Menüsü



Güneş yeniden yükseliyor -2
Japon güneşinin yükselmesi için Çin devinin tekrar uykuya yatması, ya da devin uyanarak dünyayı sallaması için güneşin yükselmeyip karanlıklar içinde kalması gerekmiyor.
Altay Atlı
NTV-MSNBC
    7 Nisan 2004—  Yaklaşık 13 yıldır durgunluk yaşayan Japon ekonomisi buna rağmen ABD’den sonra dünyanın ikinci büyük ekonomisine sahip ülke olma özelliğini koruyor. 2003 yılı itibariyle 4.4 trilyon dolara yakın bir GSYİH’ye sahip olan Japonya’da kişi başına düşen yıllık milli gelir ise 35 bin dolar civarında.  

   
 
       
   
MSNBC News Altay Atlı: Güneş yeniden yükseliyor -1
MSNBC News Altay Atlı: Dev uyandı, dünyayı sallıyor - 3
MSNBC News Murat Başboğa: Kültür ihracında sıra Japonya'da
 
NTVMSNBC Reklam  
 

 


       128 milyonluk bir nüfusa sahip olan bu ülke, coğrafi özelliklerinin getirdiği dezavantajlar nedeniyle enerji kaynakları ve ham madde ihtiyaçları nedeniyle büyük ölçüde dışa bağımlı olmasına rağmen dünya imalat sanayiindeki üstünlüğünü koruyor.
       Son veriler, 1990-91 döneminden beri ekonomisi her yıl küçülen ya da sadece çok düşük büyüme oranları kaydedebilen Japon ekonomisinde güneşin tekrar yükselmeye başladığının sinyallerini veriyor.
       2003 yılının son çeyreğinde GSYİH, reel olarak yüzde 1.7 oranında büyüdü. Bu oran, 1990’nın ikinci çeyreğinden beri yakalanmış olan en yüksek üç aylık büyüme oranı. 2003’ün bütünü için ise GSYİH büyümesi yüzde 3.4 olarak gerçekleşti. Büyüme oranı, 2002 için yüzde 0.2, 2001 için ise yüzde 0.4’tü. Bütün bu verileri özetleyecek olursak Japonya, 2003 yılının son çeyreğinde G7 ülkeleri içerisinde en yüksek büyüme oranına ulaşmış oldu.
       Yükselen güneş, sıcaklığını piyasalara da yansıtıyor. Borsa, bir yıldır çıkışta. 1990 yılında “balonun” patlamasından hemen önce 40 bin puan seviyeisnde olan ve daha sonra bir yıl içerisinde yarı yarıya azalan Nikkei-225 endeksi, Japonya’nın “kayıp on yılı” boyunca düşüş trendini sürdürmüş ve 28 Nisan 2003 tarihinde 7,607 puanla dibe oturmuştu.
       Japon ekonomisindeki olumlu gelişmelerin piyasalara da yansımasıyla Nikkei, tekrar çıkışa geçti ve bu yazının kaleme alınmasından önceki son iş gününü (2 Nisan 2004 Cuma) son bir yılın en yüksek değerinde, 11,816 puandan kapattı.
       Asahi Shimbun gazetesinin verdiği bir habere göre 1998 yılından beri iş çevreleri ilk kez bu sene bir borsa krizinden endişe etmiyorlar. 1 Nisan 2004 itibariyle Tokyo Borsası’nda işlem gören şirketlerin toplam piyasa değeri bir yıl öncesine göre 125 trilyon yen artarak 353 trilyon yene ulaştı.
       
YEN’İN ÖNLENEMEYEN YÜKSELİŞİ
       Japon para birimi yen de şu anda dolara karşı son dört yılın en yüksek değerine ulaşmış durumda. 31 Mart 2004 tarihinde 1 dolar = 103.4 yen seviyesinde işlem gören yen, dolara karşı değer kazanmaya devam ederken, Japon Merkez Bankası da piyasalara müdahale ederek yenin değer kazanmasını frenlemeye çalışıyor. 2003 mali yılı içerisinde (Nisan 2003-Nisan 2004) piyasalardan toplam 32.8 trilyon yen karşılığı dolar alındı.
        Sadece 2004 yılının ilk üç ayındaki müdahelenin tutarı ise 14.8 trilyon yen olarak gerçekleşti. Bu müdahelenin iki sebebi var. Birincisi, ihracatçıların rekabet gücünü artırmak. Japonya, geleneksel olarak ticaret fazlası veren bir ülke ve ekonomisinin son dönemlerdeki olumlu gidişatında da ihracatın yeri büyük. 2003 yılında 456 milyar dolarlık ihracat yapan Japonya’nın ithalatı, 354 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. İhracatçıların pazarlarını koruyabilmeleri için yenin değerinin kontrol altında tutulması gerekiyor. Bu arada Japonya’da faiz oranlarının sıfıra yakın olması nedeniyle bu tip müdahaleler masraflı da olmuyor.
       Yenin değerinin düşük tutulmak istenmesinin diğer bir sebebi de Japon ekonomisinin üzerindeki deflasyon baskısı. 1999’dan beri sürekli olarak negatif değerlerde gerçekleşen TÜFE oranı, 2003 yılında azda olsa yüzde 0.2 ile bir artış gösterdi. Piyasadan dolar satın alıp, yen satarak deflasyonist eğilimin tersine çevrilmesi için çaba gösteriliyor. 2003 yılında, yıllık TÜFE oranının artı değerde gerçekleşmesi de bu doğrultuda başarılı bir sonuç olarak değerlendirilebilir.
       Japon ekonomisinin son dönemlerde, özellikle de 2003 yılının ikinci yarısında olumlu bir görüntü sergilemeye başlamasının ardında birçok sebep var. Bunlardan birincisi yapısal sebepler. Japonya’nın 1990’lı yılların başlarında yaşadığı ve yazı dizimizin bir önceki bölümünde detaylı bir şekilde anlattığımız krizden ve ekonominin içine girdiği durgunluktan diğer Doğu Asya ülkeleri gereken dersleri çıkartamamış ve 1997-98 döneminde Asya Krizi patlak vermişti. Görülen o ki, Japonya hem kendi “kaybolan yıllarından” hem de Asya Krizi’nden gereken dersleri edinmiş ve öğrendiklerini de uygulamaya başlamış.
       Ülkede 1997 yılında başlatılan bankacılık reformu sayesinde sektörün durumu iyileşmeye başladı. Mali yapıları sağlıksız olan bankalar kapatıldı, “Banka Rekapitalizasyon Fonu” kuruldu ve özel bankaların batık kredilerini azaltmalarını sağlayacak düzenlemeler yapıldı. Finans sektörünün denetlenmesi görevi Maliye Bakanlığı’ndan yeni kurulan Finansal Hizmetler Ajansı’na devredildi. Diğer yandan şirketlerin yeniden yapılandırılması sayesinde, özel sektörün rekabet gücü artırıldı. Bu durum da şirket karlılıklarını olumlu yönde etkilemeye başladı.
       
SİYASİ İSTİKRARIN KATKISI BÜYÜK
       Japonya’nın ekonomik performansını değerlendirirken, siyasi istikrarın ekonomiye olan yansımasını da gözardı etmemek gerekiyor. Şu anda ülkede son on yıldır görünmeyen bir siyasi istikrar söz konusu.
       1993 yılından beri 10 tane Başbakan eskiten Japonya’da 2001 yılından beri görevde olan Junichiro Koizumi, halktan büyük destek görüyor. İktidardaki Liberal Demokratik Parti ile iş çevreleri arasında karşılıklı bir destek var.
       Yapısal reformlar, güçlü bir lider ve uzun yıllardan sonra tekrar çıkışa geçen bir ekonomi. Güneş tekrar yükselmeye başladı ama bu, Japon ekonomisinin tüm sorunlarından kurtulduğu anlamına gelmiyor. Yazının başında da belirttiğimiz gibi deflasyon baskısı, azalmakla beraber devam ediyor. Bununla beraber borç yükü de ekonominin üzerindeki ağırlığını fazlasıyla hissettiriyor. 2004 yılı bütçesnde öngörülen bütçe açığı 719 trilyon yen, başka bir deyişle GSYİH’nin yüzde 144’ü.
       Ülkenin demografik yapısı da ekonomi açısından sıkıntı yaratıyor. Japonya yaşlı bir nüfusa sahip. Nüfusun yüzde 19’u 65 yaşın üzerinde. Bu oranın 1970 yılında sadece yüzde 7 olduğu düşünülürse Japon nüfusunun ne kadar hızlı yaşlandığı görülebilir. Bu nedenle artan sosyal güvenlik ve sağlık harcamaları bütçeye büyük bir yük bindiriyor.
       Özetleyecek olursak, Japon ekonomisi yıllardır süren durgunluktan kurtulma sinyalleri vermeye başladı, ancak birçok sorun hala çözülmeyi bekliyor. Yapılan reformlar olumlu, ancak sırada bekleyen başka reformlar da var. Bu arada Japon ekonomisinin bugünkü durumunu değerlendirirken mutlaka göz önünde bulundurulması gereken bir faktör var: Büyüyen Çin...
       
