| | | | Yetkililer, borç yönetim ofisleriyle borçlanmanın sürdürülmesini amaçlayan aktif borç yönetiminin, faiz ve kur riskleri ile borç stokunun maliyetinin asgariye indirilmesini mümkün kıldığını vurgularken, İrlanda, İsveç ve Yeni Zelanda gibi pek çok ülkenin portföylerini, menkul kıymet portföyü gibi yönettiklerini ifade ettiler.
Yeni yapılanma çerçevesinde, iç ve dış borçlar, menkul kıymet portföyü gibi yönetilecek. Yetkililer, makul bir risk ve düşük maliyet ile gerçekleştirilen iç ve doş borçlanmanın miktar olarak azalacağını, şeffaflık sonucu da piyasalarda öngörülebilirliğin artacağını belirttiler.
FAİZ DÜŞÜŞÜ BEKLENİYOR
Yeni yapılanma ve piyasa yapıcılığı sisteminin de faaliyete girmesiyle etkinliği artan ikincil piyasalar ve reel faizlerde, önemli bir düşüş ile borç çevirme riskinin azalması bekleniyor.
Piyasa yapıcılığıyla, ikincil piyasalarda etkinliğin artacağı ve derinliğin sağlanacağı, aktif bir ikincil piyasayla, likidite riski azaldığı için faizlerin düşeceği kaydediliyor. Bu durumun ise yatırımların canlanmasını ve dolayısıyla da sürdürülür büyümeyi beraberinde getireceği ifade ediliyor.
NOTA OLUMLU ETKİ YAPACAK
Yetkililer, etkin bir borç ve risk yönetimiyle, şeffaflık sonucu piyasalarda güvenin artacağını, kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye için yapacakları değerlendirmeleri olumlu etkileyeceğini, bunun Türkiye’nin kredi notunun yükselmesi sonucunu doğuracağını da söylediler.
Verilen bilgiye göre Kamu borç ve risk yönetiminin yürütülmesinde makro ekonomik dengeler gözetilerek, para ve maliye politikaları ile uyumlu, sürdürülebilir, saydam ve hesap verebilir bir borçlanma politikası izlenecek ve finansman ihtiyaçlarının, iç ve dış piyasa koşulları ve maliyet unsurları göz önüne alınarak belirlenen risk düzeyi çerçevesinde, orta ve uzun vadede mümkün olan en düşük maliyetle karşılanması ilkeleri esas alınacak. | |
Bankaların kara tahtaları siliniyor
Borç koordinasyonuna komite düzeni