|
11 Haziran Partisinin TBMM Grup toplantısında, idam tartışmalarına değinen Bahçeli, idam cezasının kapsam ve şeklinin TBMM tarafından orta vadede belirleneceği hususunun Ulusal Programda yer aldığını belirterek, Bunun altında Hükümeti oluşturan 3 parti genel başkanının imzası vardır. MHPnin yaptığı, bu prensibi hatırlatmak ve herkesi imzasına sahip çıkmaya davet etmektir dedi. |
Bahçeli MHP'yi AB'ye anlatacak |
|||
İdam cezasının terörizm suçlarından da bir an önce kaldırılmasını talep edenlerin bilerek veya bilmeyerek bir yanlışın içinde olduklarını yineleyen Bahçeli, bu konuda kendilerini eleştirenleri şöyle yanıtladı: Eğer, terörist
Türkiyenin AB üyelik müzakereleri sürecine başlayabilmesi için bir tarihin verilmesinin bile böyle bir caniyle ilişkilendirilmesi, ülkemize karşı yapılan bir haksızlık ve saygısızlık değil de nedir? Evet, AB üyesi ülkelerde idam cezası uygulanmamakta ve bu husus üyeliğe girişte bir kriter olarak değerlendirilmektedir. Ancak, AB üyesi ülkeler arasında 15 yıl boyunca yıkıcı ve bölücü terör örgütleriyle mücadele etmiş olan ve Türkiye gibi zorlu bir jeopolitik coğrafyada bulunan bir başka ülke daha var mıdır? Ayrıca, Türkiyenin idam cezasını tamamen kaldırdığında yarın Birliğe üye olarak alınması sözkonusu değilken ve AB ile olan ilişkilerimizin geleceğini belirleyen temel belge mahiyetindeki Ulusal Programda meselenin ele alınış zamanı ve biçimi açıkça düzenlenmiş iken, birkaç aydır kopartılan fırtınanın sebebi nedir? Vahşi terör örgütünün siyasallaşma oyunlarıyla buna verilen desteklerin boyutlarını ve bunların gelecekte alacağı biçimleri farketmek çok mu zordur? ULUSAL PROGRAMI İNCELESELER... Bazı siyasi parti yöneticileri ve medya mensuplarının, partisinin, topu taca attığı ve hükümette kalma pahasına buna razı olduğunu söylediğine dikkati çeken Bahçeli, bu kişilerin Ulusal Programı inceleme ihtiyacı hissetmedikleri için ya bilgisizlikten ya da art niyetten kaynaklanan çarpık anlayışlarını dışa vurduklarını kaydetti. Bahçeli, idam cezasının kapsam ve şeklinin TBMM tarafından orta vadede belirleneceğinin Ulusal Programda prensip olarak kabul edildiğini, bu belgenin altında Hükümeti oluşturan üç parti genel başkanının imzası bulunduğunu hatırlatarak, MHPnin yaptığı, bu prensibi hatırlatmak ve herkesi imzasına sahip çıkmaya davet etmektir. İdam cezasının doğrudan ele alınacağı ve tartışılacağı mekanın Meclis olduğu, daha önce varılmış bir mutabakatı ifade etmektedir diye konuştu. 4 KONU ÖNEMİNİ KORUYOR Türkiye-AB ilişkilerinde kaydedilen ilerlemeye rağmen, başta Kıbrıs sorunu olmak üzere, anadilde eğitim ve televizyon yayını, idam cezasının terörizm suçlarından da kaldırılması konularının, önemini koruduğunu ifade eden Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: Bunun yanında, AB yönetiminin Türkiye karşısında söylem ve politikalarının tutarsız ve belirsiz olma özelliğini sürdürüyor olması, yine bu zamana kadar ülkemize karşı yükümlülüklerini yerine getirmekten ısrarla kaçınması, altının çizilmesi ve hiçbir şekilde gözardı edilmemesi gereken diğer noktaları oluşturmaktadır. MHPye, bu hususlarda samimi görüş ve inançlarını açıkça ortaya koyduğu için saldırılmakta, aleyhinde yoğun kampanyalar düzenlenmektedir. Son bir-iki hafta içerisinde çok geniş bir cepheye yayılan ve neredeyse insanın aklına gelebilecek her türlü aracın kullanıldığı ve vaadin pazarlandığı