| | | | Rodrik, “Burada gelişme sağlanmadan borç stokunun sürdürülebilirliği konusunda mali kesimi ikna etmek mümkün görünmüyor” dedi.
Rodrik, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girememesi halinde, istikrarsızlık ve krizlerle dolu bir geleceğin Türkiye’yi bekleyeceğini savundu.
Prof. Rodrik, reel ekonominin canlandırılmasında makro ekonomik dengelerin oluşturulmasının önemine işaret ederek, büyüme için bunun gerekli olduğunu, istikrar ile kamu maliyesi programlarına ideolojik değil, pragmatik yaklaşmak gerektiğini söyledi.
Ekomonik canlanma için bütün tarafların karşılıklı taahhütler altına girmesi gerektiğini belirten Prof. Rodrik, “Devlet artık klasik gece bekçisi modelini terk ederek, sivil toplum ve diğer kesimlerle işbirliğine gitmelidir. Devlet yeni siyasi ortaklıklar arayacaktır” dedi. Prof. Rodrik, 2023’te Türkiye’nin AB’ye üye, dünyanın sayılı ülkelerinden biri olacağını vurgulayarak, bu noktada Türkiye’nin güvene ihtiyaç duyduğunu sözlerine ekledi.
KUMCU: YOL KAZASI RİSKİ YÜKSEK
Tekfenbank Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ercan Kumcu da, 2023 yılına dair hedeflerin çok engebeli olduğunu ifade ederek, “Sağda solda çok çukurlar var. Yol kazaları olma riski çok fazla” dedi.
Yapılan reformların içselleştirilememesi durumunda bu alanda atılan adımların havada kalacağını, kalıcı olmayacağını kaydeden Kumcu, “Maalesef uygulanan istikrar programı mevcut olumsuzlukları bir süre daha devam ettirecek nitelikte. Bu durum yapılan reformların kalıcılığını düşürüyor” diye konuştu.
İSTİKRAR-BÜYÜME AYRILMAZ İKİLİ
Harvard Üniversitesi’den Prof. Benjamin Friedman da, Türkiye’nin ekonomik büyümeyi ekonomik istikrarla biraraya getirmek zorunda olduğuna dikkati çekerek, bu iki unsurun birbirinden ayrılamayacağını söyledi.
Düzgün bir ekonomi için mali, parasal ve finansal istikrarın gerekliliğini vurgulayan Prof. Friedman, Türkiye’nin mali istikrarla ilgili sorununun bilanço sorunundan kaynaklandığını ifade etti.
Mali istikrar sorununun sadece gelişmekte olan ülkelerde görülmediğini ABD’de 1980’lerde gündeme geldiğini belirten Friedman, “Biz başardık ancak Türkiye’de farklı bir durum var. Harici pozisyonunu TL olarak konumlandırmıyor. Sürdürülebilirlik yok. Bu da pazarın kredibilitesini olumsuz etkiliyor” dedi.
Türkiye’nin AB’ye üye olması için istikrarlı ve düşük bir enflasyon oranını elde etmesinin zorunlu olduğuna işaret eden Friedman, Türkiye gibi ülkelerde enflasyon hedeflemesinin yapılmadığını bunun da sorunlarını ağırlaştırdığını söyledi.
Türkiye’de özel finansal kuruluşlarının büyümelerini kamunun denetlemesi olmadan yapamadığını savunan Friedman, “Özel ve kamu sektörü arasındaki çizgi çok önemli. ABD’de biz bu çizgiyi çiziyoruz” dedi.
İstanbul Sanayi Odası Başdanışmanı Atilla Karaosmanoğlu da, Türkiye’nin gerçekçi bir hedef koyması ve bu hedefe ulaşabilmesi için uzun vadede sistematik bir yaklaşım içinde olması gerektiğini ifade etti. | |
Bankaların kara tahtaları siliniyor
Friedman: İstikrarla gelmeyen büyüme kalıcı olamaz