|
|
|
CEHENNEMDEN ÇIKABİLMİŞ MİYDİK?
Maymunlar demişken her birinin içinde bir insan olduğunu ve başarılı makyaj sayesinde bunun sık sık unutulduğunu hatırlatmak gerek. Otuz yılı aşkın süredir vizörden bakan görüntü yönetmeni Philippe Rousselotnun çalışması çarpıcı. Ama büyük umutlar bağlanan senarist William Broyles için iyi şeyler söylemek zor. İki yapımı mutlaka karşılaştırmak gerekmiyor ama 1968 tarihli orijinal filmin felsefesi bu kez vakumlanmış; zaman zaman heyecan dozu gerçekten yükselen ama aksiyonun ötesinde pek bir tat vermeyen bu film ortaya çıkmış.
Beetle Juice, ilk iki Batman, Makas Eller ve Mars Attacks ile orijinalliğini defalarca kanıtlayan Tim Burton miras yemeyi sürdürüyor. Dev prodüksiyon bir önceki filmi Sleepy Hollow ile de göz dolduramayan Burtonı hipnotize etmiş olsa gerek.
Oyunculara kısa kısa değinmek gerekirse; öncelikle başroldeki Mark Wahlberg çok yanlış bir seçim gibi görünüyor. Kris Kristoffersonın rolü kısa ve çok etkin değil. Ama Kristofferson nostaljisi açısından değişik. Estella Warren bir süs olarak fena Durmamış örneğin. Tim Roth, Helena Bonham-Carter ve Michael Clark Duncana farklı yaklaşmak gerek. Yapımı saatler süren ağır makyajın ardından kameranın karşısına geçmeleri bile önemli bir fark. Tim Roth, hiperaktif General Thade için epey yorulmuş olsa gerek. Helena Bonham-Carter, filmin dünya prömiyerinde hala maymunlar gibi davranıyordu, demek ki oynamamış, yaşamış. Duncan ise rakipsiz cüssesi ile Buradayım diyor. Yüz ifadesi de makyaja karşın oldukça net. Ama sözkonusu oyuncular iyi mi oynamış, yoksa karşımızdaki tamamen insanın evrimiyle ilgili bir durum mu anlamak zor. Malum makyaj faktörü.
Orijinal Maymunlar Ceheneminin ünlü final sahnesini, yaşı elveren herkes hatırlar. Tabii ki yeniden yapımda bu finale de yeni ve sürprizli bir yorum getirmek gerekmiş. Ama o da sadece yeni bir yorum olarak kalmış. Eminiz ki bu finali önümüzdeki yıl pek kimse hatırlamayacak.
Maymunlar Cehennemi için kısaca görkemli ve kof denebilir.
|
|