|
7 Mart Türk Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Tuncay Özilhan, şeffaflık, adillik hesap venilebilirlik ve sorumluluk gibi ana başlıklardan oluşan kurumsal yönetim ilkelerinin 1997 Asya kriziyle birlikte önem kazandığını, ancak bu ilkelerin Türk özel sektöründen ağırlıklı olarak hayata geçirilmediğini söyledi. |
IMF'den TÜSİAD'a: Sabırlı olun TÜSİAD: Enflasyon artık engel değil TÜSİAD ekonomiden iyimser TÜSİAD: 2002'de Türkiye'ye yeni fırsat çıkacak Derviş: Enflasyonda hedef gerçekleşebilir Derviş: Yabancı sermaye yasası yaza yetişecek Öztrak: Açıkları artırarak büyüme olmaz Deppler'den umut dolu mesaj |
|||
Özilhan, TÜSİADın düzenlediği Kurumsal Yönetim: Türkiyede iş Hayatınının Değişen Çehresi konferansının açılışındaki konuşmasında, özel sektörün kendi iç sorunların çözmeden kamudan birşey talep etmeye hakkı olmadığını vurgulayarak, şirketlerin çok ciddi yeniden yapılanmadan geçerek sahneyi değişime ayak uyduranlara terk edeceklerini söyledi. Şirket bilançolarırnn gerçeği yansıtmadığını vurgulayan Özilhan, bu koşullarda bankaların kredi vermede zorlandıklarını kaydetti. Özilhan, Makyajlanmış bilançolara verilen bu kredilerin bankaların bugünkü durumunda büyük rol oynuyor dedi. Tuncay Özilhan, TÜSİADın düzenlediği Kurumsal Yönetim: Türkiyede iş Hayatınının Değişen Çehresi konulu konferansın açılışında yaptığı konuşmada, Bu seminerle biraz da çuvaldızı kendimize batırmayı hedefledik dedi. BU BORSAYA YABANCI GELİR Mİ? Toplumda tüm kesimlerin karşılıklı etkileşim içinde olduğunu vurgulayan Özilhan, kamu sektörünün çok yetkin olmadığı bir ülkede özel sektörün ne kadar iyi bir performans gösterebileceği sorusunu yöneltti. Özilhan, konuşmasını şöyle sürdürdü: Ya da özel sektörün kendi iç sorunlarını görmezden gelerek kamudan neyi ne kadar talep etmeye hakkı vardır? Daha da ileri gidelim, kendi sorunlarının çözememiş bir özel sektör, kamuya atfettiği bütün sorunlar çözülmüş olsa bile, dünya piyasalarında istediği yere oturabilir mi? Şirketlerin şeffaflık, hesap verebilirlik, adillik ve sorumluluk ilkelerine göre yönetilmediği bir ortamda, şirket bilançolarının gerçek durumu yansıtmasını bekleyebilir miyiz? Bu koşullar altında bankalarımız bu şirketlere nasıl kredi verebilir? Makyajlanmış bilançolar üzerinden verilen kredilerin bankacılık sektörünün şimdi içinde bulunduğu durumda hiç mi payı olmamıştır? Küçük hissedarların haklarının iyi korunmadığı bir ortamda borsa yeteri kadar gelişebilir mi? Bu borsaya yabancılar yatırım yapar mı? Bu şirketlere yabancı sermaye ortak olur mu? Gerçeği yansıtmayan bilançolarla vergi gelirlerinin artışı sağlanabilir mi? Şirketleri güçlü olmayan bir ekonominin toplam rekabet gücü ne kadar yükselebilir.? Kurumsal yönetim ilkelerinin uygulanmasının, AB adaylık sürecine önemli katkılarda bulunacak bir anlayış değişikliğinin de ifadesi olduğuna dikkat çeken Tuncay Özilhan, Şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkeleri etrafında örgütlenmiş bir kamunun, devlet-vatandaş ilişkilerinin yeniden tanımlanması ihtiyacına cevap verebileceği inancındayız. Bu ilkeler etrafında yeniden yapılanan kamu ve özel sektörleri ile makroekonomik yapısını istikrara kavuşturmuş bir Türkiyenin önünde hiçbir engel kalmayacağına inanıyoruz dedi. YÜZDE 35 ENFLASYON YAKALANABİLİR Özilhanın toplantı sonrası gazetecilere yaptığı değerlendirmelerin ana hatları ise şöyle: Sanıyorum önümüzdeki günlerde IMF ikna edilecek ve İstanbul Yaklaşımı çalışabilir hale gelecek. Mevsimsel etkileri çıkardığımız zaman yüzde 0.7 civarında bir fiyat artışı oldu, Şubat ayında. İleriye dönük baktığımızda bu tempoda devam edilmesi durumunda yüzde 35in yakalanabileceği ümidini verdi. Hükümet aynı tedbirleri devam ettirmesi halinde yüzde 35 civarında bir enflasyonu Türkiye yakalayabilir. Hep kamuyu tenkit ettik. Daha kurumsal hale gelmesi lazım. Devlete şeffaf olunması gerekir diyoruz. Bizim de şeffaflaşmamız lazım. Kriz ortamından çıkarken özel sektörün kendini derleyip toparlaması gerek. BİRSEN: PROFESYONEL YÖNETİM AZINLIKTA İstanbul Menkul Kıymetler Borsası Başkanı Osman Birsen de, yaptığı konuşmada, şirket yönetim kurallarında profesyonel yöneticilerin azınlıkta olduğunu söyledi. Birsen, yönetim kurulların genel itibarıyla aile ağırlıklı olduğunu vurgulayarak, Şirketlerin yapıları denetim ve kontrolllerde etkin olunamıyor dedi. |
||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||