|
20 Temmuz 1992 yılında, DYP-SHP koalisyon hükümeti döneminde, demokratikleşme çalışmaları çerçevesinde, YÖK Yasasında değişiklik yapılırken DYP, ANAP ve Refah Partisinin (RP) işbirliğiyle rektör seçiminde YÖKün devreye sokulduğu belirlendi. TBMM tutanaklarında yer alan bilgilere göre, 1992 yılında Turgut Özalın cumhurbaşkanlığı döneminde DYP Grup Başkanvekilleri Bekir Sami Daçe, Turhan Tayan ve Güneş Müftüoğlu ile SHP Grup Başkanvekilleri Aydın Güven Gürkan ve Ercan Karakaş, üniversite rektörlerinin seçimle işbaşına gelmesini sağlamak amacıyla ortak bir yasa önerisi verdi. |
YÖK'te demokrasi sınavı Siyasilerden YÖK'e büyük tepki YÖK'te "Sezer" depremi |
|||
Yasa önerisinde, üniversite rektörlerinin öğretim üyelerinin seçeceği üç üye arasından cumhurbaşkanı tarafından atanması öngörüldü. Önerinin Milli Eğitim Komisyonunda görüşülmesi sırasında, DYP, ANAP ve RPnin işbirliğiyle değişiklik yapıldı ve üniversite öğretim üyelerinin seçeceği en çok oy alan 6 üye arasından YÖKün belirleyeceği 3 kişinin atanmak üzere cumhurbaşkanına sunulması ve cumhurbaşkanının bu üç kişi arasından rektör ataması sağlandı. SOYSALIN AÇIKLAMALARI Önerinin Genel Kurulda görüşülmesi sırasında konuşan dönemin SHP milletvekili, anayasa hukukçusu Prof. Dr. Mümtaz Soysal, anayasada atamadan söz edilmediğini, cumhurbaşkanının yetkileri arasında rektör seçme yetkisi de bulunduğunu, ancak anayasada YÖKün yetkileri arasında rektörleri seçme ya da atama diye bir hüküm olmadığını söyledi. Soysal, bu konuda anayasa cenderesi içinde değiliz diyerek YÖKün devreden çıkarılmasını isterken, getirilen düzenlemeyle cumhurbaşkanının rektör seçme yetkisinin önüne getirilen adaylarla sınırlı olduğunu kaydetti. Soysal, YÖKü yeniden devreye soktuk mu, o zaman atacağımız adım ileriye doğru atılmış bir adım değil, bilakis geriye doğru atılmış ya da hiç atılmamış bir adım olur dedi. Rektör seçiminde YÖKün devreye girmesinin öncülüğünü yapan DYPli Ayvaz Gökdemir ise, Sevsek de sevmesek de YÖK, Anayasal bir vakıadır. YÖK bir tarafta duracak, üniversite öğretim üyeleri adaylarını seçecek, doğrudan cumhurbaşkanına götürecek ve bir rektör seçilecek. Bu şekilde çarkın dişlilerini birbiriyle çatıştırmış oluruz diye konuştu. VETO KONUSU DÜŞÜNÜLMEDİ TBMM Genel Kurulunda 1 Temmuz 1992 tarihindeki görüşmeler sırasında, Milli Eğitim Komisyonundan gelen metin aynen benimsenerek yasa bugünkü biçimiyle kabul edilirken Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezerin YÖKün belirlediği rektör adaylarını veto etmesiyle ortaya çıkan sorun hiç öngörülmedi. Görüşmelerde, YÖKün, üniversite öğretim üyelerinin seçtiği kişiler arasında en az oyu alanları cumhurbaşkanına bildirmesi ya da cumhurbaşkanının YÖKün belirleyeceği adayları geri göndermesi durumunda çözümün nasıl olacağı şeklinde herhangi bir fikir sunulmadı. Görüşmelerde RP ise, 6 rektör adayının belirlenmesi sırasında üniversite öğretim üyelerinin yanısıra 3 öğrenci temsilcisi ile 3 öğrenci ailesi temsilcisinin de oy kullanabilmesi için önerge verdi, ancak kabul edilmedi. Genel Kuruldaki görüşmelerde dönemin Milli Eğitim Bakanı Köksal Toptan, geçici bir önlem olarak sözkonusu yasal düzenlemenin getirildiğini, üniversiteler konusunda geniş bir reform hazırlığı yapıldığını bildirdi. Ancak, geçici olarak getirilen rektör seçim sistemi aradan 8 yıl geçmesine ve sürekli tartışma konusu olmasına dağmen bir daha değiştirilmedi. | ||||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||