|
Merkez Bankası'ndan faiz indirimi Hazine ihalesi bugün Endeks düşüşte, faiz ve döviz yükseldi |
|||
Merkez Bankası geçen ay gerçekleştirdiği 10 programlı döviz satış ihalesiyle 600 milyon dolarlık döviz satışı gerçekleştirmişti. Merkez Bankası, 27 Ağustosta kısa vadeli faiz oranlarında 2-3 puanlık indirim yaparak, gecelik faizleri yüzde 62den yüzde 60a çekmişti. DALGALANMA YAŞANMAMASI İÇİN İHALE Merkez Bankasından yapılan açıklamada, döviz satışıyla çekilecek TL fazlasının belirli günlerde yoğunlaşmaması ve böylelikle herhangi bir likidite sıkışıklığına yol açılmamasının planlandığı kaydedildi. Açıklamada, Ayrıca, döviz arzının ayın ve haftanın belli günlerine yoğunlaştırılması yerine her güne eşit yayılması, döviz ihalelerinin döviz kurlarında yaratabileceği dalgalanma ihtimalini de ortadan kaldıracaktır denildi. Açıklamada, bir bankanın toplam teklifini ihalede satılacak tutarın yüzde 20si ile sınırlayan uygulamaya son verildiği de vurgulandı. MB açıklamasında, Ekim ayına ilişkin döviz satım ihale programının ise Hazine Müsteşarlığının Eylül ve Ekim ayları içerisinde sağlaması muhtemel iç ve dış döviz finansman imkanlarına bağlı olarak belirlenip, Ekim başında duyurulacağı ifade edildi. MÜDAHALELER YOK DENECEK DÜZEYDE Açıklamada, Ağustos ayında, Bankanın müdahalelerinin yok sayılabilecek bir düzeye indiğini ve döviz piyasalarında dengelerin, kendi iç dinamikleri ile oluşmaya başladığı kaydedildi. Uluslararası Para Fonundan sağlanan krediler karşılığında Banka tarafından açılan kredilerin, Hazine Müsteşarlığı tarafından yurtiçi TL ödemelerinde kullanılması durumunda, piyasada oluşan fazla TL likiditenin, programlı döviz satım ihaleleri yoluyla piyasadan çekildiği ifade edildi. Benzer şekilde, Dünya Bankasından sağlanan krediler ile Hazine Müsteşarlığının yurtiçi döviz borçlanmalarının, yurtiçinde TL olarak kullanılması durumunda da piyasada oluşan fazla likiditenin döviz satım ihaleleri yoluyla sterilize edildiği bildirilen açıklamada, şöyle denildi: Bu doğrultuda, Ağustos ayı boyunca haftada iki kere olmak üzere 10 adet döviz satım ihalesinde toplam 600 milyon ABD doları satılmıştır. Ağustos ayı boyunca ayrıca, Bankanın müdahaleleri yok sayılabilecek bir düzeye inmiş ve döviz piyasalarında dengeler kendi iç dinamikleri ile oluşmaya başlamış, ayrıca Hazine Müsteşarlığının gerçekleştirdiği Devlet İç Borçlanma Senedi ihaleleri ve halka arzlar da başarılı olmuştur. Özellikle bu iki olumlu gelişme neticesinde bir taraftan piyasalarda güven artarken, diğer taraftan Banka tarafından sterilize edilmesi gereken TL likidite fazlası da küçülmeye başlamıştır. PARA TABANI TAVAN DEĞERİ 7.5 KATRİLYON Diğer yandan, Merkez Bankası, Eylül-Ekim aylarına ilişkin parasal kriterleri de açıkladı. Buna göre, Net İç Varlıklar tavan değeri, 21.5 katrilyon lira olarak belirlenirken; para tabanı için gösterge niteliğindeki tavan değeri 7.5 katrilyon lira olarak belirtildi. Açıklamada, şöyle denildi: 3 Mayıs 2001 tarihli niyet mektubunda, Net Uluslararası Rezervler kaleminin, Temmuz-Ağustos döneminde en fazla 2 milyar ABD Doları ile sınırlı kalacak şekilde azalması, performans kriteri olarak belirlenmiştir. Ancak, niyet mektubunda da belirtildiği üzere, bir önceki dönemde kullanılmayan imkan, bir sonraki dönem limitinin yüzde 25ini geçmemek kaydıyla, bir sonraki döneme aktarılabilmektedir. Bu çerçevede, Haziran ayında kullanılmayan 504 milyon ABD Dolarlık imkandan, Temmuz-Ağustos dönemi limitinin yüzde 25i olan 500 milyon ABD Dolarlık kısmı, Temmuz-Ağustos dönemine aktarılarak, Temmuz-Ağustos dönemi Net Uluslararası Rezervler azalış limiti, 2.5 milyar ABD Dolarına çıkartılmıştı. Temmuz-Ağustos dönemi Net Uluslararası Rezervler azalışı, hedeflenen 2.5 milyar ABD Dolarlık tutarın altında kalarak, 1 milyar 370 milyon ABD Doları olarak gerçekleşmiştir. Banka, 3 Mayıs 2001 ve 31 Temmuz 2001 tarihli niyet mektuplarında belirlenen, Eylül-Ekim dönemi para programı hedeflerini de şöyle açıkladı: Net İç Varlıklar kalemi için performans kriteri olarak belirlenen tavan değeri 21 katrilyon 150 trilyon Türk Lirasıdır. Hesaplama, Ekim ayı son 5 iş günü değerleri ortalaması baz alınarak yapılacaktır. Para Tabanı için gösterge niteliğindeki tavan değeri 7 katrilyon 550 trilyon Türk Lirasıdır. Hesaplama, Ekim ayı son 5 iş günü değerleri ortalaması baz alınarak yapılacaktır. Net Uluslararası Rezervler kalemi için performans kriteri olarak belirlenen, Eylül-Ekim dönemi azalış limiti 2 milyar 600 milyon ABD dolarıdır. Ancak söz konusu 2 milyar 600 milyon dolarlık azalış limiti, Temmuz-Ağustos döneminde kullanılmayan imkandan, Eylül-Ekim dönemi azalış limitinin yüzde 25i olan 650 milyon ABD Dolarlık kısmının eklenmesi ile 3 milyar 250 milyon ABD dolarına çıkmıştır. ENFLASYON BEKLENTİLERE UYGUN OLACAK Merkez Bankası kısa vadeli faiz oranlarını indirirken, diğer unsurlarla birlikte, özellikle iç talepteki daralma da dikkate alındığında, önümüzdeki dönemde enflasyonun, beklentilere uygun bir düzeyde gerçekleşeceğinin tahmin edildiği vurgulandı. Açıklamada, Ağustos ayı enflasyon rakamlarına ilişkin Tüketici enflasyonu, artış hızı sabit kur politikasının uygulandığı 2000 yılı bir tarafa bırakılırsa, son altı yılın en düşük Ağustos ayı değeridir denildi. Merkez Bankasından yapılan açıklamada, Ağustos ayı tüketici enflasyonun, 1989-1993 ve 1994-1999 ortalamalarının da oldukça altında olduğu vurgulandı. Buna karşılık, özel imalat sanayi enflasyonu için aynı değerlendirmeyi yapmanın mümkün olmadığı vurgulanan açıklamada, şu görüşlere yer verildi: KAMUDA FİYAT ARTIŞI YÜKSEK Burada kamuoyunun dikkatini çekmek istediğimiz nokta, kamu fiyat artışlarının Ağustos ayında aldığı yüksek değerdir. Toptan Eşya Fiyat Endeksinin, kamu alt kaleminde, enerji sektörü ve rafineri ürünleri önemli bir paya sahiptir. Bu ürünlerin fiyatları döviz kuruna oldukça duyarlıdır ve özel yöntemlerle hesaplanmaktadırlar. Hem bu duyarlılık hem de söz konusu yöntemler, Haziran ve Temmuz aylarındaki olumsuz iç ve dış koşulların döviz kurunda yarattığı iktisadi temellerden kopuk yükselişlerin, kamu fiyatlarına yüksek oranda yansımasına yol açmıştır. Kamu fiyatları, şüphesiz, özel sektör fiyatlarını önemli ölçüde etkilemektedir. Ayrıca, kamu fiyatlarında artışlara yol açan unsurların bir kısmı, özel imalat sanayi fiyatlarında da artışlara yol