Home page
Haber Menüsü


 
Küreselleşme ve yeni sözlerin zamanı
‘Yeni ekonomi’nin gözdeleri telekomünikasyon ve internet alanları ile ilgili bir tatlı rüyadan uyanıldı, gerçek bir balon söndürüldü.
Ozan Korman Tarman
NTV-MSNBC
 
    30 Temmuz—  ‘Rölasyonlar önemlidir,’ derdi bir arkadaşımın babası kapitalist düzende ilerlemenin kendince sırrını bir diğer nesile aktarmak için. Ne yaptığından önemlisi, yaptığını nasıl pazarladığın, kimleri tanıdığın ve tanımadıklarına da kendini, yaptıklarını nasıl sattığın. İtici buldukları bu tanıma karşı, kapitalist sistemin bir şeffaflık ve meritokrasi üst noktası olduğunu düşünenler için sarsıcı bir yıl geçiriyoruz.  

   
 
       
   
MSNBC News Ozan Tarman: Dalgalanmalara hazır olun, ama denizin ucu Derviş
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Borsa merkezli kapitalizmin başta anavatanı ABD olmak üzere kabus ayları geçirmekte olduğu yadsınamaz.
       Kabusu borsaların geldiği düzey ile direkt iliskilendirmek yanlış olur. Yükseliş patlamaları ve çöküşler piyasaların doğasında vardır. ‘Yeni ekonomi’nin gözdeleri telekomünikasyon ve internet alanları ile ilgili bir tatlı rüyadan uyanıldı, gerçek bir balon söndürüldü ve bunun acısı rakamlara yansıyor.
       
ŞİRKET İFLASLARI VE ABD
       Daha önemlisi, belki toplum belleklerine daha kalıcı iz bırakacak olan kapitalizm tarihinin şirket iflasları rekorlarının kırılması ardındaki gerçekler:
       Kimileri Türkiye’nin kayıtlı ulusal gelirinin neredeyse üçte ikisi büyüklüğünde şirketler bilanço hileleri yaparak sahte kârlar yarattıklarını, yatırımcıları aldattıklarını, en büyük hissedarlarına verdikleri yüklü miktarda borçları sakladıklarını kabul ederek battılar. Şu meşhur ‘rölasyon’ kelimesinin maskesi şirket yönetimi olgusunun ilahlaştırıldığı ABD’de fena halde akmakta.
       Balık baştan kokar. Bush yönetimi bu sisteme güven sarsılması krizini yönetmekte oldukça zor anlar yaşıyor.
       Zira bizzat Başkan Bush ve yardımcısı Cheney kendi iş yaşamları geçmişleri yüzünden boğazlarına kadar benzer suçlamalara batmış durumdalar. Bush’un Harken Energy’deki, Cheney’nin ise Halliburton’daki geçmişleri daha köklü soruşturmalara sürüklenebilir.
       Küreselleşme çeşitli açılardan dünya için bir nevi Amerikanizasyon olduğundan bu gelişmeler herbirimizi yakından ilgilendiriyor. Amerika sistemin aldığı yaraları denetleme makenizmalarını sıkılaştırarak, belki bağımsız yöneticilere daha fazla yetki vererek ve nihayet özellikle en üst düzey yöneticilerin aldığı ücretleri gözden geçirerek belki bir nebze sarabilir.
       
GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERDEKİ DURUM
       Ancak işin bir de gelişmekte olan ülkeler yönü var. Rusya’dan, Arjantin’e, maalesef bize, şimdilerde yeniden Brezilya’ya uğrayan krizlerin ortak ana temaları var aslında. Belki de en çarpıcı tema tüm bu ülkelerde enflasyonu öldürmek, bütçeleri toparlamak için sonuna kadar gaza basılırken (biz tabii yine kendine has bir konumda olsak da) büyüme ayağına, üretimin nereden gelebileceği gibi konulara fazla kafa yorulmaması.
       Hep benzer borç batağı kısırdöngüleriyle baş başa buluyor ülkeler kendilerini. Ondan sonrası ellerindeki maddi, manevi silahların gücüne göre bu borçları ödeyip ödememeyi seçmelerine, ne tür pazarlıklara girişebildiklerine dayanıyor. Zaten gelir dağılımı uçurumları, varlıklılar ile yoksulların ulaşabildiği eğitim, sağlık olanakları arasındaki dev farklar küreselleşmenin pek çözüm bulamadığı ortak sorunlar.
       Yeni Türkiye iddiasındaki tüm umut veren seslerin işte bu noktalarda da yeni sözler üretebilmesine ihtiyacımız var. Son Birleşmiş Milletler raporları zaten bilinenleri daha da acı veren yalınlıkla yüzümüze vurdu.
       Günümüz Türkiye’sinde eğitime ayrılabilen kaynaklar ve sağlık ölçütleri ne yazık ki dünyanın en geride kalmış coğrafyalarıyla ancak yarışabiliyor. Bu çarpıtılmış bir sav ya da bir edebiyat denemesi değil: Çocuklarımızın geleceğinin iç kapatıcı gerçeği.
       Sağlığa, eğitime, teknolojik araştırma yatırımlarına yeterli kaynak ayıran bütçeler yıllardır hazırlayamıyoruz. ‘Biz hazırlayacağız’ diyecek tüm yeni ya da eski siyasi yüzlerin dikkat etmeleri gerek! Çünkü yanıtın içinde bir yerlerde dış borçlardan, faiz dışı fazla gibi kavramlardan da söz etmek gerekir ki, IMF de bu konularda sessiz kalmaz!
       
YENİ ŞEYLER SÖYLEMEK LAZIM
       IMF ne der bilemem ama yeni Türkiye emelini güden insanlar, ülkenin GSMH’sinin yüzde 87’si oranına ulaşmış bulunan kamu kesiminin iç ve dış borç stokunun çözümü için bir proje üretmeliler. Ya da en azından akımı nasıl durduracaklarını düşündüklerini belirtmeliler.
       Özgün bir projeleri yoksa da şunları sorgulamalılar: Türkiye bu borçları biraz da tüm Soğuk Savaş dönemi Batı’nın son ve en önemli sınır kapısı olduğu için yaptı. Biraz da o görevi yerine getirebilmek için demokratikleşme hamlelerinde geri kaldı; o gün geri kalmasına Batı tarafından göz yumuldu bugün ise neden geri kaldığı sorgulanıyor!
       Evet hem küreselleşme, hem de Türkiye yönetimi için ‘yeni şeyler söylemek lazım,’ ama önce bugüne kadar yanlış gidenler ile yüzleşirken cesur ve samimi olmak lazım.
 
       
    TOP5 Bankaların kara tahtaları siliniyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları