|
3 Aralık TBMM Genel Kurulunda, 2002 Mali Yılı Bütçe Yasa Tasarısının tümü üzerindeki görüşmeler başladı. Maliye Bakanı Sümer Oral, yaptığı sunuş konuşmasında hedeflerde ısrarcı ve kararlı olduklarını belirterek 2002 yılı bütçesinde de bu kararlılığın devam ettirildiğini söyledi. Oral, 1 saat 10 dakika süren sunuşunda, yurtiçi KDV tahsilatında yaşanan artışın ekonomide canlanmanın başladığını işaret ettiğini söyledi. |
IMF Heyeti Pazartesi Ankara'da IMF ile 2 yıllık yeni bir program Bütçe'de yapısal değişiklikler IMF'ye gönderilen Niyet Mektubu IMF, faiz dışı bütçede ısrarlı TÜSİAD'dan bütçe önerileri Bütçe, Meclis'te görüşülmeye başlandı |
|||
Oral, konuşmasında, 57. Hükümetin göreve başladığında ülke ekonomisindeki istikrarsızlığa sebep olan temel nedenleri kalıcı şekilde gidermeyi hedef aldığını kaydetti. Oral, Hükümetin, 20002 yılı da dahil olmak üzere Parlamentoya sunduğu tüm bütçelerde, kamu maliyesi başta olmak üzere ekonomik kurumları sağlıklı bir yapıya dönüştürmeyi, uzun yıllar yüksek düzeyde seyreden enflasyonu düşürmeyi, ülkede yatırım şevk ve iklimini yeniden yaratmayı ve yapısal reformların da desteğiyle ekonomiyi sağlam bir zemin üzerinde istikrarlı ve sağlıklı büyümeye kavuşturmayı hedeflediğini belirtti. Bütçe görüşmeleri başlıyor Dünyanın tarihi bir dönemeçten geçtiğine işaret eden Oral, Türkiyenin küreselleşmenin nimetlerinden daha fazla yararlanarak refahını artırması ve önder bir dünya devleti olması için hedeflerini gerçekleştirmekten başka alternatifi yoktur. Hükümetin hedeflerinde ısrarlı ve kararlı olduğunu bütün uygulamalarda göstermiştir, 2002 yılı Bütçesi bu kararlılığı devam ettirmektedir diye konuştu. Oral, 2002 yılı bütçe görüşmelerinin, 21. yüzyılın ilk yıllarında bir suç örgütünün düzenlediği trajik bir saldırının dünyada yarattığı belirsizlik ve güvensizlik ortamında yapıldığına dikkati çekti. Oral, siyasal sonuçları kadar ekonomik etkileri ile birlikte tüm ülkeleri, toplumları ve bireyleri ilgilendiren olayın, risklerin küreselleşmesi olgusunun, ilerlemenin küreselleşmesinden daha yavaş olmadığını ortaya çıkarttığını anlattı. KÜRESELLEŞMENİN SORUNLARI Son 20 yılda dünya ekonomisini artan bir ivme ile şekillendiren etkenin Küreselleşme olduğuna işaret eden Oral, küreselleşen bir dünya üzerindeki ekonomik sistem ve politikaları giderek birbirine yakınlaştırdığını, serbestleşmenin daha da önem kazandığını vurguladı. Küreselleşmenin hız kazandığı bir ortamda, yeterli sosyal gelişmeyi sağlamayan ülkelerde ekonomik gelişmenin giderek daha güçleşmesinin beklendiğini ifade eden Oral, bu kapsamda insan hakları ve demokrasinin geliştirilmesinin ve kurumsallaşmasının yanında eğitim, ve sağlık hizmetlerinin yaygınlaştırılması, yoksulluğun azaltılması ve çalışma koşullarının iyileştirilmesinin büyük önem taşıdığını bildirdi. Küreselleşmenin bazı ciddi sorunları da beraberinde getireceğini belirten Oral, Herkesin yararına işleyecek bir küreselleşme sürecini temin edecek doğru sistem ve politikaların uygulamaya konulması, uluslararası toplumun 21. yüzyıldaki kilit mücadelesi olacaktır dedi. DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER Uzun ve istikrarlı bir büyüme sürecinin ardından dünya ekonomisinin 2000 yılı sonralarında başlayan yavaşlamanın 2001 yılında da süreceğine işaret eden Oral, şunları söyledi: Küresel ekonomik koşullar hızla bozulmuş, 1970li yılların sonlarından beri ilk defa dünya ülkelerinin çoğunun büyüme hızında eşzamanlı yavaşlamalar kaydedilmiştir. Gelişmiş ülkelerde makro ekonomik koşullar, tersine dönmüştür. Son 10 yıldır büyümenin motoru olan ABD ekonomisi önemli ölçüde yavaşlamış, Japon ekonomisi durma noktasına gelmiş, bu ülkelere göre daha iyi konumda olan Euro bölgesinde bile ekonomik faaliyetlerdeki yavaşlama beklentilerinin üzerinde olmuştur. Ekonomik faaliyetlerdeki yavaşlama, gelişmekte olan ekonomilere sermaye akışını azaltmıştır. Bazı yükselen piyasa ekonomilerinin uluslararası piyasalarda girişleri azalırken, reel finansman ihtiyaçları artmıştır. ABDde 11 Eylülde yaşanan terörist saldırı ve sonrasındaki gelişmelerin küresel ekonomideki olumsuzlukları artırdığına işaret eden Oral, 2000 yılında yüzde 4.7 büyüme gösteren dünya ekonomisinin 2001 yılında ancak yüzde 2ler düzeyinde bir büyüme göstereceğinin tahmin edildiğini söyledi. 2002 yılında da aynı seviyede bir büyüme beklenmektedir diyen Oral, 11 eylül sonrasında hızla yükselerek 31 dolara ulaşan ham petrol fiyatlarının 20 doların altına indiğini, OPECin petrol fiyatlarını 22-28 dolar bandında tutmak için çalıştığını kaydetti. KOPENHAG KRİTERLERİ Türkiye ile AB arasında ulusal mevzuatın resmi tarama sürecinin Kopenhag Siyasi Kriterlerine uyum ile başlayabileceğine dikkati çeken Oral, Kopenhag Ekonomik Kriterlerine uyumun ise uygulanmakta olan istikrar programının en önemli hedeflerinden biri olduğunu vurguladı. AB tarafından Katılım Öncesi Mali İzleme Süreci başlatıldığını hatırlatan Oral, Bu süresin ülkemiz açısından önemi, Kopenhag Ekonomik Kriterlerine uyum sağlamak amacıyla yapılacak ekonomik reformların ve kaydedilen gelişmelerin artık AB tarafından da yakından takip edilmeye başlanmasıdır dedi. Türkiyenin borç durumu ve bütçe açığı rakamlarına ilişkin bilgilerin ABye verildiğini anlatan Oral, Katılım Öncesi Ekonomik Programın ise AB Komisyonuna iletildiğini hatırlattı. Oral, konuşmasında 3 yıldan beri kaydi para olarak kullanılan Eeuronun 1 Ocak 2002 tarihinde fiilen kağıt ve madeni para olarak tedavüle gireceğini hatırlatarak, dış ticaretin yarısını AB ülkeleriyle yapan Türkiyenin de bundan etkileneceğini kaydetti. GELECEK YIL ÇOK ÇALIŞMALIYIZ ABın, Türkiyenin küreselleşme hareketinde önemli referans noktalarından biri olduğuna dikkati çeken Oral, Türkiyenin AB standart ve normlarına uyum sağladıkça, uluslararası norm ve standartlara daha uygun bir yapı kazanma yolunda ilerleyeceğini söyledi. Piyasa ekonomimizi daha serbest bir yatırım ve ticaret iklimi içerisinde, daha yüksek bir standartta çalışır hale getirmeliyiz görüşünü savunan Oral, tüm adaylarda aranan objektif kriterlere uyum konusunda Anayasada yapılan ve yapılması planlanan değişikliklerin, bunlara ilişkin yasal düzenlemeler ve kurumsal yenileşmenin ivedilikle hayata getirilmesi gerektiğini söyledi. Oral, Türkiye, Önümüzdeki bir yıllık süre içinde çok çalışarak hızlı adamlar atmak ve resmi tarama sürecini başlaturumundadır. Türkiye, bir yandan küreselleşmenin olumsuzluklarını en aza indirmek bir taraftan da en fazla faydayı sağlamak üzere gerekli yapıyı oluşturmak zorundadır diye konuştu. 2001 TEFE %73.8, TÜFE %56.6 Oral, toptan eşya fiyatlarında 2001 yılındaki 10 aylık kümülatif artışın yüzde 73.8, tüketici fiyatlarındaki artış oranın ise yüzde 56.6 olduğunu kaydetti. Dış borç stokunun 2001 yılının Haziran ayı sonunda 111.9 milyar dolara gerilediğini belirten Oral, bu dönemde 7.6 milyar doları anapara, 3.7 milyar doları faiz olmak üzere toplam 11.3 milyar dolar dış borç ödemesi yapıldığını ifade etti. Oral, iç borç stokunun Ekim ayında 109.4 katrilyon lirayı bulduğunu, bu tutarın yüzde 12.8inin bono, yüzde 87.2sinin tahvil olduğunu vurguladı. 109.4 katrilyon liralık stokun 57 katrilyon lirasının bankacılık kesiminden kaynaklandığı anlatan Oral, iç borç stokunun 2000 yılı sonunda yüzde 80.8i nakit, yüzde 19.2si nakit dışı iken bu yılki uygulamalarla Ekim ayı itibarıyla nakde bağlı borç stokunun yüzde 44.7e gerilediğini bildirdi. Oral, İç borçlanmada yılın 10 aylık dönemi itibarıyla ortalama vade 144 gün, ortalama basit faiz oranı yüzde 80.3tür dedi. BÜTÇE GİDERLERİNİN KORUNMASI On aylık uygulama sonucunda 2001 yılı bütçesinde giderlerin 65.2 katrilyon lira, gelirlerin 41.2 katrilyon lira, bütçe açığının da 24 katrilyon lira düzeyinde gerçekleştiğini bildiren Oral, faiz dışı bütçenin ise 12.1 katrilyon lira fazla verdiğini söyledi. Oral, aynı dönemde faiz ödemelerinin 36.1 katrilyon lira olduğunu,faiz hariç giderlerin ise 29.1 katrilyon lira olarak gerçekleştiğini kaydetti. Oral, 2001 yılı sonu itibariyle giderlerin 78 katrilyon lira, gelirlerin 50.2 katrilyon lira olacağını, buna göre de bütçe açığının 27.8 katrilyon lira ile gayri safi milli hasılanın yüzde 15.1i düzeyinde gerçekleşeceğinin tahmin ettiklerini bildirdi. Bakan Oral, şöyle konuştu: Yılsonu itibarıyla faiz dışı fazla 11.4 katrilyon lira olarak öngörülmüştü, uygulanan ekonomik programın en önemli unsuru olan faiz dışı bütçe fazlası, baştan beri devam eden olumlu çizgisini sürdürmüştür. Bütçe giderlerinin korunması, sağlıklı bir kamu maliyesinin temel boyutudur. Bu, sıkı maliye politikasını ve kararlı bir uygulamayı gerektirir. Programın uygulamaya konulduğu 2000 yılı başından bugüne bütçe sonuçları, öngörülen hedeflerin üzerinde gerçekleşti. Hiç şüphe yok ki bu sonuçlar, 2002 bütçesine sağlam bir zeminde kararlı bir başlangıç sayılacaktır. 2002 yılı bütçesi, uygulanan ekonomik programın ilke ve hedeflerine ile uyum içinde, enflasyon ve kamu kesimi açıkları ve enflasyonun düşürülmesi konusundaki kararlılığın devamı ile ekonomik canlanma ve büyümenin tekrar yakalanması temelinde hazırlandı. BÜTÇE RAKAMLARI Oral, 2002 yılında hedef alınan temel büyüklükleri sıralarken de büyümenin yüzde 4, GSMH deflatörünün yüzde 46, TEFE yıllık ortalamanın yüzde 45.6, TEFE yılsonu oranının yüzde 31, TÜFE yıllık ortalamanın yüzde 46.4, TÜFE yılsonu oranının yüzde 35, GSMHnin 280.6 katrilyon lira, ihracatın 32 milyar dolar, ithalatın ise 45.5 milyar dolar olarak öngörüldüğünü anlattı. 2002 bütçesinde giderlerin 98.1 katrilyon lira, faiz hariç giderlerin 55.3 katrilyon lira, gelirlerin 71.2 katrilyon lira, bütçe açığının 26.9 katrilyon lira ve faiz dışı fazlanın ise 15.9 katrilyon lira olarak belirlediğini ifade eden Oral, 98.1 katrilyon lira ödeneğin 21.9 katrilyon lirasının personel giderlerine, 7.8 katrilyon lirasının diğer cari giderlere, 5.7 katrilyon lirsının yatırımlara, 62.7 katrilyon liranın ise transferlere ayrıldığını belirtti. Oral, transfer ödenekleri içinde faiz ödemeleri için 42.8 katrilyon lira, sosyal güvenlik kuruluşları için 7.9 katrilyon lira, vergi iadeleri için 3.4 katrilyon lira, tarımsal destekleme için 2.1 katrilyon lira, KİTler için ise 1.7 katrilyon lira ayrıldığını ifade etti. Bütçe gelir tahminleri içinde vergi gelirlerinin 57.9 katrilyon lira, vergi dışı normal gelirlerin 7 katrilyon lira, özel gelir ve fonların 6 katrilyon lira ve katma bütçeli gelirlerin ise 300 trilyon lira olduğuna işaret eden Oral, Ekonominin canlanmasında, yatırımın,üretimin ve istihdamın artmasında ve dış dengenin düzelmesinde çok büyük önemi olan ihracat ve turizme geçen yıllarda verdiğimiz desteği bu yıl da artırarak devam ettirmeliyiz dedi. Oral, 2002 bütçesinde bütçe açığının GSMHye oranının 2001e göre 5.5 puan azalarak yüzde 9.6ya geldiğini belirterek, faiz dışı bütçe fazlasının oranını ise sadece 1.2 puan azalarak yüzde 5.7 düzeyinde tutulduğunu vurguladı. Oral, faiz ödemelerinin GSMHye oranının 2001 yılındaki yüzde 22 seviyesinden 2002 yılında yüzde 15.3e, giderler içindeki payın ise yüzde 52den yüzde 43.6ya indiğini söyledi. KAMU HARCAMALARINDA ETKİNLİK Bütçenin çok güçlü olarak hazırlandığını ve bugünün şartlarında en temel politika aracı olduğunu ifade eden Oral, bütçenin tam bir disiplin içinde uygulanacağını söyledi. Ekonomik programların temelini oluşturan yapısal reformların titizlikle şekillendirileceğini ve kararlılıkla uygulanacağını kaydeden Oral, İdari reform çalışmaları, ABye uyum, Dünya Bankası Projeleri, OECD ile işbirliği çerçevesinde uyumlu bir bütünlük içindeyürütülecek hesap verilebilirlik ve saydamlık ilkeleri iyi yönetişimin yükselticisi olacaktır diye konuştu. Yeni bütçe kod yapısı ve tahakkuk muhasebesinin toplam kalite yönetimi ve performansa dayalı yönetime hizmet edeceğini ifade eden Oral, sonuçların say2000i otomasyon sistemi üzerinden izlenebileceğini anlattı. Harcama reformu kapsamında konsolide bütçeye dahil altı pilot kuruluşta uluslararası standartlara uygun yeni bütçe sınıflandırması uygulamasına geçildiğini kaydeden Oral, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Karayolları Genel Müdürlüğü ile Hacettepe Üniversitesinin pilot uygulamaya dahil edildiğini belirtti. Oral, bu yıl sona ermeden Vergi Dairesi Tam otomasyon Projesinin ikinci aşamasına (VEDOP-2) başlamayı planladıklarını söyledi. Bu kapsamda her ilde en az bir vergi dairesi olmak üzere belli sayının üzerinde mükellefi olan bütün vergi dairelerinin otomasyona geçmesinin sağlanacağını belirten Oral, merkezde bütün bilgilerin toplanıp yönetim ve denetim için etkin bir şekilde kullanılacağı