|
|
Büyüme üçüncü çeyrekte %7.8 arttı Babacan: Büyüme %6'yı aşabilir |
|||
Peki ekonominin büyüdüğü doğru değil mi? Doğru olmaz mı, doğru tabii. Ama rakamları doğru okumak gerekiyor. 2001 yılını tarihi bir küçülmeyle, yüzde 9.5 daralmayla bitiren Türkiye ekonomisi, 2002nin ilk çeyreğinden itibaren belini doğrultmaya başladı. İlk çeyrekte binde 2 büyüdükten sonra, ikinci çeyrekte yüzde 9.4, üçüncüde yüzde 7.8 büyüdü. Son çeyrek de fena geçmeyecek ve yılı yüzde 6 büyüme ile kapayabileceğiz. Yüzde 9.5 küçülmeden yüzde 6 büyümeye. Yüzdeler hiç fena değil. 2000 YILI RAKAMLARININ GERİSİNDEYİZ Ama bir de mutlak rakamlarla okursak görüntüyü. 1987 sabit fiyatlarıyla 2000 in 9 ayında 89 trilyon TLlik katma değer üretmişiz. Krizin 9 ayında bu 82 trilyon TLye gerilemişiz. Bu yılın 9 ayında ise 87 trilyon TLye çıkmışız. 2001e göre, büyümüşüz ama 2000 in 9 ay rakamlarının hala gerisindeyiz.. Bir de , Büyümüşüz de neden bunu hissetmiyoruz ? sorusu var. Çünkü bu büyüme büyük ölçüde dış talepten kaynaklandı. İç talebin ,daha doğrusu içerideki alım gücünün beli kırılınca dışa yöneldi sanayiciler. 2001deki yüzde 100ü aşan devalüasyonun itmesi ve dalgalı kurun verdiği teşvikin yanı sıra ücretlerin dehşetengiz düşüşü ile dışarıda rekabet gücü sağlandı. İhraç ürünlerinde fiyat kırılarak yıllık 34 milyar dolar ihracat rekoruna ulaşıldı. Üretim var, çarklar dönüyor ama ücretler düşük, istihdamda ciddi artış olmadan bir çark dönüşü, düşük kar marjlarına dayanan adeta dostlar alışverişte görsün türü bir büyüme. İplik fiyatına konfeksiyon, tüp fiyatına televizyon satılan bir ihracatın büymesi. Ekonomi büyüyor ama bu büyüme refaha yansımıyor. Bu durum, aile harcamalarında da açıkça görülüyor. 2000in ilk 9 ayında yine 1987 sabit fiyatlarıyla 62 triyon TLlik harcama yapmışken 2001 krizinde 57 trilyon TLye düşmüş hacamalar. 2002 de ise yine 57 trilyon TL dolayında. Yani büyüme, gelire ve iç harcamaya dönmemiş. Büyüdük, krizden çıktık diyoruz ama aile harcamaları geçen yılın aynı düzeyinde. İlk 9 aylar itibariyle büyüme yaşanmış ama, 2000deki harcama seviyesinin hala yüzde 8 gerisindeyiz, tüketimimiz geçen yılın aynı düzeyinde. Bu büyüme işte böyle bir büyüme ve Türkiye, bu tarz bir büyüme dönemine girdi artık. Yoksullaştıran ihracat büyümesi. Beğenin, beğenmeyin böyle Ekonomi büyüyor, refah büyümüyor. Hane gelirleri büymüyor, istihdam büyümüyor. Şimdi oturup konuşalım, büyümeyse büyüme. Hem de yüzde 6 !.. Ama böyle bir büyüme midir istediğimiz ? Devalüasyona, düşük reel ücrete, kayıtsız istihdama, neredeyse köle emeğine dayalı, ABli ailelerin tüketim sepetindeki malları ucuza üretip ucuza ihraç etmeye talim etmek mi olacaktır bundan sonraki kaderimiz. Oturup tartışalım... | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||