Home page
Haber Menüsü


Buğdayda spekülasyon uyarısı
Tarım Bakanı Gökalp’in Başbakan’a sunduğu raporda, “Bazı sanayiciler, normal fiyatlardan aldıkları buğdayı yüksek fiyatla un olarak piyasalara yansıtmak, stok yapan tüccar da yüksek fiyatla satmak için spekülasyona yöneldi” denildi.
Ankara
AA
2 Ekim— Un ve buna bağlı ekmek fiyatlarındaki artışın tartışma konusu olduğu ortamda, Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) ve özel sektörün buğday stoğunun yeterli olduğu, ancak gerektiği takdirde TMO’nun ithalat dahil diğer enstrümanları kullanabileceği ifade edildi.

   
 
       
   
MSNBC News "Ekmek fiyatını fırıncı belirlemesin"
MSNBC News Veterinerler: Hayvancılığın hali harap
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Tarım ve Köyişleri Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp tarafından Başbakan Bülent Ecevit’e, “Türkiye’de Buğday Arz-Talep Durumu ve Un, Ekmek Fiyatlarına Etkileri” konulu bir rapor sunuldu. Anadolu Ajansı muhabirinin edildiği bilgiye göre, raporda, kuraklık nedeniyle 2001 yılı buğday üretiminin 18-19 milyon ton arasında olduğunun tahmin edildiği, stoklar hariç Türkiye’nin Haziran 2001 yılı itibariyle devreden stoklarının ise 3 milyon ton olduğu vurgulandı.
       Türkiye’nin toplam arzının 21-22 milyon tona ulaştığı ifade edilen raporda, gıda, tohum ve yem olarak ihtiyaç duyulan buğday miktarının 16-17 milyon ton olduğuna dikkat çekildi. Raporda buğday ürünleri “un, makarna” ihracatının buğday karşılığının 900 bin ton olarak beklendiği, böylelikle toplam talep miktarının yaklaşık 17-18 milyon ton olacağı kaydedildi.
       
ARZ VE TALEP BAŞA BAŞ
       Toplam üretim miktarı ve devreden stoklar ile toplam talep karşılaştırıldığında, arz ve talebin başbaşa olduğunun belirtildiği raporda, şu görüşlere yer verildi:
       “Bu nedenle 2001 hasat sezonu henüz tamamlanmamışken ve 2002 hasadına daha 8 ay varken telaşa kapılmanın bir anlamı yoktur. Ancak Ocak-Mart 2002 döneminde ekilişler, yağış ve yurtiçi-yurtdışı piyasalarının durumuna bakarak değerlendirme yapmanın, daha sağlıklı va daha akılcı olacağı bir gerçektir. Diğer taraftan gerek dahilde işlem rejimi gerekse serbest ticaret anlaşmaları çerçevesinde, her zaman yapılabilecek gümrük muafiyetli ithalatlarla dengelerin korunması mümkündür.”
       
AMAÇ YÜKSEK FİYATLA SATIŞ
       Bu arada raporda, un fiyatlarındaki artışın sebeplerine de değinildi. Yeterli stoka ulaşan bazı sanayicilerin, normal fiyatlardan aldıkları buğdayı yüksek fiyatla un olarak piyasalara yansıtmak, stok yapan tüccarın da normal fiyatla üreticiden aldığı buğdayı yüksek fiyatla satabilmek için spekülasyona yöneldiği vurgulanan raporda, “Bu kesime, dış ve iç ithalat lobisinin gümrükleri düşürme arzusu da ekleninince, kaos yaratılabilmektedir” denildi.
        TMO’nun depolarında yüzde 30.5’i iyi kalite, yüzde 41’i orta kalite ve yüzde 28.5’i de zayıf kalite olmak üzere stratejik stoklar dahil 29 milyon ton buğdayı olduğu belirtilen raporda, sanayici, çiftçi ve tüccarın ise 15 milyon buğday stoku bulunduğu bildirildi.
       Raporda, buğday stoku yönünden iddia edildiği ggibi tehlikeli bir durumun söz konusu olmadığı da kaydedildi.
       
UN FABRİKALARI GEREKSİZ KAYGIYA KAPILDI
       Raporda, un fabrikalarının piyasada yaratılan spekülasyonlardan etkilenerek gereksiz kaygılara kapıldığı ve gelecekte uğrayabilecekleri muhtemel zararları bugünden telafi etmeyi hesaplayarak un fiyatlarını arttırmaya başladıkları belirtilerek, şöyle denildi:
       “Un sektöründe fiyatlar konusunda, büyükler arasında uyum ve anlaşma, küçükler arasında ise rekabet vardır. Kapasite kullanımı çok düşük (yüzde 30). Halk ekmek fabrikaları ve sınırlı sayıdaki büyük fırınlar sayılmaz ise ekmek fabrikaları düşük kapasiteye sahiptir. Bu nedenle birim maliyetleri artmaktadır. Haksız rekabet nedeniyle, çok yüksek bakkal-bayii komisyonu ödenmektedir. Sektör, buğday üretimi ve un fiyatları ne olursa olsun her yıl Eylül-Aralık aylarında aynı söylemlerle ekmek fiyatlarını arttırma alışkanlığı edinmiştir.”
       
İTHALAT LOBİSİNİN ETKİSİ
       Un ve ekmek fiyatlarını arttırma sürecinin arkasında, ithalat lobisinin yönlendirmelerinin yattığı öne sürülen raporda, Türkiye’nin ABD ve Avrupa Birliği çiftçileri ile şimdilik rekabet şansı olmadığından, gümrük vergilerinin düşürülmesinin Türkiye’nin buğday üretici ülke konumundan ayrılması anlamına geldiği kaydedildi.
        TMO’nun piyasaları yakından takip ettiği, fiyatların aşırı dalgalanması halinde elindeki yeterli stokları ve pazarlama kabiliyeti ile regülasyon görevini başarıyla yerine getirebilecek güce sahip olduğu ifade edilen raporda, gerektiği taktirde TMO’nun ithalatta dahil olmak üzere diğer enstürmanları kullanma imkanı ve kabiliyetine sahip olduğu bildirildi.
       
BUĞDAY FİYATLARI
       TMO’nun birinci sınıf ekmeklik buğday satış fiyatının Eylül ayında 220 bin lira olduğunun belirtildiği raporda, serbest piyasaların en önemli göstergesi olan borsalarda, aynı kalite buğdayın Eskişehir’de 200 bin lira, Konya’da 216 bin lira, Polatlı’da 237 bin lira ve Çorum’da ise 217 bin lira olduğu kaydedildi.
       Raporda, TMO ile serbest piyasa fiyat ortalamasının paralel gittiği belirtilirken, herhangi borsa veya işletme tarafından bir traktör veya bir kamyon buğdayın 280 bin lira fiyatla bilinçli olarak satın alınmasının, “fiyatlar yükseldi” diye feryat edilmesi piyasaları etkileyebildiği belirtildi.
       Raporda, ekonomik olarak güçlü bazı firmaların da bu gelişmelerde görev almasının, un fiyatlarının dalgalanmasına yol açtığı kaydedildi.
       
EKMEK FİYATLARI
       Raporda, ekmek maliyetinde unun payına da açıklık getirildi. Un fiyatının ekmek maliyetindeki oranının ortalama yüzde 30 olduğu belirtilen raporda, 150 bin lira fiyatla satılan ekmekte kullanılan unun girdi payının 45 bin lira olduğu belirtilerek, şu görüşlere yer verildi:
       “280-320 bin lira olan un fiyatından mevcut maliyet faktörlerine göre elde edilecek 200 gramlık bir ekmeğin bakkal fiyatı 140-163 bin lira arasında olmaktadır. Bu fiyatların çok daha aşağıya çekilmesi mümkündür. Zira modern teknoloji ve yüksek kapasite ile çalışan halk ekmek fırınları bütün giderlerini maliyete yansıtarak 100 bin liradan ekmek satabilmekte ve kar elde edebilmektedirler.”
       
“GEREKİRSE VADELİ BUĞDAY SATIŞI YAPILABİLİR”
       Öte yandan bu yıl TMO’nun 2 milyon 459 bin ton hububat aldığını belirten TMO yetkilileri, bu miktarın 1 milyon 460 bin tonunun buğday olduğunu kaydettiler.
       Yetkililer, piyasayı regüle etme çerçevesinde gerekirse TMO’nun piyasa şartlarına göre faiz uygulamak şartıyla vadeli buğday satışı yapabileceğini söylediler.
       Bu çerçevede atıl durumda bulunan un fabrikalarına da işlerlik kazandırılabileceğini ifade eden yetkililer, buğday borsalarındaki fiyatlarda sorun olmadığını, ancak piyasadaki un fiyatlarında spekülasyona gidildiğini vurguladılar.
       Bu arada TMO Eylül ayı sonu itibariyle 2 milyon 459 bin ton hububat aldı. Üreticiye 336 trilyon lira ödeme yapılırken, kurumun alımlardan kaynaklanan üreticiye yaklaşık 9 trilyon lira borcu bulunuyor.
       
    TOP5 Bankaların kara tahtaları siliniyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları