| | |
| Başbakan Tony Blair’in Euro’ya öteden beri sıcak baktığı biliniyordu. Bu yüzden , kabine içinde başta Maliye Bakanı Gordon Brown ve Dışişleri Bakanı Jack Straw ile de ters düştükleri bir sır değildi. Ancak Başbakan, geçen hükümet döneminde bir karar alınamayan Euro konusunda, bu dönemde “koşullar uygun olduğu takdirde kesinlikle referanduma gidileceği” vaadinde bulunmuştu. Bu referandum kararının da önümüzdeki iki yıl içinde alınacağı, referandumun 2005 yılında yapılabileceği belirtilmekteydi.
EURO’YA DESTEK
Tony Blair, bugün Birmingham’daki Avrupa Araştırma Enstitüsü (European Research Instutite)’nde yaptığı önemli konuşmada, bu konuda bugüne kadar kullandığı en açık ifadelerle, politikasını ortaya koydu.
O zamanki adıyla Ortak Pazar’a “İngiltere’nin 1950’li yıllarda girebilecek iken, 1973’e kadar bu kararı ertelemesinin bir hata olduğunu” belirten Blair, geçmişte görev alan tüm hükümetlerin “AB’nin önemli dönemeçlerinde hep geç kaldıklarını ve İngiltere’yi geride bıraktıklarını” ima etti.
Blair, şu anda AB’nin bir “gerçekliği” olarak sunduğu Ortak Para Birimi Euro’ya geçişin de, dışında kalınmasının bir hata olacağını anlatırken, bunun “hükümranlığı Brüksel’e teslim etmek anlamına gelmeyeceğini” kaydetti. Avrupa Birliği içinde reformun gereğine de değinen Tony Blair, “Avrupa ne kadar İngiltere’nin avantajına ise, reform da Avrupa’nın avantajınadır” diyerek , ülkesinin AB içinde ön saflarda ve uyum içinde çalışmasının, hem bu ülkenin hem de AB’nin yararına olacağını belirtti.
|
|
|
| | 
AB içinde “hükümranlık” tartışmaları yapılırken İngiltere’de geçmişte he “veto hakkı”nın öne çıkarıldığını da anımsatan Blair, “hükümranlık, hep bir ülkenin ‘hayır’ diyebilme hakkından ibaret değildir. Tam tersine, ulusal anlamda hem ekonomik, hem dış politika hem de savunma alanında güçlü kalabilmeyi başarabilmektir” diye konuştu.
Euro’ya giriş konusunda Blair’in en güçlü mesajı, konuşmasının sonunda aktardığı bu anektod ile geldi :
“1950’deki Schuman Delkarasyonundan sonra, Jean Monnet, Avrupa Kömür ve Çelik Birlikleri’nin önemini anlatırken, İngiliz Maliye Bakanı Sir Stafford Cripps’e şöyle der : Sevgili dostum. Bütün kalbim ile sizin de bu birliğe gireceğinize inanıyorum. Ama girmesseniz bile, biz, siz olmadan da yola devam edeceğiz. Sizin de gerçekçi düşünüp, gerçeklere uyum gösterip, bizim başarılı olduğumuzu birgün göreceğine inanıyorum..”
SANAYİCİLER OLUMLU KARŞILADI
Tony Blair’in Euro’ya ilişkin bu son derece sıcak açıklamalarının, AB içinde ve büyük ölçüde Euro’ya destek verdiği bilinen İngiliz sanayicileri arasında memnunlukla karşılanırken, Maliye Bakanı Brown’ı hayli endişelendireceğe benziyor.
Blair’den sonra parti liderliğine ve başbakanlığa en güçlü adaylardan biri olarak görülen Brown’n, başbakan ile perde arkasındaki çekişmesi geçtiğimiz günlerde basına da yansımış ve her iki siyasetçinin de birbirlerinden “giderek daha az hoşlandıkları” öne sürülmüştü.
İngiliz basınında bugün yeralan haberlerde, Blair’in 2005 tarihinde bir referanduma gitme kararı aldığı belirtilmiş, ancak Başbakanlık bu haberleri yalanlamıştı. | |
Bankaların kara tahtaları siliniyor
Euro treni ve kaçırılan bir fırsat