ÇİN FAKTÖRÜ
       Çin’in baş döndürücü ekonomik büyümesi, Japonya’yı da etkiliyor. Büyüyen Çin, Japon malları için önemli bir pazar haline geldi. Çin’de yatırımlar arttıkça, Çin halkının yaşam seviyesi yükseldikçe, demir-çelikten tutun da yükek teknoloji ürünlerine kadar bir çok ürün için talep artıyor.
       Bu talebi de en uygun şekilde karşılayacak olan tedarikçi de Japonya. 2003 yılı itibariyle Çin, ABD’den sonra Japonya’nın en büyük ikinci ihracat pazarı durumunda. Japonya, geçen yıl toplam ihracatının yüzde 12.2’sini Çin’e yapmış. Bu oran 1994 yılında yüzde 5, 2002 yılında ise yüzde 9.6’ydı. Çin’in Japon ihracatı içindeki payını artmaya devam edeceği öngörülüyor.
       Çin’in Japonya’dan yaptığı ithalatın önemli bir kısmını Çin’de üretim yapan Japon firmaları tarafından gerçekleştiriliyor. Japonya’daki yüksek masraflardan kaçarak üretimlerini Çin’e kaydıran bu firmalar, üretikleri malların önemli bir kısmını tekrar Japonya’ya ihraç ediyorlar.
       Japonya, 1950’li yıllardan itibaren Asya’nın yükselen güneşi olmuştu. O dönemlerde Çin hala uyuyan bir devdi. 1990’lı yıllara gelindiğinde Japon güneşi karardı, Çin devi ise uyanmaya başladı. Japonya, kim ne derse desin şu anda dünyanın en büyük ekonomik güçlerinden birisi. Kaybolan yıllarını telafi etmek ve küresel ekonomi içerisinde sesini kuvvetli bir şekilde duyurmak istiyor. Ancak artık denkleme Çin faktörünü de katmak zorunda. Karşılıklı çıkarlar temel alınarak geliştirilecek ekonomik ve ticari ilişkiler sayesinde her iki ülke de kazanabilir.
       Ancak şu anda görünen o ki, her ne kadar iki ekonomi arasında olumlu bir etkileşim olsa da siyasi ilişkilerdeki kopukluk, daha kalıcı adımlar atılmasını engelliyor. Siyasi gerginlikler, zaman zaman mevcut ekonomik bağların zedelenmesine bile yol açabiliyor.
       Örneğin, Çin yetkilileri geçtiğimiz aylarda Japonya Başbakanı Koizumi’nin Yusukuni Anıtı’nı ziyaret etmeyi ve “savaş suçlularını anmayı” sürdürmesi halinde Çin’deki yüksek süratli tren projesini üstlenmiş olan Japon firmasının sözleşmesinin fesh edileceğini açıklamışlardı.
       Japon güneşi, on yıldan fazla bir süreden sonra tekrar yükselmeye başladı. Ancak güneşin ne kadar yükseleceğini ve dünyaya ne kadar ışık verebileceğini zaman gösterecek. Japonya’nın ekonomik mucizesini gerçekleştirdiği yılların aksine bu kez hemen yanı başında bir rakibi de var. Bunlar öyle rakipler ki, bir yandan birbirlerine ekonomik anlamda fayda sağlarken diğer yandan da “bu arada ben sana küsüm, haberin olsun” diyorlar.
       Japon güneşinin yükselmesi için Çin devinin tekrar uykuya yatması, ya da devin uyanarak dünyayı sallaması için güneşin yükselmeyip karanlıklar içinde kalması gerekmiyor. Tarihten kaynaklanan bazı sorunların karşılıklı iyi niyet ile ve ortak ekonomik çıkarlar çerçevesinde çözülmesi sayesinde Asya’nın her iki gücü de kazançlı çıkabilir.
       Yükselen güneşin ışıklarının Türkiye’ye ne kadar ulaştığını ise gelecek yazımızda tartışacağız.
 
       
    TOP5 Bankaların kara tahtaları siliniyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları