 |
|
|||||
 |   |  |  | |||||||||||||||||||||||
| ||||||||||||||||||||||||||
  |
 |
|||||||
|
|||||||
|
|||||||
| Para Yöneticileri Derneği’nin panelinde konuşan Serdengeçti, tasarruf eğilimini değiştirmenin zor olduğunu vurgulayarak “Tasarruf açığı varsa yabancı sermayeye artık hayır demekten vazgeçelim. Yabancı sermaye girişini kolaylaştıralım” dedi. ENFLASYON DÜŞÜŞTE Konuşmasında, altı ayda bir hükümete yapılan sunumun bir özetini bankacılara aktaran Serdengeçti, bu yıl sağlanan fiyat istikrarının sadece kur sayesinde olduğunu söylemenin yüzeysel bir yaklaşım olacağını söyledi. Lira 2002 sonuna göre dolar karşısında bugün itibarıyla nominal olarak yüzde 14.94 değerlenmiş bulunuyor. Kasım enflasyon verilerine göre, yıllık bazda TEFE geçen yıla göre yüzde 32.8’den 16.2’ye, TÜFE yüzde 31.8’den 19.3’e geriledi. Hükümet yetkilileri yıl sonunda TÜFE’nin yüzde 20’lik hedefin altında, TEFE’nin de yüzde 16.5 civarında gerçekleşeceğini ifade ettiler. TEFE hedefi yılbaşında yüzde 17.4 olarak belirlenmişti. Enflasyon ve kur arasındaki ilişkinin değişmekte olduğunu söyleyen Serdengeçti, bir dışsal şok olması halinde bunun enflasyon üzerinde etkisi olabileceğini ama hiçbir zaman sabit ya da öngörülebilir kur politikası dönemindeki kadar olmayacağını sözlerine ekledi. Dezenflasyon programı çerçevesinde Merkez Bankası Şubat 2001’de nominal kur çıpası uygulamasını bırakarak kuru dalgalanmaya bırakmıştı. GERİLEME GELECEKTE DE SÜRECEK Başkan Serdengeçti, ilk defa TEFE, TÜFE ve Özel İmalat Sanayi endekslerinin üçünde birden düşüş olmasının, enflasyonun gelecekte de düşeceğinin göstergesi olduğunu söyledi. Kasım ayında gıda fiyatlarında tahminlerin üzerinde görülen sıçramanın, Eylül sonundan itibaren lirada gözlenen değer kaybından tamamen bağımsız olup olmadığı sorusu üzerine Serdengeçti, “Tarım fiyatları ve kur arasında halen belli bir geçiş olabilir, ancak bunun son dönemdeki liranın değer kaybından kaynaklandığını zannetmiyorum. Ayrıca kuru tarımda 2003 yılı az yılıydı ve bu da fiyatları yükseltmiş olabilir” dedi. YABANCI SERMAYEYE ÖNCELİK Yıl sonu büyüme hedefinin gerçekleşeceğini belirten Merkez Bankası Başkanı, bundan sonra yüksek ve sürekli büyümenin üzerinde durulması gereken üç önemli unsurunun verimlilik, yabancı sermaye ve iyi yönetişim olduğunu vurguladı. Hükümet yıl sonu için yüzde 5 büyüme hedefi belirlemişti. Merkez Bankası’nın ayda iki kez yaptığı beklenti anketinin bugün açıklanan aralık ayı birinci dönem sonuçlarına göre reel ve mali sektörün beklentileri de yüzde 5.3’ten 5.4’e yükseldi. Serdengeçti, Merkez Bankası’nın para politikası çerçevesinde belirlediği hedefler dışında söz konusu büyüme unsurlarını da yakından izlediğini belirtti. Verimlilik konusunda özellikle imalat sanayinde hızlı bir artış olduğunu, ancak bunun genele yayılması gerektiğini söyleyen Serdengeçti, yabancı sermayenin ise Türkiye gibi tasarruf açığı olan ekonomilerde istenen büyüme hızını yakalamak için gerekli olduğunu ifade etti. Serdengeçti, “Tasarruf eğilimini değiştirmek zordur. Tasasrruf açığı varsa yabancı sermayeye artık ‘hayır’ demekten vazgeçelim. Yabancı sermaye girişini kolaylaştıralım” dedi. Üçüncü unsur olarak iyi yönetişimden bahseden Serdengeçti, bununla ilgili alt kalemleri de şöyle sıraladı: “Siyasal açıklık ve hesap verilebilirlik, devlet hizmetlerinin kalitesi, hukukun üstünlüğü, yolsuzlukların önlenmesi, siyasi istikrar, mevzuat ve düzenlemelerin etkinliği.” DALGALI KUR REJİMİNE DEVAM Sermaye hareketlerinin serbest olduğu ekonomilerde hem kur hem de faizin kontrol edilemeyeceğini bir kez daha ifade eden Merkez Bankası Başkanı, kurun seviyesini ise dalgalı kur rejimlerinde ekonomik temeller, uygulanan politikalar ve beklentilerin belirlediğini söyledi. Merkez Bankası’nın en büyük risk olan enflasyon riskiyle mücadele ettiğini ama buna karşılık şubat 2001’den beri kur riskini tamamen piyasaya bırkamış olduğunu hatırlatan Serdengeçti, burada şikayet edilen kur riski ve volatilite ile mücadele için vadeli piyasa işlemlerine yönelinmesi gerektiğini yineledi. Serdengeçti, “aşırı oynaklık” halinde Merkez Bankası’nın piyasaya müdahale etmeye devam edebileceğini, ancak bu “oynaklık” tanımının sadece Merkez Bankası’nın bileceği bir kavram olduğunu, ayrıca rezervlerini güçlendirme politikalarının da bulunduğunu sözlerine ekledi. Merkez Bankası mayıs-ekim arasındaki altı aylık dönemde piyasadan çektiği döviz ile 34.7 milyar dolarlık rekor döviz rezervine ulaşmıştı. BEKLENTİ ANKETİ TEK GÖSTERGE DEĞİL Şubat 2001’den itibaren kısa vadeli faizleri kontrol eden Merkez Bankası açısından, periyodik olarak yapılan beklenti anketlerinin sonuçlarının tek başına faiz indirimi için gösterge olmadığını bir kez daha ifade eden Serdengeçti, “Sanayideki genel gidişat olumlu görüldüğü sürece reel faiz düşer” dedi. Merkez Bankası’nın ayda bir yayınladığı iktisadi yönelim anketlerinde sanayideki genel gidişata ilişkin değerlendirmeler yer alıyor. | ||||
| |
|||
 Bankaların kara tahtaları siliniyor |
|||
| |
|||
 |
|
 |
|||||||||||||||
   |
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||
 | |||||||||||||||||
Sanayi üretimi Ekim'de sürpriz yaptı