| | | | Türkiye’nin Çin’den ithalatı geçen yılın 11 aylık döneminde yüzde 82 artışla 1.22 milyar dolardan 2.23 milyar dolara çıkarken, aynı dönemde Türkiye’nin bu ülkeye ihracatı da aynı oranda artışla 245 milyon dolardan 447 milyon dolara çıktı.
HİSARCIKLIOĞLU: ETKİ ÜÇ YÖNLÜ
TOBB tarafından hazırlanan “Çin Halk Cumhuriyeti’nin Dünya Ticaret Örgütü’ne üyeliğinin getirdikleri - Fırsatlar ve Riskler” raporunun basına sunulmasında konuşan Başkan Rifat Hisarcıklıoğlu, Çin’in Türkiye ekonomisi üzerinde, ihracat, iç pazar ve Çin pazarı olmak üzere üç yönlü etkisi olduğuna işaret etti.
İhracatının yüzde 60’ını AB ve ABD pazarlarına yapan Türkiye çıkışlı ürünlerin, kotaların kaldırılacağı 2005 yılından itibaren büyük ölçüde rekabet sorunu yaşayacağına işaret eden Hisarcıklıoğlu, ABD pazarında bu olumsuz etkilerin serbesti öncesi görülmeye başlandığını şu örnekle anlattı:
“Türkiye ABD bornoz pazarında 2002 başında yüzde 33 paya sahipken bu oran 2002 sonunda yüzde 18’e geriledi. Buna karşılık aynı dönemde Çin’in pazar payı yüzde 4 düzeyinden yüzde 25’e yükseldi.”
MEVCUT MEVZUAT YETERLİ OLACAK
Türkiye’nin Çin mallarına karşı iç pazarını koruyabilmek için yeni bir düzenleme yapmaya gerek kalmaksızın mevcut mevzuatı uygulamasının yeterli olacağına dikkat çeken Hisarcıklıoğlu, özellikle gümrüklerde beyan edilen faturalar üzerindeki fiyatlar ile dünya pazarlarındaki “gerçek fiyatlar”ın karşılaştırmalı olarak izlenmesi gerektiğine dikkat çekti ve ekledi:
“Önemli olan, dampinge karşı vergiler, ithalatta korunma önlemleri, kota ve gözetim önlemleri diğer imkanlardan oluşan önlemlerin zamanında, kararlılıkla ve uygun kapsamda uygulanması ve bu çerçevede bir piyasa gözetim ve denetim mekanizmasının kurulmasıdır.”
Çin Halk Cumhuriyeti’nden ithalatta özel ve etkili kontroller uygulanması ve bu amaçla gerektiğinde “ihtisas gümrükleri”nin olanaklarının araştırılmasının önerildiği TOBB raporunda, bu önlemlerin Çin ile ilişkilerin zedelenmesine yol açmadan alınması gereğinin de altı çizildi ve bu durumun Çin hükümetine de “diplomasinin gerekleri çerçevesinde” anlatılması önerildi.
Aynı çerçevede, Türkiye’nin yılda 500 milyon dolara ulaşamayan Çin’e yönelik ihracatının artırılması yollarının araştırılması gereğine de işaret edilen raporda, Çin’in artan ihracatının yanında hızla yükselen ithalatında da daha çok pay almak gerektiğine dikkat çekildi ve “Çin tehdidinin ülkemiz için nasıl bir fırsata dönüştürülebileceğini dikkat almak da uygun ve gerekli olacaktır” olanaklarına dikkat çekildi ve şu görüşlere yer verildi:
“Buna ek olarak, ABD ve AB nezdinde gerçekleştirilecek temas ve görüşmelerle başta Çin olmak üzere Uzakdoğu ülkelerinden gelebilecek ticari tehdide karşı ortak önlem alınması imkanlarının araştırılması ihmal edilmemelidir.” | |
Altay Atlı: Dev uyandı, dünyayı sallıyor - 3
Bankaların kara tahtaları siliniyor
