|
| | 
Usta Macar yönetmen Istvan Szabóya 2002 Mar del Platada En İyi Yönetmen ödülünü kazandıran film, Ronald Harwoodun aynı adlı oyununu temel alıyor. Bu çok dokunaklı ve dramatik yönden etkileyici filminde, sanat ile baskı arasındaki çatışmayı ve totaliter rejimlerde sanatçının sorumluluğunu inceliyor.
FİLMİN KONUSU
ABD ordusunda binbaşı olan Steve Arnold, İkinci Dünya Savaşının sonunda, Berlinde Amerikan Nazilerden Arındırma Komitesi adına 20. yüzyılın en seçkin orkestra şeflerinden biri olan Wilhelm Furtwängleri sorguya çekmekle görevlendirilmiş fanatik bir adalet savunucusudur. Hitler ve Göbbelsin dostu ve Almanyanın önde gelen kültürel değerlerinden biri sayılan Furtwängler, birçok Yahudi müzisyene güvenli bir sığınak sağlamakla birlikte Nazi Partisinin kültürel politikasında suç ortağı olmuştur...
ISTVAN SZABO | |
|
1938 yılında Budapeştede dünyaya gelen yönetmen son dönem yapıtlarında faşizmin psikolojisini inceliyor. 1956 yılında girdiği Budapeşte Tiyatro ve Sinema Akademisinde aldığı eğitimini 1961 yılında yönetmenlik diplomasını alarak tamamlayan yönetmen, bitirme projesi olarak çektiği kısa filmi Koncert-Konser ile uluslararası festivallerde büyük ilgi gördü. Szabo, yine 1961yılında çektiği Bir Tema Üzerine Çeşitlemeler ve şiirsel bir anlatımla çektiği 1963 yapımı Sen adlı kısa filmleriyle de çeşitli ödüller kazandı.
Konulu ilk filmi olan Düş Görme Çağını 1964 yılında çeken yönetmen bu filmle birlikte, 1967 yapımı Baba ve 1970 yapımı Aşk Filmi ile bürokratik Macar toplumunda 1956 olaylarının izlerini taşıyan kendi kuşağının sorunlarına eğildi. Nitekim, 1956 yılında yaşanan Macar isyanı ve Sovyet tanklarının paletleri altında ezilmesi bu kırılgan ulusu yüreğinden yaralamış, bu aşamadan sonra sinema, Macarların özgürlük, bağımsızlık ve başkaldırı arzularının sözcüsü haline gelmişti.
Szabo, Babada, ülkesinin yakın ve acılı tarihini büyük bir cesaretle ve açık yüreklilikle sorguladı. Siyah beyaz görüntülerin şiirsel bir duyarlılıkla sarmaladığı film, küçük bir çocuğun gözlerinden 1956 ayaklanmasının, kaybolan ve beklenen babaların dramlarını yürek burkucu bir anlatımla perdeye taşıyordu.
1970lerde daha kişisel bir çizgiye yönelen sanatçı, bir apartmanın dünü, bugünü ve geleceğini kurgulayarak Macar toplumunun mizahi bir alegorisini ortaya koyduğu İtfaiyeciler Sokağı 25i 1974 yılında çekti.
1979 yapımı Güvende bireylerin ruh durumlarına ve iç hesaplaşmalarına ağırlık veren Szabo, en iyi yabancı film dalında kendisine Oscar kazandıran 1981 yapımı Mefistoda ise sanat-iktidar ilişkileriyle faşizmin ideolojisini ve psikolojisini inceledi. Ülkesinin tarihine döndüğü 1984 yapımı Albay Redlin ardından çektiği 1988 yapımı Hanussen ile yeniden faşizmi mercek altına alan sanatçı, bu filmde de faşizmle uzlaşmış bireyin ruhsal çıkmazlarını işledi.
Sanatçının ülkemizde de gösterilen filmi Sevgili Böbe, Tatlı Emma, komünizm sonrası çürüyen ve yozlaşan Macar toplumuna yöneltilmiş acımasız bir bakış, adeta bir ölüm çığılıydı.
Istvan Szabo, sinemasal anlatımındaki sakinlik, duruluk, arınmışlık ve sadelikle koşut gelişen, şiirsel ve büyülü estetiğiyle öncelikle kendine has bir sinema adamı. Aynı zamanda da ulusunun, Avrupanın dünüyle bugünü üzerine düşünen, bu ortak tarihi sorgulayan, yargılayan çağdaş bir aydın.
Kaynak: www.hürriyetim.com
AnaBritannica, Cilt 20, sf. 215
| |