|
OECD: Canlanma gecikebilir Derviş: Büyüme önündeki engel ağır borç yükü Serdengeçti: Faiz düşüşü büyümeyi olumlu etkileyecek Köhler: %3 büyümeye inanıyorum BM: Zengin ülkeler bencil Yabancı sermaye girişinde dipteyiz AB: GSYİH bu yıl % 2.5 büyür IMF: ABD büyümezse global ekonomi zayıflayacak |
|||
Raporda, iktisat, finans, ticaret ve kalkınma alanındaki politikalarda daha çok tutarlılık sağlanmadan, küreselleşmenin vaadlerinin havada kalacağı vurgulanırken; ABD tüketim harcamalarının 2001de dünyada daralmaları önlediği, ancak 2002de büyüme sağlamasının beklenemeyeceği ifade edildi. Raporun ayrıntılarını ODTÜ Öğretim Üyesi Prof.Dr. Cem Somel açıklarken; Çinin ihracat rekabetinden en çok etkilenecek ülkelerin, Doğu Asyadaki ikinci kuşak yeni sanayileşen ülkeler ile Meksika ve Türkiye gibi orta gelir düzeyindeki diğer gelişen piyasa ekonomileri olacağı kaydedildi. BÜYÜME HIZ KESTİ 2001 yılında dünya ekonomisinde büyümenin yavaşladığı, bu yavaşlamaya paralel dünya çapında büyüme 2000de yüzde 3.8 iken, 2001de yüzde 1.3 olarak gerçekleştiğine dikkat çekilen raporda, ABDyi takiben gelişmiş ülke ekonomilerinin tümünde büyümenin yavaşladığı belirtildi. Önceki daralmalara kıyasla bu daralmanın, gelişmekte olan ülkelere daha çok yansıdığı belirtilen raporda, sanayileşmiş ülkelerdeki daralmayı gelişmekte olan ülkelere aktarmakta uluslararası ticaretin önemli etken olduğu ifade edildi. Gelişmekte olan ülkelerin 2000 yılında yüzde 14 artan ihracat hacimlerinin, 2001de yüzde 1den daha az arttığı, gelişmekte olan ülkelerin tümünde ise büyeminin 2000de yüzde 5.4 iken, 2001de yüzde 2.12e gerilemesine dikkat çekildi. ARJANTİN İBRET OLMALI Raporda, Arjantindeki gelişmelere değinilirken, Arjantin tecrübesinin, kalıcı istikrar sağlamak için iktisat politikalarını basit kurallara bağlayanlara ibret olması gerektiği vurgulandı. Dünya ekonomisinin akıbetinin birçok yönden ABD ekonomisinin genişlemesinin gücüne bağlı kaldığına dikkat çekilen raporda, şimdiye kadar tüketici güveninin düzelmesi ve istihdamda azalmanın durulması sayesinde, beklenenden daha yüksek tüketim harcamalarının üretimdeki azalmayı durdurduğu ve genişleme başlangıcının işaretini verdiği kaydedildi. Avrupa ve Japonyada iktisadi büyüme yavaş iken doların değeri yüksek kalırsa, ABDnin büyüyen cari işlemler açığının, bu ülkede korumacı baskıların artması tehlikesine ve büyük bir dolar devalüasyonuyla genel bir kur istikrarsızlık dönemi başlama tehlikesine yol açabileceği vurgulanan raporda, gelişmekte olan ülkelerde istihdam ve büyümenin canlanması için, sanayileşmiş ülkelerde büyümenin yüzde 3e hızla ulaşması gerektiği belirtildi. TİCARET SİSTEMİNDE SORUN ARTIYOR Dünya ticaret sistemindeki sıkıntıların arttığına da dikkat çekilirken, Rapora göre 225 mamul incelendikten sonra 1980-1998 arasında en hızlı büyüyen (dinamik) piyasaların, teknoloji-yoğun ve vasıflı emek-yoğun mamullerden oluştuğu saptandı. Bunların aynı zamanda emek verim artışının en yüksek olduğu mamullerden oluştuğuna dikkat çekilen raporda, ticarette endişe veren belirtilere de değinildi. Birkaç büyük nüfuslu ve düşük gelirli ülkenin dünya ticaretine açılması sonucu, dünya ticaretinde üretim yapan toplam işgücünde düşük vasıflı işçilerin payının arttığına dikkat çekilen raporda, halen dünyada ihraç ürünleri üreten 10 işçiden 7sinin düşük vasıflı olduğu belirtildi. Rapora göre, artan sayıda gelişmekte olan ülkelerin ihracata dayalı büyüme stratejisine yönelmesiyle, ticaret sistemindeki baskılardan en çok etkilenecek olanlar, orta gelirli Latin Amerika ve Asya ülkeleri olacak. ALINMASI GEREKEN 3 TEDBİR Ayrıca gelişmekte olan ülkelerin dünya ticaret sisteminden daha fazla yararlanması için tedbir alınması gereken üç tedbir saptanırken, bunlardan birincisi gelişmiş ülkelerin daha yüksek büyüme oranları gerçekleştirmesi ve piyasaların emek-yoğun mamullere daha çok açılması olarak özetlendi. İkinci tedbirin, orta gelirli gelişmekte olan ülkelere daha çok finansman imkanları ve teknoloji arzı gereksiniminin karşılanması olduğu belirtilen rapora göre, iktisadi büyümenin daha büyük ölçüde yurt içi pazarın genişlemesi ve bölgesel pazarlarla ticarete dayanması ise 3. tedbir olarak kaydedildi. ÇİN DÜNYA İHRACATININ %4ÜNÜ YAPIYOR Çinin önündeki fırsatlar ve güçlüklüklerin de değerlendirildiği raporda, son 10 yılı aşkın süre boyunca Çinin mal ve hizmet ticaretinin, dünya ortalamasının iki misli hızla büyüdüğü ve Çinin büyük ölçüde emek-yoğun mamullere dayalı olan ihracatının şu anda, dünya ihracatının toplam yüzde 4ünü oluşturduğu vurgulandı. Düşük ücretlerin Çine uluslararası ihracatta sağladığı büyük rekabet avantajının, öteden beri hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde endişe uyandırdığı ve Çinin Dünya Ticaret Örgütüne katılmasıyla bu endişelerin arttığı ifade edilen raporda, verim farkları dikkat alındığında, Çinin avantajının o kadar belirgin olmadığının anlaşıldığı anlatıldı. Raporda Çinin giyim, ayakkabı gibi geleneksel emek-yoğun bazı mamullerde ve yüksek teknoloji içeren sektörlerin montaj sürecinde etkili rekabet gücünün devam edeceği belirtilirken, Çinin ihracat rekabetinden en çok etkilenecek ülkelerin, Doğu Asyadaki ikinci kuşak yeni sanayileşen ülkeler ile Meksika ve Türkiye gibi orta gelir düzeyindeki diğer gelişen piyasa ekonomileri olacağı kaydedildi. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||