| | | | Gümrük vergilerinin tahsili için Gümrük Müsteşarlığı ile protokol imzalayan Yapı Kredi, Akbank ve Garanti Bankası Genel Müdürleri, imza töreninin ardından basın mensuplarının genel ekonomik duruma ilişkin sorularını yanıtladılar.
Yapı Kredi Bankası Genel Müdürü Naci Sığın, ülkemizin 10 aydır büyük bir kriz yaşadığını, Türkiye’nin ciddi bir küçülme ile karşı karşıya kaldığını, 850 bin kişinin işini kaybettiğini, buna bir de global krizin eklendiğini ifade etti.
Buna rağmen kurum olarak çok karamsar olmadıklarını kaydeden Sığın, çünkü Türkiye’nin belli bir reform süreci yaşadığını, piyasalardaki dengeler oturmasa da, bütçe ve ödemeler dengesi açısından 3-4 ay öncesine göre daha iyi bir durumda bulunduğunu söyledi.
2002 ile ilgili bir tahmin yapmanın zorluğuna işaret eden Sığın, “Ancak mevcut şartlarla bakıldığında 2002 enflasyon rakamları hiçbir şekilde yüzde 35-40’ın altında olmayacak. Faiz dışı fazlanın bir miktar aşağı çekilmesi ile büyümeyi canlandırmak yerinde olacak. Büyüme de 0 ile 1 arasında değişir” dedi.
KRİZ FIRSAT YARATABİLİR
Türkiye’nin son derece genç bir nüfusa sahip olduğunu da belirten Yapı Kredi Bankası Genel Müdürü, şöyle devam etti:
“Türkiye, hızlı bir aşağı iniş yaşadıysa, aynı şekilde çıkış da olacaktır. Herşeyden önce moralimiz bozuldu. Küresel kriz, morali daha da bozdu. Ancak, tablo kötü gözükse de ben 2002’de hatta bu yıl 4. çeyrekte toparlanma sürecine gireceğimizi düşünüyorum. Keşke olmasaydı ama son kriz, bizim için bir fırsat da olabilir. Türkiye’nin 75 milyar dolarlık iç borç stoku var ama GSMH’ye göre bu da çok büyük değil. Mühim olan mali sektörün derinliğini arttırmak.”
Sığın, IMF’nin de önümüzdeki yıl ödenecek 5.5 milyar dolarlık geri ödeme konusunda bir kolaylık sağlamasını beklediğini de ifade etti ve “Tahminime göre ek bir imkan da sağlanacaktır. 5.5 milyar doların uzatılması bile bizi rahatlatır” açıklamasında bulundu.
ÖZEN: BÜYÜMEYE DÖNMEK ŞART
Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen de, Türkiye’nin 2002’de büyümeye dönmesinin şart olduğunu, yüzde 6.5’luk faiz dışı fazlayı tutturacağız diye büyümenin düşük tutulmasının da kabul edilemeyeceğini söyledi.
“Türkiye, 2002’de yüzde 5 olmasa bile yüzde 2-3’lük büyümeye dönmeli” diyen Özen, bankacılık sektörünün de likit olduğunu, ancak güven ortamı gerektiğini anlattı. Sektörün kaynaklarını büyüme için ekonomiye yönlendirmeye hazır olduğunu ve Türk bankalarının yüzde 3-4’lük bir büyümeyi finanse edebileceğini anlatan Özen, ekonominin diğer göstergeleri için de şöyle konuştu:
“Bütçe açıklarını masaya yatırdığımızda harcama kaleminde iyi şeyler yapıldı. Harcamalar daraltıldı ama yetmiyor. Esas iş gelirleri arttırmada, vergileri arttırmada. Türkiye, 2002’de nasıl vergi alacak? Bankacılık sektörü bu işin büyümesini finanse eder. Dünkü ihaleye yaklaşık 2 milyar dolar gelmesi bunu gösterir. Güven sağlarsak, yurtdışında da iyi para gelir. Sıcak para değil de doğrudan yatırım için gelir. Türkiye bu işi iyi dengelerse bu işin içinden çıkar diye düşünüyorum.”
KURTUL: OLUMLU GELİŞMELER SÜRÜYOR
Akbank Genel Müdürü Zafer Kurtul ise değerlendirmelerinde yapısal reformların yapıldığını ve ekonomideki olumlu gelişmelerin devam ettiği görüşünü savundu. Güven ortamının da yavaş yavaş sağlandığını kaydeden Kurtul, dünkü ihalenin de bunu gösterdiğini söyledi.
Bu aşamada Eylül ayı enflasyonun çok önemli olduğuna dikkat çeken Akbank Genel Müdürü, “Düşme trendi devam ederse kritik soru, Türkiye’nin büyüme trendine tekrar geçmesi olur. Eksi büyüme ile bunun sürdürülmesi mümkün değil. Türkiye, tekrar büyüme trendine geçmeli. Birinci öncelik bu olmalıdır” diye konuştu. | |
Oral: Büyüme ihmal edilmeyecek
Bankaların kara tahtaları siliniyor
