|
AB'den fındığa kısıtlama |
|||
HİÇBİR OLAYLA KARŞILAŞILMADI Aydın, yaptığı açıklamada, Türkiyenin yüzyılı aşkın bir süredir fındık ihraç ettiğini, bu süreç içinde fındıkta aflatoksin probleminden kaynaklanan ciddi bir olayla karşılmadığını ifade etti. Cevat Aydın, münferit olarak karşılaşılması mümkün olan aflatoksin konusunun tüm Türk fındığına yansıtılmaya çalışılmasının haksızlık olduğunu da vurgulayarak, şunları kaydetti: AB Tarım Komisyonu tarafından, birlik üyesi ülkelere, Türkiyeden ithal edilen fındıklarda aflatoksin oranının yüksek seviyede bulunduğunu bildirmesi, gerçek dışı bir yaklaşımdır. Bu girişim Türk fındığına ambargo koyma çabasıdır. AB ülkelerinin bu girişiminin altında kendi üreticilerini koruma amacı yatmaktadır. Türkiyeden yapılan fındık ihracatında ithalatçı ülkelerin istediği tüm testler yapılmaktadır. AB tarafından aflatoksin konusu özellikle son 2 yıldır gündeme getirilmektedir. Türkiye son 2 yılda fındıkta istikrarlı bir fiyat politikası izlemektedir. Türkiye dışındaki üretici ülkelerin maliyetlerinin altında oluşan fiyatlar bu ülkeleri ciddi olarak rahatsız etmektedir. ASIL SORUN İHRACATTAKİ ARTIŞ AB Tarım Komisyonunun raporunda Türk fındığına yapılan aflatoksin sorgulamasının, İtalya, İspanya, Fransa, ABD ve Kafkasya ülkeleri fındıklarına yapılmadığını da kaydeden Aydın, şöyle devam etti: Türkiye, 1 Eylül 2001 tarihinden 1 Şubat 2002 tarihine kadar 173 bin ton iç fındık ihraç etmiştir. Geçen yılın aynı tarihi itibariyle ise 118 bin ton fındık ihracatı yapmıştır. Bu sezon, geçen sezondan 55 bin ton daha fazla ihracat gerçekleştirmiştir. İşte asıl sorun buradadır. Türkiyenin fındık ihracatı artarken, diğer üretici ülkelerin üretimleri ellerinde kalmıştır. Türkiyeden ihraç edilen fındıklara aflatoksin kontrolü şartı getirilmesi somut delillere dayanmazken, özellikle İtalya ve İspanya, Türkiyenin fındık ihracatını engelleyip, kaybettikleri pazarı yeniden ele geçirmeye çalışmaktadır. Bu karar tamamıyla siyasi bir yaklaşımdır. AB Fındık Danışma Kurulu toplantısında, Türkiyenin fındık fiyatlarını düşürmesi halinde, kendi üreticilerinin zarar göreciği, bu durumda müdahaleci olacakları konusunun açıkca belirtildiğini de ifade eden Aydın, şunları belirtti: Türkiyedeki fındık ihracatçısı firmalar, ihraç ettikleri partilerde AB tarafından kabul edilen limitlere uymakta ve bu değerleri kullanmaktadırlar. Gıda maddelerinde aflatoksin kontrolünde ilk kullanılar limitler B1 5 ppb ve toplam aflatoksin 10 ppb olmasına karşın tüketici ülkeler, dünya piyasaları ve Türkiye fındık ihracatçıları, kanserojen olan aflatoksin açısından riskli ürünlerde aflatoksin limitinin sıfıra indirilmesini hedeflemektedir. Bundan dolayı da Codex Alimentarius Komisyonu tarafından fındık için ilan edilecek aflatoksin limiti belli oluncaya kadar, AB tarafından kabul edilen limitlerin baz alınması öngürülmüştür. Bu limitler B1 2 ppb, toplam aflatoksin ise 4 ppbdir. Aydın, AB Tarım Komisyonunun aflatoksin konusunu gündeme getirmesinden sonra, FİSKOBİRLİK olarak detaylı bir proje başlattıklarını da anımsatarak, Bu proje çerçevesinde 2001 yılı ürünü kabuklu fındık depolanan toplam 211 adet depodan alınan örneklerde aflatoksin çalışması yapılmış ve olumsuz bir bulguya rastlanmamıştır. Bu girişim Türk fındığına getirilmek istenen haksız uygulamadır. AB Tarım Komisyonu aldığı bu kararı yeniden gözden geçirmelidir diye kaydetti. BAŞKAN: POLİTİK BİR OYUN Karadeniz Fındık ve Mamülleri İhracatçıları Birliği (KFMİB) Başkanı Ahmet Başkan, Avrupa Gıda Sağlık Ajansının, Türkiyeden ihraç edilen fındıklara aflatoksin kontrolü şartı getirmesinin, Türk fındığının önünün kesilmesi için oynanan politik oyunun göstergesi olduğunu söyledi. Başkan, açıklamasında, fındık ihracatında, fındık unu ve fındık püresinde aflatoksin kontrolü zorunluluğu varken, bu kontrolün şimdi tüm fındık ürünleri için istendiğini belirterek, Bu zorunluluk çerçevesinde ihracatlar belirli gümrük kapılarından kontrollü olarak yapılacak, bu da kapılarda yığılmalara neden olacak. Bu karar ihracatın yavaşlatılarak engellenmesi için alınmış bir karardır dedi. Türkiyenin bu yıl 170 bin tonun üzerinde ihracat gerçekleştirdiğini de anımsatan Başkan, şunları kaydetti: Avrupada fındık yetiştiren AB ülkeleri olan İtalya ile İspanyanın yetiştirdiği fındık elinde kalmıştır. Biz şu anda bir önceki yıla oranla 40 bin ton fazla fındık sattık. Tabi tüm bunlar AB için sorun oldu. AB kendi fındık üreticilerine, Ağustos 2002ye kadar sattığı fındığa kental başına 26 dolar destek veriyor. Satamazlarsa destek alamayacaklar. Bunun üzerine İspanya ve İtalya lobisi harakete geçerek, bu kararda etkili oldular. Türkiyeden ihraç edilen fındıklara aflatoksin kontrolü şartı getirilmesi, Türk fındığının önünün kesilmesi için oynanan politik oyunun göstergesidir. Başkan, ABnin her fırsatta Türk fındığının önünü kesmek için ortaya attığı aflatoksin sorununun, Türk fındık üreticisinin eğitilmesiyle çözümlenebileceğini savunarak, şöyle devam etti: Biz yıllardır üreticilerimize (fındığınızı naylon çuvala koymayın) diyoruz. Asıl aflatoksin naylon çuvallarda oluşuyor. Bu konuda bakanlıktan naylon çuval kullanımını yasaklamasını bile istedik. Sözümüzü dinletemedik. Fiskobirlike de (gizli çürük, küflü fındık alımını yapmayın) dedik, yine dinletemedik. Fiskobirlik yüzde 1.5in üstünde çürük ürün almamalıdır. Aflatoksin sorununu çözmek için yapılması gerekenlerin tespit edilmesi için bir çalışma başlattık. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||