kampanya, bu sürecin yeni bir aşamasını ifade etmektedir. Hatırlanacağı üzere 2001 yılının Kasım ve Aralık ayında Türkiye İlerleme Raporu üzerinde yapılan değerlendirmelerle birlikte başlayan süreci, Kıbrıs ve 312. madde tartışmaları izlemiştir. Daha sonra Ulusal Programın yıldönümünde ve bu ayın sonunda toplanacak olan Seville Zirvesinde birlik yönetiminden takvim alınacağı propagandasıyla idam cezasının tamamen kaldırılmasının ana temayı oluşturduğu bir kampanya organize edilmiştir. CENNETE YOLCULUK ÇAĞRIŞIMI Bahçeli, özellikle belirli medya, sivil toplum örgütleri ve siyaset çevreleri tarafından bir kampanyanın yürütüldüğünü, hatta, AB trenini kaçırmama söyleminin, cennete yolculuk çağrışımı yapan temel bir slogan haline getirildiğini söyledi. Bütün bunlar yapılırken, Türkiyenin AB üyeliğinin, ancak karşılıklı işbirliği ve anlayışın hakim olduğu takdirde, en erken 2010-2013 yıllarında mümkün olabileceği ve bu tarihten itibaren de en az 8-10 yıl boyunca serbest dolaşım hakkının tanınmayacağı gerçeğinin, Türk toplumunun bilgisi ve dikkatinden ısrarla kaçırılmaya çalışıldığını savunan Bahçeli, Yine 2005 yılından sonra üye ülkeler arasında var olan dengesizlikleri gidermek amacıyla kullanılan AB fonlarının uygulamadan kalkacağı gözardı edilmiştir dedi ABNİN MUHATABI HÜKÜMET Bahçeli, Avrupa Birliği (AB) yönetiminin muhatabının TBMM değil, hükümet olduğunu belirterek, Bunun için de AB yönetimiyle bu tür ilişkileri uyumlu olarak götürecek ve ön şartları kabul edecek bir hükümetin bulunması zorunludur dedi. Bahçeli, MHPnin, AB yönetiminin Türkiyenin tam üyeliği değil müzakere sürecine başlama tarihi vermek için dayattığı ve abarttığı ön şartları kabul etmeyeceği görüşünü zirvede bir kez daha açıkladığını kaydetti. Zirvede, Kıbrıs konusunda taviz verilmesi, ana dilde yayın ve eğitime başlanması ile idam cezasının terör suçlarını da kapsayacak şekilde kaldırılması şartlarını zorunlu gören partilerin birlikte hareket edebilecekleri görüşünü aktardığını anımsatan Bahçeli, MHPnin böyle bir oluşumun içinde hiçbir şekilde yer almayacağı vurgulanmıştır dedi. ŞARTLARI KABUL EDECEK HÜKÜMET Bahçeli, Mecliste bu yönde bir ortak girişim başlatılmasının yeni bir hükümet yapısının şekillenmesinin işareti olacağı görüşünü de yineleyerek, Bu yaklaşım biçimimizde ne şaşırılacak ne abartılacak ne de farklı yorumlanacak bir yön bulunmaktadır şeklinde konuştu. MHPnin bu tavrını anlamak istemeyenlere bir kez daha anlatmakta yarar olduğunu ifade eden Bahçeli, şunları kaydetti: Bizim açımızdan milli duyarlılıklar ve çıkarlar çerçevesinde hayati öneme sahip konularda anlayış ve tavır birliği içinde bulunan siyasi partilerin hükümet oluşturması hem gerekli hem de doğru olanı ifade eder. Diğer bir deyişle siyasi ahlakın gereği ve hükümet etme prensipleri açısından söylenmesi ve yapılması gereken budur. İkinci olarak da AB yönetiminin doğrudan muhatabının TBMM değil, Hükümet olduğunu unutmamak gerekir. Bunun için de AB yönetimiyle bu tür ilişkileri uyumlu olarak götürecek ve ön şartları kabul edecek bir hükümetin bulunması zorunludur. Devlet Bahçeli, MHPnin bu tavrının açık, samimi ve tutarlı olduğunu dile getirerek, bazı muhalefet partilerin bundan rahatsız olduğunu kaydetti. | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Ergenekonda 16 kişi daha gözaltında | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||