bir Veri Ambarının kurulmasının planlandığını kaydetti. E-BEYANNAME Bu proje kapsamında 2002 yılında kurumlar vergisi mükelleflerinden başlamak üzere mükelleflerin beyanname ve bildirimlerini internet üzerinden e-beyanname ile yapabileceklerini anlatan Oral, otomasyon alt yapısının geliştirilmesine bağlı olarak denetim yapısında da değişmeler olduğunu ifade etti. Sümer Oral, denetimin, vergi istihbarat bilgileri ile hedefe dönük hale geleceğini ve bilgisayarlı denetimin ön plana çıkacağını, çapraz denetimlerin daha hızlı ve yaygın bir ölçekte yapılabileceğini vurguladı. 32 BİN YENİ MÜKELLEF Maliye Bakanı Oral, yeni olanaklar kullanılarak yapılan çalışmalar sonucunda 2000 yılında 50 bin 107, 2001 yılı Eylül ayı sonu itibarıyla 31 bin 687 yeni mükellefin tesis edildiğini bildirdi. Ekonomik işlemleri kayıt altına almak amacıyla kullanılan vergi kimlik numarası uygulamasına devam edildiğini ifade eden Oral, sözlerini şöyle sürdürdü: Bu kapsamda 1999 yılında 2.7 milyon, 2000 yılında 2.2 milyon vergi numarası verilmişken, 2001 yılı ilk 11 ayında verilen vergi numarası 6.8 milyona yükselmiştir. Kasım 2001 sonu itibarıyla vergi kimlik numarası alan gerçek ve tüzel kişi sayısı 22 milyonu aşmıştır. Vergi kimlik numarasının uygulama kapsamı Eylül ayında genişletilmiştir. VERGİ TABANI Oral, Türkiyedeki vergi yükünün OECD ortalaması ile karşılaştırıldığında halen ortalamanın altında olmakla birlikte gelişmekte olan bir ülke açısından küçümsenmeyecek düzeyde bulunduğunu da kaydetti. Maliye Bakanı, Genelde amacımız vergi oranlarını yükselterek vergi yükünü daha da artırmak değil kayıt dışı ekonomiyi kayıt altına alıp vergi tabanını genişleterek adaletli bir vergi sistemi ile vergi toplamaktır. Vergi sisteminde basitlik ve sadeliğin sağlanması da bu kapsamda yer alan amaçlarımız arasındadırdiye konuştu. MEMUR MAAŞINA % 10 ARTIŞ Oral, bu yılın Temmuz ayından itibaren KDV tahsilatının sürekli arttığını da bildirerek, şöyle konuştu: Ekonomide meydana gelen olumsuz gelişmelere rağmen vergi gelirlerinde 2001 yılı Ek Bütçe Kanunu ile konulan hedef aşılacaktır. 2001 Yılı Ek Bütçe Kanununda öngörülen vergi geliri 31.7 katrilyon liradır. İlk 10 aylık gerçekleşmelere bakıldığında vergi gelirlerinin yıl sonunda 38.5 katrilyon liraya ulaşarak öngörülen hedefi aşacağını söyleyebiliriz. 2002 Yılı vergi gelirinin ise 2001 yılına göre yüzde 50.3 artarak 57.9 katrilyon lira olacağın tahmin etmekteyiz. Bu vergi gelir hedefi daha önceki yıllarda olduğu gibi gerçekçi bir vergi geliri hedefidir. Memur maşlarına yeni bütçede yüzde 10 oranında artış yapılmasının öngörüldüğünü ifade eden Oral, memurlara 2002 yılında da enflasyonun üzerinde maaş artışı sağlanması ilkesinin benimsendiğini belirtti. AYNI ÖZEN GÖSTERİLECEK Maliye Bakanı Oral, 2001 yılının hem Türkiye hem de dünya için zorbir yıl olduğunu vurgulayarak, konuşmasını şöyle tamamladı: Huzurlarınızdaki bütçe tasarısı da bu ağır şartların çevrelediğibir ortamda hazırlandı. Bu durum bütçenin önemini daha da artırdı. Bütçelerde önemli olan uygulama ve gerçekleşmelerdir, hedeflerin yakalanmasıdır. İçinde bulunduğumuz yılda mali politikalarda olumlu sonuçlar alındı. Bu kararlı ve disiplinli bir uygulamanın neticesidir.2002 yılında da aynı özen ve kararlılık sürdürülecektir. 1 SAAT 10 DAKİKALIK KONUŞMA Bakan Oralın 53 sayfalık sunuş konuşması yaklaşık 1 saat 10 dakika sürdü. Başbakan Bülent Ecevit ile Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli, Oralın sunuşunu başından sonuna kadar izledi. DYP Genel Başkanı Tansu Çiller de Bakan Oral konuşmasını sürdürürken Genel Kurula geldi. Oralın konuşmasını tamamlamasının ardından grup temsilcileri, görüşlerini açıklamak üzere söz almaya başladılar. DEDİKODU OLUR Bütçe görüşmeleri başlamadan önce Medeni Yasanın yürürlük ve uygulaması hakkındaki tasarının bugün ele alınmasına ilişkin grup önerisi de tartışmaya açıldı. SP Grup Başkanvekili Yasin Hatiboğlu önerinin aleyhinde yaptığı konuşmada, bütçe görüşme geleneğinde arada bir başka tasarı ya da teklifi görüşmenin bulunmadığını söyledi. Araya bu tasarının alınmasının dedikodulara yol açacağını, parlamentonun onurunun zedelenmesine neden olacağını kaydeden Hatiboğlu, Bu tasarıbir ay sonra çıksa ne olur? diye sordu. Yapılan oylama sonunda bütçenin tümü üzerindeki görüşmelerin sona ermesinin ardından tasarının ele alınması kabul edildi. Sunuş konuşmasının ardından, gruplara ve eleştirileri yanıtlamak üzere yeniden Hükümete birer saat süreyle söz verilecek. Sırasıyla DYP, ANAP, SP, DSP, MHP ve AK Parti sözcüleri, bütçenin tümü üzerindeki görüşlerini dile getirecekler. Bütçeye tepkiler Oralın ardından siyasi partilerin liderleri TBMM Genel Kurulunda 2002 bütçesi üzerinde görüşlerini açıkladı. ÇİLLER: DEVLET KRİZİ DYP Genel Başkanı Tansu Çiller, milletin fedakarlık yapacak hali kalmadığını ifade ederek, Millet şu mübarek günde iki şey için dua ediyor. Birincisi, tahsildar olarak ülkeye gönderilen Bakan yeniden görevine iade edilse, ikincisi şu hükümetten kurtulsak. Şu fedakarlığı bir defa da siz yapın da şu milletin yüzünü güldürün dedi. Bütçeyi hazırlayan siyasi irade Genel Kurul salonunda olmadığı için müzakere yapılma imkanı bulunmadığını öne süren Çiller, özetle şunları söyledi: Başbakanın kendisi devlet içinde devletten daha yetkili kurullar olduğundan ve onlara söz geçiremediklerinden söz ediyorsa, bu milli egemenliğin peşkeş çekildiğinin resmi değilse, bir devlet krizinin ifadesidir. Bu ülkenin bütçesi, ekonomi yönetimi, siyaseti vesayet altındaysa, Başbakanın karşısına bazı meseleler dayatılabiliyorsa bu durum bir iktisadi veya siyasi kriz değil artık bir devlet krizi olma aşamasına gelmiştir. Çiller, iktidarın uyguladığı ekonomik programda başarısız olduğunu, bütçe hedeflerini tutturamadığını ifade ederek, Ekonomik kurtuluş programını uyguladılar başarısız oldu, ama içlerine sindirip dışarıdan birini getirdiler. Ekonomiyi kurtardılar ya şimdi ekonomiyi güçlendirme programına geçtiler. Ancak bu programı uygulamak için getirilen kişi de bir büyük dürüstlükle geldi, buradan yapamadığını itiraf ediverdi diye konuştu. Bu iktidar döneminde alınan dış borç tutarının, tüm Cumhuriyet tarihi döneminde alınan borcun 3 katı olduğunu öne süren Çiller, Neden bu kadar borç oldu derseniz, işte bu sizin beceriksizliğinizden