|
Hem kamuda, hem de özel sektörde yıllık büyüme tahmini yüzde 4-5 arasına çekilmiş durumda. Bu beklenti gerçekleşirse Türkiye, bir kez daha rekor düzeyde küçülmenin ardından yüksek bir büyüme oranına ulaşmış olacak.
İKİ BÜYÜK DARALMA ATATÜRK DÖNEMİNDE
Aslında Türkiye, cumhuriyetin daha önce de defalarca bu tabloyu çizdi. Bir yıl ciddi oranda küçülme, ardından hızlı büyüme trendi, Türkiyenin 1924ten bu yana yabancı olmadığı bir durum.
Cumhuriyetin ilk ciddi küçülmesini 1927 yılında yaşayan Türkiye, bu yılı yüzde -12.8lik bir daralmayla tamamladı. Ancak ertesi yıl ciddi bir atılım hamlesiyle yüzde 11lik büyümeye ulaşan ülke, daralmanın izlerini bir nebze olsun silmiş oldu.
|
|
| | |
Cumhuriyetin kuruluşundan sonra ikinci büyük daralma ise 1932 yılında gerçekleşti. Yüzde 10.7 daralan ekonomi bir sonraki yıl yüzde 15.8 büyüyor, ancak 1935 yılında bir kez daha yüzde 3lük bir daralmayla karşı karşıya kalınıyordu. Bu daralmanın ardından ekonominin bir yıl sonraki performansı yine göz kamaştırıcıydı. 1936 yılı, Türkiye ekonomisinin bugüne kadar gördüğü ikinci büyük büyümeyle sona eriyordu: Yüzde 23.2.
1940 yılında İkinci Dünya Savaşı başlıyor ve ekonomi ilk kez ardı ardına iki kez daralıyordu. 1940taki yüzde 4.9 ve 1941deki yüzde 10.3lük daralmayı, 1942deki yüzde 5.6lık büyüme biraz olsun dengeliyor, ancak ekonomi 1943te yüzde 9.8, 1944te yüzde 5.1, savaşın son yılı olan 1945te ise rekor düzeyde; yüzde 15.3 daralıyordu.
SAVAŞ SONRASI BÜYÜME ZIPLADI
Rekor daralma, peşinde rekor büyümeyi de getiriyor, savaş tehlikesini atlatan Türkiye, 1946 yılını yüzde 31.9luk büyüme ile tamamlıyordu.
Tek partili dönemin sona erdiği 1949 yılı yüzde 5 daralan, bir sonraki yıl ise iktidar değişikliği ve Menderes Hükümeti ile yüzde 4.9 büyüyen Türkiye, Kore Savaşının yaşandığı 1954 yılı dışında 1979a kadar başka küçülmeyle karşı karşıya kalmıyordu.
Türkiye, bundan sonraki ilk ciddi dip ve zirveyi, askeri darbe öncesinde terör nedeniyle zor günler geçirdiği sırada yaşadı. Sağ-sol çatışması nedeniyle 1979da yüzde 0.5, darbenin yaşandığı 1980de ise yüzde 2.8 daralan ekonomi, 1981 yılında yüzde 4.8lik büyümeye ulaştı.
Tansu Çillerin başbakanlığında yaşanan 1994 krizi de ekonominin tarihi dalgalanmalarından birine sahne oldu. 1994te ekonomi yüzde 6.1 daralırken, bir sonraki yıl, 1995te büyüme oranı yüzde 8.0 olarak gerçekleşti.
DEPREM ARDINDAN DARALMA YÜZDE 6.1
Ekonomideki istikrar, 1990lı yılların sonunda bir kez daha yerini günümüze dek süren dalgalanmaya bıraktı. Depremin vurduğu 1999 yılında ekonomi, 1994 krizindeki performansını tekrarladı ve yüzde 6.1lik bir daralma yaşandı.
Ekonomik programın uygulanmaya başlandığı 2000 yılında, ithalata dayalı olarak ciddi bir büyüme çizgisi yakalayan ve yüzde 6.3 büyüyen Türkiye ekonomisi, bu büyümenin faturasını 2001 Şubatında başlayan krizle ödedi. Geçen yılı 2. Dünya Savaşından bu yana en büyük gerilemeyle; yüzde 9.4lük daralmayla kapatan ekonomi, bu yıl ise program itibarıyla yüzde 3 büyüme amaçlıyor.
Ancak, ilk iki çeyrekte ekonominin gösterdiği performans bu rakamın aşılabileceğine işaret ediyor. Türkiye ekonomisi bu yılı da büyümeyle kapatırsa ciddi dalgalanmalarına bir yenisini daha eklemiş olacak. | |