|
Mayıs ve Haziran ayları sonu için ilgili sayısal performans kriterlerinin karşılandığı, gerek bankacılık gerekse diğer yapısal alanlarda önemli ilerlemeler sağlandığı kaydediliyor. Bu kapsamda, stand-by düzenlemesinin 9. gözden geçirilmesinin tamamlanmasını talep edilirken, aynı zamanda, revize edilmiş yıllık enflasyon tahminleriyle tutarlı olarak, 2001 yılının kalan kısmı için konsolide bütçe faiz dışı kümülatif harcamalarına ilişkin üst sınırların da revize edilmesini talep ediliyor. EK NİYET MEKTUBUNUN TAM METNİ Ayrıca, parasal tabana ilişkin endikatif üst sınırların ve Merkez Bankasının Net İç Varlıklarına ilişkin performans kriterinin, güncellenmiş makroekonomik çerçeve doğrultusunda yılın kalan kısmı için değiştirilmesi de talep ediliyor. EKONOMİ PROGRAMA OLUMLU TEPKİ VERMEYE BAŞLADI Yılın ilk yarısında yaşanan zorlukların ardından, ekonominin, güçlendirilmiş programa olumlu tepki vermeye başladığı vurgulanan mektupta, GSMHnın, 2001 yılının ilk çeyreğinde yıllık bazda yüzde 4.2 oranında küçüldüğü, ikinci çeyrekte daha da küçülmüş olmasının beklendiği kaydediliyor. Reel faiz oranlarının ısrarlı bir şekilde çok yüksek seviyelerde seyretmesi ve iç talebin küçülmesinin bankaların ve şirketlerin bilançolarına yük getirdiği, başta büyük bir istihdam kaynağı olan küçük ve orta ölçekli işletmeler olmak üzere özel sektör girişimcileri üzerinde baskı oluşturduğu kaydediliyor. Mektupta, kısmen, artan ihracat ve turizmde yaşanan patlamanın etkisiyle, ekonomide canlanma sinyalleri alınmaya başlandığı vurgulanıyor. Ayrıca, Türk Lirasında Şubat ayında görülen yüksek düzeydeki değer kaybının yarattığı enflasyonist etkilerin büyük bir kısmının şu ana kadar gerçekleşmiş göründüğü, enflasyonda Mayıs ayında başlayan yavaşlamanın, TÜFE artışının yüzde 3 seviyesinde gerçekleşmesi ile Haziran ayında da aynı seyri sürdürdüğü ifade ediliyor. Son olarak, yaşanan yavaşlamanın ve Türk Lirasındaki değer kaybının dış cari hesapta göze çarpan bir düzelmeye yol açtığı vurgulanıyor. İleriye bakıldığında, devam eden uluslararası finansal destek ile birlikte, programda daha fazla ilerleme kaydedilmesinin, güvenin tekrar tesisini, faizlerin düşürülmesini ve ekonomik toparlanmanın kolaylaşmasını sağlayacağı belirtiliyor. 26 Haziran 2001 tarihli mektupla güncellenen, 3 Mayıs 2001 tarihli mektubun halen 2001-2002 döneminde uygulanacak politikaları anlatan ana doküman olduğu, bu mektup ile, çeşitli alanlarda tekrar güncelleştirildiği kaydediliyor. IMFden ve Dünya Bankasından sağlanan büyük çaplı mali desteğin yeterli resmi finansman kaynağı konusunda güvence sağladığı hatırlatılan mektupta, şöyle devam ediliyor: Özel sektörün katılımına ilişkin olarak ise yabancı ticari bankalarla 12-13 Haziran 2001 tarihlerinde yapılan toplantıları müteakiben katılımcılara mektuplar yollanmış ve bankalardan, Türkiyeye açtıkları kredilerin, program uygulandıkça 11 Aralık 2000 tarihindeki seviyesine yükseltilmesini teminen, Haziran ayı ortasındaki kredi seviyelerini korumaları yönünde taahhüt istenmiştir. Şimdiden bazı yanıtlar alınmış olup, kredi seviyelerini muhafaza etmekte güçlük çeken bankalar ile temaslarımız sürmektedir. Bu mektupta ifade edilen politika ve tedbirlerin programın amaçlarının gerçekleştirilmesi için yeterli olacağına inanıyoruz, ancak gerekli olduğu takdirde, programın yolunda