açmaktadır. CARİ FAZLA SÜREKLİ ARTIYOR Kamu sektörü ve özel imalat sanayi fiyat artışlarında bu gelişmelere yol açan nedenlerin, Ağustos ayının ikinci yarısında gündemden düştüğü belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi: Merkez Bankası müdahalesinin yok denecek kadar az olduğu bir dönemde, döviz piyasalarında dengeler kendi iç dinamikleri ile oluşmaya başlamıştır. Döviz piyasasının daha da sağlıklı işlemesini sağlayacak gelişmeler peşi sıra gerçekleşmektedir. Giderek artan sayıda banka yeni dış kredi anlaşması imzalamaktadır. Cari işlemler fazlamız da sürekli artmaktadır. Bu durumda, enflasyonun öncü göstergelerinden birisi olan döviz kurunda, enflasyonu beklentilerimizin üzerine çıkaracak bir eğilimin oluşmasını beklemediğimizi vurgulamak isteriz. Açıklamada, düşük enflasyon, hızlı ve sürdürülebilir büyüme, daha adil gelir dağılımı gibi, toplumca arzu edilen sonuçları almak için iktisadi temellerin düzeltilmesi her ne kadar zorunluysa da, tek başına yeterli olmadığı ifade edilirken, şöyle denildi: Bekleyişlerin olumlu ya da olumsuz olmasına bağlı olarak, aynı iktisadi temeller çok farklı iktisadi sonuçlar doğurabilir. Bekleyişlerin, uluslararası tüm ölçütler açısından son derece başarılı bunca iktisat politikası uygulamasının hak ettiği olumluluk düzeyinde oluşması halinde, toplumca arzu edilebilir sonuçlara kısa sürede ulaşılacağı açıktır. Hem Ağustos ayı için açıklanan enflasyon değerlerini, hem de gelecek aylarda oluşabilecek enflasyon eğilimini bu çerçevede kısaca değerlendirmek yararlı olacaktır. BEKLEYİŞLER BELİRLEYİCİ NİTELİKTE İktisadi temellerin yanı sıra, bir diğer önemli noktanın bekleyişler olduğu da vurgulanan Merkez Bankası açıklamasında, şu görüşlere yer verildi: Geçen hafta, aldığımız kısa vadeli faiz indirimi kararından sonra gerçekleşen faiz ve kur hareketleri, bekleyişlerin daha da olumluya yönlendirilmesini sağlamıştır. Keza, Hazine Müsteşarlığı başarılı borçlanma ihalelerinin bir yenisini de geride bıraktığımız hafta içerisinde gerçekleştirmiştir. Bu gelişmelerin, iktisadi bekleyişleri, uygulanmakta olan programın hak ettiği olumluluk düzeyine doğru yönlendireceğini düşünmekteyiz. Bu vesileyle, bir noktayı daha kamuoyunun dikkatine sunmakta yarar görmekteyiz. Yukarıdaki analizden de anlaşılacağı gibi, Merkez Bankası enflasyona ilişkin değerlendirmeleri, sadece en son ayın ve önceki ayların enflasyon değerlerine bakarak yapmamaktadır. Bunlar, şüphesiz önemlidir, ancak geçmiş gelişmelerin bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadırlar. Oysa enflasyonun, bir de gelecekte izleyeceği eğilim vardır. Bu eğilimi ise en az geçmişte gerçekleşenler kadar, hatta daha ağırlıklı olarak, öncü enflasyon göstergelerinde bugün ve gelecekte oluşacak hareketler belirlemektedir. FAİZLER VE DÖVİZ YÜKSELDİ Ağustos ayında TEFEnin yüzde 3.5, TÜFEnin yüzde 2.9luk artışı sonrasında, bankacılar Merkez Bankasının faiz indirimi konusunda bir süre daha bekleyeceğini öngörüyorlardı. Faiz indirimi kararı, bono piyasasında faizlerin yüzde 85e ve döviz piyasasında 1 milyon 430 bin lira düzeyine çıkmasına yol açtı. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||