Home page
Haber Menüsü


 
Bağıştı, gönüllü borçtu… Bırakın bunları…
 
Birilerinin bu Kararsız Kasım’lara şunları söylemesi gerekiyor: Bu işler tereddütle, eli titreyerek, “bağış”, “gönüllü borçlanma” gibi romantizm ürünü projelerle olmaz. Ne yapmak istiyorsanız, yapmalısınız. Doğrudan!.. Eliniz titremeden!.. Kararlılıkla!.
 
Mustafa Sönmez
NTV-MSNBC
 
1 Nisan—  AKP iktidarının en büyük sorunu ne biliyor musunuz? Kararsızlık. Kahir ekseriyetle seçimlerden çıktıkları ve dolu dolu iktidar oldukları halde hükümet olamadılar.

   
 
       
   
MSNBC News Piyasaları dövmeyelim de sürünelim mi ?
MSNBC News Patronlar cephesinde borç çatlağı
MSNBC News Delikanlı Kardeşim Tayyip'e mektup
MSNBC News Kim yahu bu "piyasalar?"…
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Oy aldıkları kesimlerin beklentileri ile IMF-TÜSİAD beklentileri arasında gidip geldiler. İkisine de yaranamadılar. ABD saldırganlığına yakın durmakla uzak durmak arasında gidip geldiler. Hala kafaları karışık.
        Şimdi de ekonomide atılacak adımlar konusunda kararsız, titrek ve korkaklar. 160 milyar dolara dayanan devlet borçları değirmeninin, IMF suyu ile taşınamayacağı, her geçen gün biraz daha anlaşılınca şimdi, “içeriden” gelen “gönüllü”, “bağış” türü palyatif mucitliklere kulak kabartmaya başladılar. Belki de atılması gereken radikal adımları anladılar da, bu operasyona toplumu, daha doğrusu, gücü yetebilecek olanları psikolojik olarak hazırlıyorlar.. Peki neden? Malum: “Aman piyasalar ürkmesin!…”
       
ROMANTİZM ÜRÜNÜ PROJELER
       Birilerinin çıkıp bu Kararsız Kasım’lara şunları söylemesi gerekiyor: Bu işler tereddütle, eli titreyerek, “bağış”, “gönüllü borçlanma” gibi romantizm ürünü projelerle olmaz. Ne yapmak istiyorsanız, onu yapmalısınız.
       Doğrudan!…Eliniz titremeden!…Kararlılıkla…
       Piyasayı ürkütmekten mi korkuyorsunuz? O zaman “piyasa” dediğiniz bir avuç rantiyenin tepkisinin önlemini alacaksınız. Ne yapabilirler? Dövize mi yönelirler? O zaman dövizin fiyatını belirleme inisyatifini elinize geçireceksiniz. Dışarı mı kaçarlar? O zaman sermaye kontrolünü getirecek, sermaye hareketlerini kısıtlayacaksınız.
       
KAYNAĞIN KAYNAĞI
       Baştan alalım.
       Durum: 160 milyar dolarlık devlet borcu, verili şartlar ve içinde bulunduğumuz konjonktür şartlarında çevrilememektedir. Bunun için yürütülen IMF programı ile dikiş tutturulamamaktadır.
       Başka bir paradigmaya ihtiyaç vardır. Bunun için de borcu borçla (özellikle dış borçla) kapatma alışkanlığına son verilmeli. ABD’nin önereceği ve karşılığı Kuzey Cephesi’nde işbirliği olan her tür öneri geri çevrilmeli. Borcu yeni dış borçla kapatmak yerine, içerideki potansiyel kaynaklara yönelmek gerek.
        O kaynak, bu toplumun en varlıklı yüzde 20’lik nüfusunda var. Milli gelirin yüzde 55’ine elkoyuyorlar. 2002 milli geliri 180 milyar dolar oldu. Bunun 145 milyar doları kullanılabilir gelir olarak hanelere girdi. Tepedeki yüzde 20’lik nüfus bu gelirin 80 milyar dolarını kullandı. Şimdi sadece 2002’de 80 milyar dolar kazanan bu kesime yönelmek gerek. Kaynak mı arıyorsunuz?
       İşte kaynağın kaynağı!…
       Bunun için atılması gereken adımlar sırasıyla şöyle:
* 1- 32 sayılı sermaye hareketlerine serbesti getiren mevzuat askıya alınmalı, sermaye hareketlerine kontrol getirilmeli. Bununla sermaye kaçışlarını, kan kaybını önlersiniz.
* 2- Döviz kuru, TEFE’ye endekslenerek döviz fiyatını belirleme inisyatifi ele alınmalı,
* 3- “Piyasalar” isimli azınlık sermayesinin spekülasyonunu önlemek üzere, borsa kazançları, menkul değer satış kazançları gelir vergisi kapsamına alınmalı, borsa kağıtlarının belli bir süre geçmeden satılmasının önlenmesi gibi önlemler alınmalı.
* 4- Vadesi gelen iç borçlar, alacaklı bankaların durumu da dikkate alınarak, uzun vadeli kağıtlarla değiştirilmeli. Vadesi gelen senetlerin bir kısmı için, gereğinde Merkez Bankası kaynakları ile ödeme yapılmalı.(MÜSİAD önerisidir).
* 5- Geçmiş devlet kağıdı faizlerinin ödenmesi sırasında yüksek oranlı bir gelir vergisi alınmalı. Ayrıca Devlet kağıtları üzerinden bir defalık bir “servet vergisi” alınmalı (1994’teki Net Aktif Vergisi benzeri…).
       Bu önlemler, parasal genişlemeye yol açar, mevduat ve kredi faizlerini aşağı çeker, iç talep canlanır, üretim genişlemesine yol açar.
       
RED DEĞİL, SADECE ANLAŞMA
       Evinin içini bu şekilde düzene koyduktan sonra, Türkiye dış borçları ile ilgili olarak da bir düzenlemeye gitme hakkını kullanmalı. 1998’de Rusya’nın yaptığını bugünün savaş koşullarında Türkiye’nin yapmasına, hiçbir dış alacaklı hayır diyemez.
       Kimsenin borcunu reddetmiyorsunuz, sadece yeni bir anlaşma istiyorsunuz. Tıpkı, ‘İstanbul Yaklaşımı’nda birçok firmanın alacaklı bankalarla oturup anlaşma yapması, ‘yaşat ki, alacağını alabilesin’ demesi gibi…
       Kararsız AKP’lilere, 1970’lerde ODTÜ sıralarına kazınmış ve okuduğumda benim de aklıma kazınan bir Fransız devrimi sloganını anımsatarak noktalıyorum.
       Oser penser, oser agir!…(Düşünmeye cesaret, denemeye cesaret!..)
 
       
    TOP5 Bankaların kara tahtaları siliniyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları