|
Hükümetin ilk sürprizi, kamu için çok önemli bir kaynak yaratıcısı olan Milli Piyango İdaresi. Hatta, İdare aynı zamanda kamu dengesi için de önemli bir araç niteliğinde.
Milli Piyango İdaresi 2001 yılında kamuya 272.8 trilyon liralık kaynak sağladı. 2001 yılında Savunma Sanayi Destekleme Fonuna 82 trilyon lira kaynak ödeyen Milli Piyango İdaresi Hazineye 72 trilyon kaynak sağladı.
2001 yılı verileriyle Milli Piyango İdaresinin işletme faaliyet karı 98.3 trilyon lira. ve 220.4 trilyon lira ikramiye dağıttı. İdareden kamuya sağlanan kaynaklar toplamı ise faaliyet karının 2.7, dağıtılan ikramiye tutarının 1.2 katına denk geliyor.
DÜZENLEMELER TARTIŞMA YARATACAK
Ancak, uzmanlar, bu denli önemli bir kaynak yaratıcısı olan Milli Piyango İdaresinin özelleşmesi konusunda sorun yaratacak noktalara dikkat çekiyor. Bunlar özetle şöyle: Özelleştirme için hangi yöntemin kullanılacağı konusunda çok net bir açıklama yok. Özelleştirme için nasıl bir düzenleme yapılacağı ve kamunun yıllık yaklaşık 200 milyon dolarlık bir kaynaktan mahrum kalıp kalmayacağı sorusunun yanıtı da yok. Mali portesi bu denli güçlü bir kuruluşa ortak olacak bir sermaye birikimi Türkiyede var mı? Olsa bile, kriz döneminin yaralarını yeni yeni saran kuruluşlar, Milli Piyangoya talip olacak mı? Eğer Milli Piyango İdaresi özelleşir de, yeni özel şirkete devlete duyulduğu kadar güven duyulmaz ve yıliçinde ve özellikle yılsonu çekilişlerinde piyasadan para toplama işi bugünkü kadar yoğun olmazsa, kamu dengesi yılsonu harcamalarında, bugün nisbeten sağladığı dengeyi sağlayabilir mi, yoksa sağlayamaz mı sorularının yanıtı da net değil. Milli Piyango İdaresi, sadece, adına Milli Piyango denilen bir renkli kağıtları satmıyor. Marketlerden, markaların özel promosyon çekilişlerine hatta TV showlarına kadar pek çok hediye verme işinin de düzenleyicisi. Hükümet, bu konudaki düzenlemeleri nasıl yapacak? Yapılacak düzenlemeler ciddi tartışmalara neden olabilir. Piyangolar, özellikle sanayileşmiş ülkelerde özelleştirilmiş durumda. Ancak, bu ülkelerde ikramiye verme işlerini düzenleyen bir kamu denetlemesi de var.
İMKB SATILIYOR, PEKİ YA TAKASBANK?
Hükümetin 2003 yılı özelleştirme programında dikkat çeken bir diğer konu da İMKBnin satışı ile ilgili konu... Nerdeyse tüm aracı kurumlarda ve potansiyel müşterilerde borsanın gerçek değeri ile ilgili hummalı bir çalışma başlamış durumda. Ancak, Borsaya bir alıcı çıkar mı, çıkmaz mı sorusu da en az Milli Piyangoda olduğu kadar belirsiz.
Ancak, borsacılar bu konuda da belirsizliklere dikkat çekiyor. Bunlar şöyle: İMKBnin son yıllara kadar birikmiş geliri vardı ancak son yıllarda kamuya transfer edildi. Büyük bir özelleştirme geliri çıkmayabilir. Daha da önemlisi borsanın belkmiği olan aracı kurumlar bu özelleştirmeyi karşılayacak sermaye birikimine sahip değil. İMKBnin yapısı değişirse, Borsayı gelir bakımından ayakta tutan kurumlardan Takasbankın da el değiştirmesi gerekecek. Ancak, İMKB ile Takasbankın hukuki birlikteliklerine ait kesin bir ibare de yok. Takasbank kendini İMKB tarafından, İMKB bünyesinde mevcut piyasalarda gerçekleşen işlemlerin nakit ve menkul kıymet takasını sonuçlandırmak üzere yetkilendirilmiş merkezi takas kuruluşudur diye tanımlıyor. Ancak, İMKBye dahil bir kuruluştur demiyor. Dolayısıyla 2003 Özelleştirme Programında, Takasbankın da olup olmayacağı sorusu hala yanıt bekliyor. Yasal düzenlemenin ne olacağı yönünde iki farklı görüş var. Birincisi İMKByi bir kamu kurumu olmaktan çıkarıp bir anonim şirket haline getirecek yasal düzenleme. İkincisi ise, yine bir yasal düzenleme ile İMKB satışına Takasbankın da dahil edilip edilmeyeceğinin bir an önce belli olması görüşü. İstanbul Altın Borsası da küçük ölçekli bir kuruluş. Buradan da bir girdi sağlanamayabilir. Özelleştirme modeline gelince: Benzer örneklerden dünyada çokça olduğu için işin modelini çizme tarafı kolay. Örneğin, İMKB, Kırgız Borsasının yüzde 24.5, Bakü Borsasının da yüzde 5.2 pay ile ortağı. Yani İMKB yönetimi daha önce borsa satın almış. Modelin nasıl çalışıtğını biliyor. Hatta İngiliz Borsasının Hollandalılara satışı örneği de biliniyor. | |