|
|
28 Mart Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, Irak savaşı nedeniyle mevduat piyasasında müşteri tabanlı işlerde bir panik yaşanmadığını ve fevkalade bir rahatlık bulunduğunu belirterek, A planımız yolunda gidiyor dedi. İş Bankasının basın toplantısında konuşan Özinceye göre savaşın etkilerinden kurtulmanın tek yolu mali disiplini sağlamak ve yapısal reformları aksatmamak... |
Özince, kurdaki oynamalar ve petrol fiyatlarındaki artışlar nedeniyle savaşın ekonomi üzerinde baskı yaratabileceğini söyledi. Özince, Irak savaşı ile ilgili B planınız var mı? sorusu üzerine, B değil ama A planımız hep esas. En önemli gözlemimiz bir hafta sonunda şu; müşterilerimizde hemen hemen hiçbir aşırı reaksiyon gözlemlemedik, hiçbir panik durumu olmadı dedi. Hesaplarda daha önceki Körfez savaşında gördükleri ve rahatlıkla göğüsleyebildikleri seviyelerin üçte biri kadar dahi çekiş olmadığını ifade eden Özince, şunları söyledi: Dün akşam itibariyle da geri dönüş başlamıştı. Halkın önemli bir bölümünün bu hafta içinde yatırımlarını Türk Lirasına yönlendirmeye devam ettiğini gördük. Kısacası, yurtiçindeki piyasada, mevduat piyasası müşteri tabanlı işlerde bir panik yoktu, fevkalade bir rahatlık vardı. Yurtdışı ile ilgili anlaşıldığı kadarıyla sektörde bazı sorunlar oldu. Fakat bunların İş Bankasını etkiler seviyeye ulaşmadığını gördük. Yani yurtdışı kredi hatlarında daralmalar oldu. İş Bankasının zaten yurtdışı nakdi kredi bağımlılığı da yoktur. A PLANIMIZ YOLUNDA GİDİYOR Bir başka önemli konunun da faiz oranlarındaki aşırı yükselme olduğunu anımsatan Özince, Bu ortamda dahi bu denli yüksek olmasının anlamlı olmadığını düşünüp, mevduat ve kredi faiz oranlarımızla oynamadık. Paniğe kapılıp mevduat faizlerini yukarı çekmedik. Kredilerde hiçbir kısıtlamaya gitmedik. A planımız yolunda gidiyor, ola ki biraz daha likidite talebi olursa bunlarla ilgili bankamızın hiçbir sorunu olmaz. Olsa dahi Merkez Bankasının gelişmelere hakim olduğunu, zamanında müdahale ettiğini, kararlı olduğunu gördüm. Bir hafta sonrasında müsterih olduğumu söyleyebilirim dedi. Kredi derecelendirme kuruluşlarının yaptığı açıklamalar ve değerlendirmelerin de anımsatılması üzerine Özince, bu kuruluşların yabancı bankaların ve diğer muhataplarının Türkiyenin içinde bulunduğu durumu biraz abartılı değerlendirdiklerini söyledi. Türkiyenin adeta savaşta olduğunu ya da savaşa girecekmiş gibi gözlemlendiğini duyduklarını anlatan Özince, Türk bankalarının aktif yapısına yönelik eleştirilerle ilgili olarak da bunun yabancı kreditörler için risk yaratacak düzeye geleceğine inanmadığını söyledi. Özince, Ben teknik ekibim ile konuştuğumda Türkiyede iç borcun çevrilmesi konusunda bir sorun olmadığını duyuyorum ve arkadaşlarıma da inanıyorum dedi. Kendilerinin ayrıca bir iki beyana bakan dealer mantığıyla çalışmadıklarını ve stratejilerini daha uzun soluklu yaptıklarını belirten Özince, Türkiye devletine güvenimiz tamdır. Onun temsilcisi olan hükümete de dedi. FIRSATÇILIK İKTİSADİ BİR TAVIR Ersin Özince, haksız uygulamaları anlatırken, Hükümete nota falan vermiyoruz, böyle anlaşılmasın dedi. Özince, kriz fırsatçılığının çok yanlış bir tanım da olsa, fırsatçılığın bir iktisadi tavır olduğunu vurguladı. Bunu ayıklamakla işin bitmeyeceğini dile getiren Özince, sığ piyasa koşullarında bunların yaşandığını söyledi. Özince, Piyasaların çok ciddi dalgalanmalar gösterdiğini gördük. Bunu yapanlar da fırsatı iyi değerlendirdiler dedi. Türk bankalarının, Türkiye risklerinin piyasa yapıcılığını dahi başarıyla sürdüremediklerini kaydeden Özince, şunları söyledi: Bundan kasıt para kazanacak şekilde hareket olarak da algılayabilirsiniz. Sadece Türkiyenin kalesini korumak değil. İlla ki o da birinci görevimizdir ama biz para kazanmayı dahi yapamadık. Çünkü kendi ülkemizin kağıdıyla uğraştıkça çok riskli oluyormuşuz. Böyle kriterler her yandan kuşatıyor sizi. Özince, bir başka soru üzerine de, Türkiyede enflasyon ve reel faizler düştükçe bankaların kar etmede zorlanacaklarına işaret ederek, Zarar edilir. Ancak kar etmek için de gerekli önlemler alınır. Karla zarar kardeştir dedi. Önümüzdeki aylar içinde ciddi itfalar var. Buradan çıkacak paraların tekrar iç borç senetlerine dönüşünü bekliyor musunuz? sorusu üzerine, Özince, şöyle dedi: Yerine gelir. En kötü gününde Türk insanı devletinin kağıdını alıyor. Bu insana tepki duymamak, rantiyeci dememek lazım. Kendi ülkesinin borçlanma senedini en zor, en kötü değerlendirmelerin yapıldığı dönemde dahi alan kayıtlı insana tepki duymamak lazım. Önce yapılacak başka işler var. Dolayısıyla kanaatim, bugünkü koşullarda itfada yuvarlama olur. Arkadaşlarımdan duyduğum, olağanüstü koşullar olmazsa bu yıl böyle bir sorunun olmayacağını düşünüyoruz. Özince, Kriz fırsatçısı kimdir? sorusu üzerine de, şunları kaydetti: Kriz fırsatçısı gibi aşırı ifadelerin manşet olmasını arzu etmiyorum. Fırsatçılık yanlış birşey değildir. Sakıncalı tabii de her işin piyasasında olur. Bu konuda Bankalar Birliğinin birşey yapması mümkün değil. Sebze halinde bile oluyor biliyorsunuz. Domatesin kilosu... Biberin kilosu deyince işler karışmıştı bir defa. 5 milyona aldığın zaman bu da bir nevi spekülatif bir tavırdır. Belki piyasa yapıcılığı ve benzer müesseselerle biraz daha bunlar rahatlatılabilir. Türk bankalarının özellikle likidite yönünden eli güçlendirilirse, yükleri uluslararası kriterlere uygun hale getirilirse kendi kalesini koruma konusundaki kabiliyeti artar. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||