|
Kerevitaş'a ''İstanbul Yaklaşımı'' Çağlar'ın şirketleri YKB ile anlaştı İstanbul Yaklaşımı'nda düğümü çözen anlaşma Dardanel de 'yaklaşım'dan yana Tümteks ve Boyasan da 'yaklaşım' başvurusunda Köytaş'ta 'yaklaşım' tartışması büyüyor Raks da 'yaklaşım' görüşmesinde İstanbul Yaklaşımı'nda imza atıldı |
|||
Bankacılık sektörünün yeniden yapılanmasının daha tamamlanmadığını ve çok kısa sürede tamamlanmasını da beklememek gerektiğini belirten Çulhacı, İşin zor kısmı geçildi. Bundan sonraki hadise BDDKnın sektöre müdahalesinden ziyade ekonominin rayına oturmasıyla ilgilidir dedi. Çulhacı, bu yılın esas ivedilikli sorununun, ekonomideki durgunluk nedeniyle kredilerde talep yaratılamaması olduğunu ifade etti. BELİRSİZLİK TEHLİKELİ Ekonomik istikrarın önemine dikkat çeken Çulhacı, siyasi belirsizlik ve seçim ortamına girilmesine ilişkin olarak görüşlerini şöyle açıkladı: Demokrasilerde seçim, olabilecek en güzel şeylerden birisidir. Çünkü seçim, yenilenme, geleceğe yönelik bakma demektir. Nitekim, piyasaların da seçim haberini olumlu yönde almasının anlamı budur. Seçim sonucunda, Türkiyeyi ileriye götürecek bir çözüm muhakkak çıkacaktır. Ekonomide olabilecek en kötü şey, belirsizliktir. Seçim, bu belirsizliği bir ölçüde azaltmıştır. Hayri Çulhacı, geçtiğimiz seçimlerde görülen, kamu finansman dengesinin bozulması gibi hadiselerin de bu sefer yaşanmayacağını, bu nedenle şu anda uygulanan ekonomik programın rayında yürüyeceğini, bundan sapma olmayacağını kaydetti. REEL SEKTÖRE DESTEK BÜYÜYOR Akbankın her zaman reel sektörü desteklediğini belirten Hayri Çulhacı, kriz dönemi olan geçen yıl toplam kredilerinin 4.8 katrilyon liranın üzerinde gerçekleştiğine dikkat çekti. Geçen yıl sektörün önemli bir likidite sıkıntısına düştüğünü, bankaların birçoğunun zarar ettiğini ve krediye ayrılan kaynakların çok azaldığını hatırlatan Çulhacı, Akbank ise kredilerdeki büyümesini devam ettirdi, ticari ve bireysel kredilerde pazar payını arttırdı. Aktif ve mevduat büyüklüğünde olduğu gibi kredilerde de Türkiyenin en büyük özel sektör bankası oldu dedi. Akbankın bu yılın ilk çeyreğinde kredi hacminin geçen yılın üç aylık dönemine göre aynı seviyelerde olduğunu ifade eden Çulhacı, kredi portföylerinin yüzde 18ini sanayii, yüzde 33ünü dış ticaret, yüzde 25ini proje, yüzde 10a yakınını bireysel kredilerin oluşturduğunu anlattı. Akbankın, fon maliyetlerinin düşük olması nedeniyle kredi faizlerinin piyasadaki oranların altında olduğunu bildiren Çulhacı, şunları söyledi: Bankanın, grup kredilerinde de bir problemi yok. Sabancı grubu şirketlerine verilen kredi, toplam kredilerin yüzde 6.5u. Bunun da aşağı yukarı yarısı, Sabancı şirketlerinin çok uluslu şirketlerle yaptığı ortaklıklara yönelik. Bu da, bankanın kredi portföyüne sağlıklı bir yapı getiriyor. FAİZLER GENEL DÜZEYİ ÇOK YÜKSEK Sektör açısından bakıldığında bu yıl da kredilerdeki büyümenin düşük ve faiz oranlarının yüksek seviyelerde olduğunu, takipteki krediler probleminin devam ettiğini belirten Çulhacı, Bu yıl, sektördeki kredi hacminin büyümesi zor olacak gibi gözüküyor diye konuştu. Çulhacı, sözlerini şöyle sürdürdü: Bu yıl, Türkiyedeki problem sadece ve sadece bankaların özkaynaklarının küçülmesi, bu nedenle kredi verememeleri değildir. Doğrudur, bu potansiyel bir tehlikedir. Ama, bu yılın esas ivedilikli sorunu ekonomideki durgunluk nedeniyle kredilerde bir talep yaratılamamış olmasıdır. İşadamı önündeki büyümeyi, gelişmeyi göremediği için daha muhafazakar, kendi özkaynaklarına dayalı, küçülmeye yönelik politikalar izliyor. Diğer taraftan, reel faiz oranları hala çok yüksek. Bu faizlerle, reel sektörün kredi kullanması karlı değil. Öncelikli sorun, krediye talep olmaması. Krediye talep yaratıldıktan sonra bankalar, öncelikle mevcut likit aftiflerini ve menkul kıymetlerdeki aktiflerini bu tarafa kaydıracaktır. Sanayicilerin, yüksek faizlerden şikayet etmesine değinen Çulhacı, faiz oranlarını bankaların değil piyasaların belirlediğini ifade ederken, Hazine bonosundaki faiz oranları yüzde 75 ise, kredilerdeki faiz oranın bundan 15 puan düşük olmasını bekleyemeyiz, ancak 2-3-5 puan düşük olabilir. Neticede, ne zaman piyasadaki faiz oranları düşerse, sanayici tarafından da kabul edilebilir faiz oranları oluşacaktır dedi. Türkiyede kredilerin aktiflere oranının yüzde 25-30 seviyelerde olduğunu, bu oranın yüzde 60-70lere çıkması gerektiğine işaret eden Çulhacı, ekonomik programın başarıyla uygulanması durumunda, kamunun milli tasarruftan aldığı payın azalacağını, böylece bankacılık sektörünün, tasarruf sahibi ile iş alemi arasındaki aracılık fonksiyonunu yerine getirebileceğini kaydetti. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||