|
19 AĞUSTOS... Ankarada siyasette iki büyük arayış var; bir yanda ittifak arayışları, öte yanda seçimi erteletme çabaları. Her iki arayışın sahipleri de, girişimlerine gerekçe olarak Türkiyenin yararını gösteriyor. Haklı olabilirler, ama asıl önemli olan bu arayışlarında uygulayacakları yöntemlerin ve ulaşacakları hedeflerin ahlakiliği ve samimiyeti. Aksi halde her iki arayışın varacağı sonuçlar hem arayış sahipleri hem de Türkiye adına büyük riskler taşıyor. İTTİFAKIN RİSKLERİ... Hem merkez sağda, hem merkez solda bitmeyen bir öykü ittifak arayışları... Merkez solun birliği, merkez sağın toparlanması artık neredeyse söylene söylene anlamını yitirdi. İttifak kutsal, birleşme bizatihi amaç haline geldi.Bırakın itirazı, bu tür arayışlar karşısında iyi ama... diyerek soru sormaya kalkışanların bile hiç şansı yok; inanılmaz bir eleştiri bombardımanına tutuluyorlar. Oysa ittifak, birleşme amaç değil sadece iyiye, doğruya ulaşmak için bir araç olarak görülmelidir. İttifakın elde edeceği güçten daha önemlisi, bu gücün iktidara geldiğinde ne yapacağıdır.. Böyle bakıldığında da dört soru çok ciddi önem kazanıyor; Neden ittifak, nerede ittifak, nasıl ittifak ve ne zaman ittifak? Bu soruların doğru cevapları bulunup hayata geçirilemezse sonuç yine hüsran olup, yeni ittifak arayışlarından başka bir işe yaramayacaktır. İttifak arayışları umurumda değil diyen YTP Genel Başkanı İsmail Cemle aynı noktada değilim. Aynı şeyi söylemiyorum. Tam tersine ittifak arayışlarını çok umursadığım için, bazı risklere dikkat çekmek istiyorum. Somuta indirgersek, Derviş-CHP işbirliği ve ortak çalışmaları, aralarında benim de olduğum gönlü ittifaktan yana olanlar nezdinde heyecan yaratıyor. Ama ben yukarda sıraladığım sorulara net cevaplar verilmesi gerektiğine inanıyorum. Neden bu işbirliği yapılıyor, ittifak eğer olabilecekse neden kurulacak? Amaç sadece solu iktidara getirmek mi, temel hedef AKP ve HADEPin önünü kesmek mi? Yok değil de, amaç belli bir siyasi ve ekonomik programı hayata geçirmekse o zaman başka bir sorum var; İttifaka temel olacak program yazıldı mı, üzerinde mutabakat sağlandı mı? Örneğin CHP lideri Baykalın oluşturduğu bilim kurulunun hazırladığı ekonomik programla, Kemal Dervişin ekonomik programı arasındaki ciddi görüş ayrılıkları giderildi mi? Yine örneğin IMF ile birlikte hazırlanan ekonomik programın uygulanış biçimine pek çok sosyal demokratın itirazları vardı. Bunlar giderildi mi? ANLAMLI TEKBAŞINALIK Bir başka soru; Baykal herkesi CHPye iltihaka çağırıyor. Doğrudur belki seçime 2,5 ay kalmışken başka formül yok gibi görünüyor ama böyle bir iltihak sonunda oluşacak yeni ve birleşik CHP 4 Kasım sonrasında büyük riskler taşımayacak mı? Örneğin olmaz ya, diyelim ki bir süre önce Baykalı protesto ederek CHPden ayrılan Karayalçın ve arkadaşları ittifakta yer aldılar. Aynı sancılar, kavgalar yeniden yaşanmayacak mı? Kısacası, müttefikler doğru ilkeler üzerinde ittifak kurmamışlarsa, birliktelik içinde çatışma tohumlarını taşıyorsa, tarafların biri veya bir kaçı kişiliğinden kendisini rahatsız edecek biçimde taviz veriyorsa sonuç almak mümkün olmuyor. Bu durumda yapılması gereken zoraki ittifak arayışları yerine onurlu tekbaşınalıkları cesaretlendirmek, desteklemektir...Gereğini vatandaşın sandıkta yapmasını umut etmektir... SEÇİMİ ERTELETMENİN ONURU!.. Başta Bülent Ecevit olmak üzere kimi liderlerin ve siyasi partilerin erken seçime karşı olduğunu biliyoruz. Buna dayanılarak Ankarada hiç de küçümsenmeyecek bir seçimi erteleme arayışı var. Gerekçe olarak 4 Kasımda sandıktan çıkacak istikrarsız bir tablonun riski ve buna bağlantılı olarak olası bir Irak harekatı ve AB uyum yasalarının hayata geçirilmesi gereği gösteriliyor. Bunlar haklı gerekçeler olarak görülebilir, ama bir şartla; seçimi ertelettiğinizde Türkiyeyi hangi hükümetle yöneteceğiniz sorusunun düzgün bir cevabını vermeniz gerekir... Diyelim ki 1 Ekimde Meclis açıldığında seçim istemeyen DSP ve SPye, hayal kırıklığı içindeki YTP milletvekilleri, ayrıca diğer partilerdeki liste kırgınları eklendi ve gerekli sayı bulunup seçim ertelendi. Sonra ne olacak? Halkın gözündeki itibar kaybından söz etmiyorum. Dün seçime evet diyen 400 küsür milletvekili bugün nasıl hayır der? Vatandaşın yüzüne nasıl bakacaklar? gibi soruları sormuyorum bile. Sormuyorum, çünkü daha önce örneklerini yaşadık, bu tür girişimlere tevessül eden milletvekillerinin artık tek derdinin görev süresini uzatmak olduğunu biliyorum. Bir daha zaten seçmen karşısına çıkmayacaklarını biliyorlar. Ben asıl şunu soruyorum; Seçimi ertelettiğinizde hangi hükümetle ve ne kadar süre Türkiyeyi yöneteceksiniz? Bu kuracağınız hükümet ekonomik programı eksiksiz uygulayabilecek mi, uluslararası kamuoyuna güven verebilecek mi ve dahası olası bir Irak savaşından Türkiyeyi sağ salim çıkarabilecek mi? | |||||||||
Kulislerde pek çok hükümet formülü dolaşıyor. Pek çok formülün ortak noktası DYP lideri Çillerin Başbakanlığına dayanıyor. DYP-ANAP-YTP koalisyonu formüllerin pek çoğunda var. Kimileri formüle DSPyi direkt katıyor, kimileri dışardan destek verdiriyor. Bu formüller DYPden mi çıkıyor, yoksa DYPye mi öneriliyor, orası net değil. Ama şurası çok net ki bu formüller aklı selim hiç kimsenin içine sinmiyor. İş şimdi liderlere düşüyor. Başta Ecevit ve Çiller olmak üzere liderler partilerine sahip çıkıp, Türkiyeyi böyle bir macera arayışından korumak zorundalar. Çünkü onurlu ve anlamlı bir seçim erteletme imkanı ortada görünmüyor. Ümit SEZGİN / CNBC-E Ankara Haber Müdürü | |||||||||
İttifakta nafile umutlar Durum 1-1, Bahçeli galip Erken seçim en son ihtimal Artık DSP'nin de muhalefeti var Şenol Güneş, Hakan'ı kurtarmak zonrunda İyi tatiller sayın milletvekilleri!... Bahçeli, Ecevit'le acilen görüşmeli Ergenekonda 16 kişi daha gözaltında |
|||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||