|
Bu arada, Merkez Bankasından yapılan açıklamada, Haziran ve Temmuz aylarında olumsuz beklentilerin oluşmasına yol açan gelişmelerin ortadan kalktığını belirtti. Merkez Bankasından yapılan açıklamada, mali ve parasal disiplinin tümüyle sağlandığı vurgulandı. | ||||
Açıklamada, bankacılık sektörünü sorunlu bankalardan arındırıldığını, kalan bankaların sermaye yapılarının güçlendirilmesi yönünde önemli adımlar tıladığını belirtirken, İstikrar programının olmazsa olmaz koşulu olan mali ve parasal disiplin tümüyle sağlanmıştır denildi. SONUÇLARA KISA SÜREDE ULAŞILACAK Merkez Bankası açıklamasında, enflasyon ve büyüme konusundaki hedeflerin kısa sürede ulaşılacağı da kaydedilirken, şöyle denildi: Düşük enflasyon, hızlı ve sürdürülebilir büyümenin, daha adil gelir dağılımı gibi toplumca arzu edilen sonuçları almak için iktisadi temellerin düzeltilmesi her ne kadar zorunluysa da, tek başına yeterli değildir. Bekleyişlerin olumlu ya da olumsuz olmasına bağlı olarak aynı iktisadi temeller çok farklı iktisadi sonuçlar doğurabilir. Bekleyişlerin, uluslararası tüm ölçütler açısından son derece başarılı bunca iktisat politikası uygulamasının hak ettiği olumluluk düzeyinde oluşması halinde, toplumca arzu edilebilir sonuçlara kısa sürede ulaşılacağı açıktır. BEKLENTİLER OLUMLUYA DÖNDÜ Açıklamada, Güçlü Ekonomiye Geçiş Programının tasarlanması sırasında öngörülmeyen, ancak Haziran ve Temmuz aylarında ekonomiye bir dizi şok etkisi yaparak olumsuz bekleyişlerin yaygınlaşmasına yol açan gelişmelerin Ağustos ayında etkisini kaybettiği belirtildi. Açıklamada, şöyle denildi: Merkez Bankasının 16 Temmuzda kısa vadeli faiz oranlarını artırmasının temel nedeni, söz konusu gelişmelerin özellikle döviz kurları üzerindeki etkisiyle enflasyonist bir süreç başlatabileceği endişesiydi. Olumsuz iktisadi bekleyişler, sadece döviz kurlarındaki hareketlerin iktisadi temellerden uzaklaşmasına ve giderek köpük niteliğine bürünmesine yol açmakla kalmamaktadır. Aynı zamanda, algılanan riskler arttığından faiz oranları da yükselmektedir. Bu süreç içerisinde iç borç stokunun ne kadar çevrilebilir olduğu sorusu da hep gündemde kalmaktadır. Ağustos ayı içerisinde Hazine Müsteşarlığının yaptığı açıklamalar ve gerçekleştirdiği başarılı ihaleler, iç borcun çevrilebilirliği açısından oluşan soru işaretlerinin azaldığını göstermektedir. Nitekim, son haftalarda, ikincil piyasalarda faiz oranlarında sürekli bir düşüş eğilimi izlenmektedir. DIŞ KOŞULLAR OLUMLU DEĞİŞİYOR Ağustos ayında bekleyişlerin değişmesiyle, Merkez Bankası müdahalelerinin yok sayılabilecek bir düzeye inmesinin olanaklı olduğu kaydedilen açıklamada, döviz piyasalarının daha sağlıklı bir şekilde işlemesinin ön koşullarından birisinin gerçekleştiği ifade edildi. Dış piyasalardaki gelişmelerin Türkiyenin lehine bir yön aldığı belirtilen açıklamada, Arjantindeki gelişmelere değinildi. Açıklamada, şöyle denildi: Arjantin ve Türkiye ekonomilerinin uygulanan program açısından oldukça farklı oldukları giderek daha iyi anlaşılmaktadır. Kaldı ki, Arjantin ekonomisi de uluslararası kuruluşlardan destek tazelemek üzeredir. Bankalarımızın bir kısmı yeni dış kredi anlaşmaları imzalarken, bir kısmının da kısa süre içerisinde benzer anlaşmaları gerçekleştireceği anlaşılmaktadır. Giderek artan cari işlemler fazlamız ile birlikte ele alındığında bu gelişmeler, döviz piyasalarını daha da rahatlatacak gelişmelerdir. PROGRAM İYİ GİDİYOR Açıklama, şöyle sone erdi: Bu gelişmelerin, iktisadi bekleyişleri, uygulanmakta olan programın hak ettiği olumluluk düzeyine doğru yönlendirdiği düşünülmektedir. Bu sürecin kesintiye uğramaması halinde, faiz, döviz kuru ve enflasyon gibi değişkenlerin iktisadi temellere uygun bir düzeye oturacağını ifade etmek gerekir. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||