dedi. Çiller, Bu ülkeyi bozan ne Cumhuriyet ne bundan önceki iktidarlar, bizzat sizsiniz. Siz olmasanız bu sıralarda büyüme yüzde 6-7 olurdu, siz varsınız ya onun için yüzde 1-2 olur dedi. Bütçede öngörülenlerin aksine 2002 yılında deflatörün en az yüzde 72, TEFEnin yüzde 60 olacağını, ortalama kurun da 1 milyon 800 bini aşacağını öne süren Çiller, Tünelin ucunda ışık göründüğünden söz ediliyor. Bu ışık ne biliyor musunuz? Gelen trenin tepesindeki ışık bu, milletin üzerinden silindir gibi gelip geçecek dedi. Çiller, iktidar partisi milletvekillerine, sakın çıkıp da milletin arasında (işler iyiye gidiyor) falan demeyin, endişe duyarım sizler adına diye konuştu. KUTAN: GÖSTERMELİK BİR BELGE Saadet Partisi Genel Başkanı Recai Kutan, 2002 bütçesinin IMF programının gelecek yıl nasıl uygulanacağına ilişkin göstermelik bir belge olduğunu söyledi. Kutan, 2002 Bütçe Kanunu Tasarısı üzerinde partisinin görüşlerini açıkladı. Konuşması sırasında, 57. Hükümet dönemindeki ekonomik gidişi ve bunun yarattığı olumsuzları grafik ve gazete manşetlerini içeren tabloları da milletvekillerine gösteren Kutan, Türkiyede artık açlıktan ölen insanların bile bulunduğunu ifade etti. Kutan, ANAP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmazın 2002de de oruç tutacağız dediğini belirterek, Türkiyedeki insanların 12 milyonunun açlık, 27 milyonunun ise yoksulluk sınırında bulunduğunu anlattı. Türkiyenin gelir dağılımındaki uçurum ve yoksullukta Avrupa rekoru kırdığını öne süren Kutan, Türkiyede yoksulluk ve açlık var. Bunun sorumlusu da 57. Hükümettir. Bunun zeminini de 55 ve 56. Hükümet hazırlamıştır diye konuştu. Devlet Bakanı Kemal Dervişin geçtiğimiz günlerde TBMM Genel Kurulunda, Krizin bu kadar derin olduğunu bilmiyordum şeklinde açıklama yaptığını anımsatan Kutan, sözlerini şöyle sürdürdü: Bu bütçe IMF, Dünya Bankası ve ABD Maliye Bakanlığının istediği şekilde hazırlanmıştır. Temel yapımcısı IMFdir. Yani IMF programının gelecek yıl nasıl uygulanacağına ilişkin göstermelik bir belgedir. Gerçekçi bir bütçe değildir. Borç, faiz, tekrar borç, yani iflas bütçesidir. Bütçedeki bütün hesapların tutması durumunda bu bütçe borç çevirme bütçesidir. Kutan, 57. hükümetin IMF programlarını uygulayarak Türkiyeyi iflasın eşiğine getirdiğini söyledi. Kutan, 2002 Yılı Bütçe Kanunu Tasarısıyla ilgili görüşlerini açıklarken, 2001 yılında ortaya konulan ekonomik göstergelerin hiçbirinin tutmadığını, hedeflerdeki sapmanın yüzde 50 ile yüzde 430 arasında değiştiğini anlattı. Bülent Ecevit başkanlığındaki hükümetin borç stokunu 2.5 yılda 112 milyar dolardan 192 milyar dolara yükselttiğini ifade etti. Refahyol iktidarı döneminde 210 dolar olan asgari ücretin günümüzde 80 dolara kadar indiğini bildiren Kutan, Bu hükümetin, bir avuç uluslararası finans çevresinin isteklerini yerine getirdiğini iddia etti. Kutan, Kemal Dervişin borç takasından dolayı rantiyeye yeni bir kazanç kapısı daha bulduğunu söyledi. Bütçe diye ortaya konulanın iflas belgesinden başka birşey olmadığını kaydeden Kutan, Halis Toprak bir gerçeği ortaya koymuştur; (Türkiyede üretim yapanlar akılsız, üretim yapmadan kazananlar akıllı olarak nitelendirildi) diye konuştu. Bu ülkemizin içinde bulunduğu durumu göstermektedir dedi. Recai Kutan, 2002 bütçesinde eğitim, sağlık ve adalete yeterince önem verilmediğini ifade ederek, Yılmazın dediği gibi halkımız 2002de oruç tutacaktır diye konuştu. Hükümetin tarıma da gerekli önemi vermediğini ve bu sektörü de bitirdiğini iddia eden Kutan, Hükümetin şeker pancarı, fındık ve çaya destekleme alımı kaldırırken bunun yerine soya fasulyesi ve kanonaya destek vereceğini açıkladığını bildirdi. Recai Kutan, Bakanlar Kurulu sıralarına dönerek, Sizler, Tarım Bakanı hariç kanonanın ne olduğunu biliyor musunuz? diye sordu. ANAPLI NAS: İKİ KRİZİN MALİYETİ 122 MİLYAR $ ANAP İstanbul Milletvekili Nesrin Nas, yaşanan iki ekonomik krizin Türkiyeye maliyetinin 122 milyar dolar olduğunu söyledi. NAS, TBMM Genel Kurulunda, bütçe üzerinde partisinin görüşlerini açıklarken, sıkıntılı olmasına karşın 2002 bütçesinin pekçok yönden ümit veren bir doküman olduğunu kaydetti. Gerçeklerin örtüldüğü ve halının altına süpürüldüğü sürece krizlerden çıkışın mümkün olmadığını anlatan Nas, alınan ekonomik önlemlerin olumlu sonuçlar vermeye başladığını söyledi. Nas, milli gelir ve istihdamın gelecek yıl arttığının görüleceğini bildirerek, Türkiye, günün aydınlandığı dönemi yakaladı. Türkiye, yeniden yatırım yapılabilir bir ülke haline geldi diye konuştu. IMFden gelen ek kaynağın piyasalarda yarattığı iyimser havaya da dikkati çeken Nas, bu yardımların yapısal değişikliklerle desteklenmemesi durumunda iyimser havanın her an tersine dönebileceği uyarısında bulundu. Bazı kurumların kapatılmasını veya yerel yönetimlere bırakılmasını öneren Nesrin Nas, özelleştirmenin de gelir getirici bir olay olarak görülmesinden vazgeçilmesini istedi. Nas, ekonomik yapının sağlık işlemesi için Türkiyenin her yerine dağılmış, zarar eden kamu işletmelerinin kapatılmasını veya ücretsiz devredilmesini savundu. Nas, bu işletmeler kapatıldıktan sonra çalışanlarının ücretlerinin ödenmesi durumunda bile mevcut zararın yarı yarıya azalacağını söyledi. Nas, yaşanan ekonomik krizlerin Türkiyeye maliyetinin 122 milyar dolar olduğunu ve milli gelirin 57 milyar dolar küçüldüğünü bildirdi. Son yıllarda milli gelirin yüzde 100 artmasına karşın kamu harcamalarının yüzde 200 arttığını anlatan Nas, kamu harcamalarında kısıntıya gitmenin önemine işaret etti. Hürriyetlerin daraltılmasıyla yaşanan krizin daha da derinleştiğini savunan Nas, her alanda hürriyetlerin geliştirilmesinin krizden çıkışı kolaylaştıracağını söyledi. ORAL: HAYAT STANDARDI KALKACAK Oral, eleştirileri yanıtlarken de, vergide hayat standardı uygulamasının bu yılın sonunda kalkacağını söyledi. Oral, uygulamanın 1982den bu yana uygulandığını hatırlattı. tarımda sübvansiyonların kaldırıldığına yönelik iddiaların yersiz olduğunu savunan oral, doğrudan üretimle ilgili olan çiftçiye sübvansiyon yapılacağını belirtti. Oral, 2002 yılında kamu kesiminin borç ödemesinde problem olmayacağını da sözlerine ekledi. 2002 yılı bütçesinin geneli üzerinde Meclis Genel Kurulundaki görüşmeler tamamlandı. |
||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||