|
ABD'li uzmandan borçlanma uyarısı Borç yönetimi nota olumlu yansıyacak DPT borç stokunda iyileşme hedefliyor Türker: Çevrilecek borç 40 milyar $ Morgan Stanley: 2003'te borçlanma sorun olmaz Kamunun borç stoku GSMH'nin %85'i Kişi başına borç 3 bin dolar sınırında |
|||
Dr. Aklanın Dış Ticaret Müsteşarlığının yayın organı Dış Ticaret Dergisinin Temmuz sayısında yayımlanan Dış Borçlanma Gelişmekte Olan Ülkeler İçin Etkin Bir Finansman Yöntemimidir başlıklı değerlendirmesine göre, 1991de 13 milyar 593 milyon dolarlık ihracat gelirine karşın, 7 milyar 510 milyon dolarlık dış borç servisi yapıldı. Söz konusu yılda, ihracat gelirlerinin yüzde 55.2si dış borç servisinin yapılmasına yetiyordu. İhracat gelirlerinin dış borç servisine oranı, 1992de yüzde 56.5e yükselirken, 1993ten itibaren iyileşmeye başladı. İhracat gelirlerinin, 1993de yüzde 52si, 1995te yüzde 46.1i, 1997de yüzde 40.8i dış borç servisine gitti. 1998den itibaren, ihracat gelirlerinin dış borç servisine oranı hızla artarak, yüzde 52.9dan 1999da yüzde 67.8e 2000de yüzde 78.9a, geçen yıl da yüzde 88.2ye çıktı. 1991-2001 döneminde ihracat gelirleri yüzde 90 artarak 13.5 milyar dolardan 25.9 dolara çıkarken, dış borç servisindeki artış yüzde 200 oldu. 1991de 7 milyar 510 milyon dolar olan yıllık dış borç servisi, geçen yıl 22 milyar 914 milyon dolar düzeyinde gerçekleşti. BORÇ STOKU, İHRACATIN 3.5 KATI Türkiyenin dış borç stoku da, 1991de 50 milyar 498 milyon dolar iken, yüzde 135 artış ile geçen yıl sonunda 118 milyar 848 milyon dolara yükselirken, ihracat gelirlerinin 3.5 katına ulaştı. 1991de ihracat gelirlerinin 2.7 katı olan dış borç stoku, 1993te 3.3 katına çıktı, 1994-1998 döneminde 3 katın altında seyretti. Dış borç stoku 1999da ihracat gelirlerinin 2.9 katı oldu. Dr. Nejla Adanur Aklan, net sermaye akımlarının 1970-1980 döneminde önemli bir bileşenini oluşturan dış borçların ekonomik etkilerini incelediği değerlendirmeye göre, dış borçlanma şeklindeki uluslararası sermaye akımları, 1970-80 döneminde yoğunlaştı. 1990lı yıllarda sermaye akımları portföy yatırımı ağırlıklı oldu. Dış borçlanmanın toplam sermaye akımları içindeki payı, 1970 yılında yüzde 60, 1980 yılında yüzde 80 iken, 1990 yılında, toplam sermaye akımları içinde portföy yatırımlarının ağırlığının artması nedeniyle yüzde 35e düştü. DIŞ BORÇLANMANIN SINIRINA ULAŞILDI Türkiye ekonomisinin ihracat gelirlerinin çok üzerinde bir borçlanma miktarına sahip olduğuna işaret eden Dr. Aklan, dış borçların ihracat gelirleri ile karşılanamayan kısmı için diğer finansman yöntemleri olan iç borçlanma ve Merkez Bankası kaynaklarına başvurulduğunu, bunun da ekonomi üzerinde baskı yarattığını belirtti. İhracatta rekabetliliği artırmak amacıyla devalüasyona başvurulmasının borç servisinin ulusal para cinsinden değerini artırdığını vurgulayan Dr. Aklan, bu durumun bütçe açıklarının artmasına neden olarak hükümetlerin enflasyonist finansman ihtiyacını yükselttiğine işaret etti. Ülkelerin dış borçlarını ödeme gücünü belirlemede ihracat gelirleri önemli bir gösterge olduğunu kaydeden Dr. Aklan, değerlendirmesinde, ödeme gücünün temel ölçüsünün de ihracatın büyüme oranı ile faiz oranı seviyesi olduğunu belirtti. LATİN AMERİKA İLE BENZERLİK Dış kaynak kullanımının büyüklüğünün ülkenin gelir kaynaklarının üzerinde olmaması gerektiğine, aksi takdirde dış kaynakların geri ödenmesi sorununun, makroekonomik istikrarsızlıkların kaynağını oluşturacağına işaret Eden Dr. Nejla Aklan, değerlendirmesinde, şu görüşleri dile getirdi: Ülkelere ait dış borç stoku/ihracat gelirleri rasyosu, bir anlamda dış dengesizliklerin giderilmesine yönelik olarak alınması gereken yapısal tedbirlerin seviyesini göstermektedir. Söz onusu rasyonun değeri, gelişmekte olan ülkelerde ve Türkiye ekonomisinde oldukça yüksektir. Dış borç stoku ve ihracat verilerinden hareketle, bazı Latin Amerika ve Asya ülkelerinde olduğu gibi ve Türkiyede de dış borçlanmanın sınırına ulaşılmıştır. Söz konusu ülkeler, ödeme güçlerinin temel belirleyicisi olan ihracat gelirlerinin üzerinde borçlanmaktadırlar. Bu noktadan hareketle, ülkelerde gelir kaynakları ile orantılı dış borçlanma politikalarının izlenmesi gereği vardır. Ayrıca dış borçlanma vadelerinin uzatılarak, borçlanma faizlerine eklenen risk primlerinin sağlanacak ekonomik istikrar doğrultusunda azaltılması gerekmektedir. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||