|
İşlerin kötü gitmesi halinde ise Suudilerin petrol arzını artırarak kendine rakip olacak Irakı baltalayabileceği ve savaşın sokak çatışmalarından kitle imha silahlarına kadar çığrından çıkabilecek.
Dergide, Irak petrollerinin, Çin ve Hindistanın önümüzdeki 10 yılda artacak petrol talebinin fiyatları körüklememesi için sigorta olarak kullanılmak istendiği de belirtiliyor.
ASKERİ OPERASYON YETMEYEBİLİR
Haberde, ABDnin kararlılığının sadece askeri bir operasyon ile sonuç vermeyebileceği yönündeki piyasa görüşleri yer alıyor. Buna göre, sosyal ve ekonomik politikalarla desteklenmeyen bir operasyon, başarılı olsa dahi ABDnin istediği sonuçları vermeyebilir.
Operasyondan sivil halkın zarar görmesi ve dayatmayla sosyal yaşamın değiştirilmesi halinde bölgesel tepkiler oluşabileceği, anti-Amerikan görüşlerin yayılabileceği ve İslam dünyasının da bu olaylara reaksiyon gösterebileceği vurgulanıyor. Bu yorumlar yapılırken, ABDnin Orta Doğu ve Arap dünyasındaki olumsuz imajına da atıfta bulunuluyor.
EN ZENGİN 2. PETROLCÜ
ABDnin Irak petrolleri üzerindeki emelleri zaten biliniyor. Irak, dünyanın en büyük ikinci kanıtlanmış petrol yataklarına sahip ülke durumunda.
Şu anda dünyada varlığı kanıtlanmış petrolün yüzde 10.7si Irak topraklarında bulunuyor. Irak bu konuda sadece yüzde 24.9luk paya sahip Suudi Arabistanın altında yeralıyor.
|
|
| Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'e ülke içinde destek azalmıyor.
| |
Peki Saddam devrilir ve dünya ile barışık bir Irak kurulursa ne olur? Uzmanlar bu konuda oldukça iyimser.
Yenilenmiş bir petrol endüstrisiyle Irakın hızlı bir ekonomik büyüme sürecine girebileceği, İran Savaşı öncesindeki performansını yakalayabileceği ifade ediliyor.
Irakın bölgedeki birçok ülkeye göre daha verimli tarım alanları bulunduğu, dinamik bir nüfusa sahip olduğu ve yine bölge ülkelerine göre çok daha verimli çalışabilen bir yapısı bulunduğu vurgulanıyor.
ÜRETİM 6 MİLYON VARİL ARTACAK
Piyasa uzmanları, Irakın petrol sahalarının güçlü olduğu, ancak bir an önce geliştirilmesi gerektiği görüşünde. Irak şu anda uygulanan ambargonun da etkisiyle günde 2 milyon varil petrol üretimi yapıyor.
Oysa bu potansiyelin günde 8 milyon varile kadar çıkarılabileceği vurgulanıyor. Ancak bu noktada bir başka tehlike ortaya çıkıyor: OPEC ülkeleri...
Günde 8 milyon varil petrol üreten bir Irakın, OPECin başına gelebilecek en kötü durum olduğu ve bu yolla Suudi petrolüne rakip yaratılabileceği vurgulanıyor. Suudiler ise boş durmuyor ve alternatif senaryolar hazırlıyor. Bunların en çarpıcısı, Suudi Arabistanın bir karşı atağa kalkarak petrol arzını geçici bir süre için ciddi oranlarda artırması. Bu durumda düşen fiyatların hem dünya ekonomisi üzerinde rahatlama etkisi yaratarak operasyonun haklılık gerekçesini ortadan kaldırması hem de yenilenme aşamasındaki Irakın petrol gelirlerini vurması gündeme gelecek.
10 YILDA 35 MİLYAR $ YATIRIM
Irakın petrol altyapısını ayağa kaldırmak için yabancı yatırımcıları ülkeye davet etmekten başka şansı olmadığı da belirtiliyor. Bunun için petrol şirketlerine gelecek 10 yıl içinde 35 milyar doların üzerinde bir yatırım ve gelir kapısı açılacağı da gözardı edilmiyor.
İstikrarlı şekilde petrol üreten bir Irakın tek getirisi elbette sadece enerji değil. Arz fazlasından kaynaklanan fiyat düşüşünün, zor günler yaşayan dünya ekonomisini de tetikleyeceği öngörülüyor.
Petrol fiyatlarının 20 doların altına düşüp beş yıl süreyle bu seviyesini koruması halinde, global ekonominin hızla iyileşeceği, bunun şirket karlarına ve hisse senedi piyasalarına olumlu yansıyacağı belirtiliyor.
ÇİN-HİNDİSTAN PLANI
Aslında ABDnin bir başka önemli planını da giderek dünya ile bütünleşen Hindistan ve Çin oluşturuyor.
Önümüzdeki 10 yıl boyunca her yıl ortalama yüzde 7 büyümesi beklenen Çin ekonomisinin, dünya petrol dengelerini bozması kaçınılmaz olarak görülüyor. Bu iki ülke nedeniyle artan talebin petrol fiyatlarını artıracağı, Irak petrollerinin de bu dengenin korunması için sigorta rolü üstleneceği ifade ediliyor.
Ayrıca Rusyanın da Irak petrolü üzerinde Sovyet döneminden kalan borçları karşılığında hak iddia edebileceği belirtiliyor.
Derginin haberinde, Kuzey Irakta bir Kürt devleti kurulmasının da Türkiyenin karşı çıkması nedeniyle kolay görünmediği kaydediliyor.
ÜÇ ANAHTAR ÜLKE
Peki Saddamı devirme planı başarısız olursa neler olabilir? Öncelikle savaşın bölgesel bir yapıya kavuşmasının söz konusu olabileceği belirtiliyor. Bu noktada üç ülkenin tavrının önem kazanacağı söyleniyor.
İlk ülke, Körfez Savaşında Saddamın yanında yer alan ve nüfusunun yarıdan fazlası Filistinli olan Ürdün.
Bir diğer önemli ülke ise, Suudi Arabistan. Petrol arzının artmaması için operasyona çekinceli davranan Suudi Arabistanda, ABD karşıtı muhafazakar grubun görüşün giderek güçlendiğinin altı çiziliyor.
Üçüncü ülke ise İran. ABD ile sorunları bitmek bilmeyen İranın tavrı da ABDnin politikası için büyük önem taşıyor.
Uzmanlar, işlerin kötü gitmesi halinde kimyasal ve biyolojik silahların İsraile yönelebileceği, Bağdatta sokak sokak, kora kor bir kara savaşı yaşanabileceği, kitle imha silahları tehdidinin de dünyayı tehdit edebileceği görüşünde... | |