|
Tekince: İMKB'nin özelleşmesinde fayda yok Bazı borsacılar borsanın özelleşmesine muhalif İMKB ve Piyango özelleştirmesi sorunlarla dolu İMKB, Altın Borsası ve Milli Piyango özelleştiriliyor |
|||
Karacan, Mali Piyasalar Üzerine Denemeler kitabında da yer verdiği İMKBnin özelleştirilmesi konusundaki çalışmasında, İstanbul Menkul Kıymetler Borsasının (İMKB) şirket statüsüne dönüştürülebileceğini ve şirketleşmiş bir İMKBnin de mutlaka özelleştirilmesinin gerekli olduğunu vurguladı. İMKBnin şirketleşmesi için buna hazırlanmasına ve bazı ön koşulların sağlanmasına ihtiyaç bulunduğunu dile getiren Karacan, şirket haline getirilen Frankfurt Borsasının yüzde 12sine Deutsche Bankın, yüzde 8ine Dresdner Bankın, yüzde 5ine Commerzbankın, yüzde 10una her federal bölgede birer tane olan menkul kıymet borsalarının, yüzde 9una aracı kurumlar birliğinin ve yüzde 56sına da hemen tamamı bankalar olmak üzere diğer küçük yatırımcıların sahip olduklarını kaydetti. İMKBnin tekelci bir kuruluş olarak devlet tarafından kurulduğunu ve bu nedenle İMKBnin başlangıçtaki sermayesinin ne olacağı ve buna hangi oranda kimlerin sahip olacağının cevaplanması gereken en temel soru konumunda bulunduğunu bildiren Karacan, Daha sonra ortaklık yapısı değişebilir. Ancak başlangıç önemlidir. İMKB ortak bir eserdir ve bunun şirketleşmesi de bu ortak eser olma özelliği dikkate alınarak gerçekleştirilmelidir dedi. ÖZELLEŞTİRME MODELİ NE OLMALI? İMKBnin geçmiş yıllardaki net varlık birikiminin değerleme yapılarak sermayeye dönüştürülmesi ve bu sermayenin çeşitli hisse gruplarına ayrılması gerektiğini belirten Karacan, şunları kaydetti: Sermayenin A grubu olarak ayrılan yüzde 15lik bölümü, geçmiş 5 yıllık dönemde hisse senedi piyasasında yaptıkları işlem hacmine bağlı olarak İMKB üyelerine bedelsiz olarak verilmelidir. A grubu hisseler sadece ve sadece İMKB üyeleri arasında alınıp satılabilme özelliğine sahip olmalıdırlar. A grubu hissedarların İMKB yönetim kuruluna bir üyeyi seçme hakkı olmalıdır. B grubu olarak ayrılan yüzde 5lik kısmı ise Aracı Kurumlar Birliğine bedelsiz verilmelidir. Bu hisseler elden çıkarılamamalıdır. Sermayenin yüzde 10luk kısmına tekabül eden C grubu hisseler, geçmiş 5 yılık işlem hacimleri dikkate alınarak borsaya kote halka açık şirketlere bedelsiz olarak verilmelidir. Bu durumda B grubu hisseler de ancak Borsaya kote şirketler arasında alınıp satılabilmelidir. Sermayenin yüzde 15lik kısmının ise D grubu hisse olarak, halka satılmak yani özelleştirilmek üzere Hazineye bedelsiz verilebileceğine işaret eden Karacan, şöyle devam etti: Sermayenin kalan yüzde 55lik kısmı ise E grubu olarak özelleştirilmek amacıyla Hazineye bedelsiz verilmelidir. Hazine bu hisseleri Türkiyede kurulu banka, aracı kurum, sigorta şirketi, özel finans kurumu gibi mali kurumlara satmalıdır. D gurubu hisseler yanlızca mali kurumlar arasında alınıp satılmalıdır. İkincil piyasa satışlarında bu hisseler mali kuruluşlar dışında diğer menkul kıymet borsalarına da satılabilmelidir. Karacan, D ve E grubu hisselerin, İMKBnin şirket haline dönüştürülmesinden itibaren en geç altı ay içinde en yüksek fiyatı verene açık artırma ile özelleştirme mevzuatı çerçevesinde satılması gerektiğini vurgularken, Bu süre mutlak olmalı, eğer bu süre içinde bu hisseler satılarak özelleştirilemez ise A ve C hisse grubundakilere aynı esaslarla bedelsiz dağıtılmalı ve özelleştirme bitirilmelidir dedi. SPK GÖREVLENDİRİLMELİ Ancak ilk satışta, hiç bir gerçek ya da tüzel kişinin doğrudan ya da dolaylı olarak C ve D grubu hisselerinde İMKBnin sermayesinin yüzde 15inden daha fazla pay sahibi olmaması gerektiğini bildiren Karacan, Takasbank ise karşılıklı iştirak nedeniyle İMKBde hissedar olmamalıdır. Özelleştirme işi ile SPK görevlendirilmelidir görüşünü savundu. Yönetim kurulunun kaç kişiden oluşacağı ve nasıl seçileceği ana sözleşmede yer alacağına dikkati çeken Karacan, Benim önerim, yonetim kurulu üye sayısının başkan dahil 7 kişi olması yönünde. İMKBnin 7 kişilik yönetim kurulu üyelerinden birisi A grubu, birisi C grubu hissedarlarınca seçilir. Diğer dört üye ise genel kurulca hissedarlar tarafından seçilir. A grubu üyenin seçimi de A grubu hissedarları arasından, C grubunu temsil eden üye de B grubu hissedarları arasından genel kurulca seçilmelidir. Ancak hem A hem de C grubundan seçilen kişi aynı sermaye grubundan olmamalıdır dedi. Ali İhsan Karacan, SPKnın İMKBnin yönetimine bir üye seçmesine ihtiyaç bulunmadığını da belirtirken, İMKB Başkanının da yönetim kurulunun doğal üyesi olması gerektiğini bildirdi. İMKBnin özelleştirilmesinin ardından İMKBye ya da başka bir borsaya kote edilmesinin acil ve zorunlu olmadığını da kaydeden Karacan, şu görüşleri dile getirdi: Bu kotasyonun İMKBye yapılması ters gibi görünmekle birlikte, bunun en önemli yararı, hisseler için ikincil bir piyasa ve fiyatlama yaratılacak olmasıdır. Özelleşmesinin ardından en az bi kaç hesap yılı geçtikten sonra kote edilebilir ve arada geçecek bu süre içinde İMKB şirket olarak yönetilmeye uyum sağlayabilir. En olumlu yönünden ele alırsam, 1,5 yıllık bir süre içinde İMKB şirket haline dönüştürülüp özelleştirilebilir ve bu sürecin tamamlanmasından en az 1 yıl sonra da, İMKBye kote edilip ikincil piyasası oluşturulabilir. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||