ilerlemesini sağlamak amacıyla Fonla düzenli istişare edilerek ilave tedbirler almaya hazır bulunmaktayız. ÜÇÜNCÜ ÇEYREKTEN İTİBAREN ÜRETİMDEKİ TOPARLANMA Mektupta, ekonomik faaliyetlere ilişkin öncü göstergelerin ve ihracata ilişkin gelişmelerin üçüncü çeyrekten itibaren üretimde bir toparlanma olacağını gösterdiği vurgulanıyor. Mektupta, ekonomi politikalar ve program kapsamındaki ilerlemeleri anlatmaya yönelik olarak büyük gayret sarf edildiği anlatılıyor. Son veriler ışığında 2001 yılı için makroekonomik projeksiyonların revize edildiği vurgulanan mektupta, ilk çeyrekte üretimdeki düşüşün beklenenden fazla olmasına rağmen, ekonomik faaliyetlere ilişkin öncü göstergelerin ve ihracata ilişkin gelişmelerin üçüncü çeyrekten itibaren üretimde bir toparlanma olacağını gösterdiği kaydediliyor. Bugüne kadar ekonomik aktivitede görülen yavaşlamayı dikkate alarak, orijinal program tahminlerine göre 2001 yılının tümü için yüzde 3 olarak gerçekleşmesi beklenen reel GSMHdaki küçülmeyi, yüzde 5.5 olarak öngörülüyor. ENFLASYON Türk Lirasının ilk etaptaki değer kaybı sebebiyle enflasyonda yılın ikinci çeyreğinde görülen artış orijinal tahminlerin çok az üzerinde gerçekleşmiş olmasına rağmen son dönemde enflasyonda yaşanan düşüşün, 2001 yılının sonuna kadar aylık yüzde 2lik enflasyon hedefinin gerçekleştirilebilir olduğunu gösterdiği vurgulanıyor. Mektuba göre, tüm yıl için, TÜFE artışının (Aralık-Aralık) orijinal olarak tahmin edilen yüzde 52.5 oranına kıyasla yüzde 58 düzeyinde olması bekleniyor. Önümüzdeki oniki ayda (Haziran-Haziran) TÜFE artış oranının yaklaşık yüzde 30-35 aralığına gerilemesi beklenirken, cari hesabın ise tüm yıl için 5 milyar ABD Dolarlık (GSMHnın yüzde 3ü) bir fazla vermesinin bekleniyor. MALİYE POLİTİKASI Maliye politikasının beklenen seyri izlediği ifade edilen mektupta, Mayıs ayı sonuna kadar konsolide kamu sektörü faiz dışı fazlasının, 2001 yılı GSMHnın yüzde 3.4ü seviyesine ulaşarak, program hedefini GSMHnın yüzde 1.7si oranında aştığı kaydediliyor. Konsolide bütçeye ilişkin olarak, faizdışı harcamaların Mayıs sonu için belirlenmiş olan üst limit içerisinde kaldığı ve Haziran sonu için kümülatif faiz dışı dengenin, program tahminlerinin GSMHnın yüzde 0.2si kadar üstünde gerçekleştiği kaydediliyor. Mektuba göre, politika uygulamaları açısından ise telefon hizmetlerine uygulanması önerilen KDV artışının iptalinin gelirlere olan etkisinin, yurtdışına çıkışlarda alınacak harçlar ve vadeli mevduat hesaplarından alınacak özel işlem vergisi ile telafi edilmesi bekleniyor. Daha yüksek enflasyonun, yılın ikinci yarısında GSMHnın yüzde 0.2si kadarlık bir ek gelir elde edilmesini sağlayarak, daha düşük büyümenin gelirler üzerindeki olumsuz etkisini fazlasıyla telafi etmesi bekleniyor. Mektuba göre, her türlü durumda, yılın ilerleyen bölümünde bazı sapmaların ortaya çıkması halinde, faiz dışı fazla hedefine ulaşılmasının sağlanması amacıyla ihtiyari faiz dışı harcamalar düşürülecek ve gerekli olduğu takdirde gelir önlemleri alınacak. Faiz dışı harcamalarda yeni makroekonomik çerçeve ile tutarlı olan artışlar ve faiz dışı fazla hedefi, reel kamu harcamalarının ya orijinal seyrini korumasını, ya da krizin, krizden en fazla etkilenen kesim üzerindeki etkilerinin azaltılmasını hedefliyor. Faizdışı harcamalardaki bu artışın yaklaşık GSMHnın yüzde 0.4ü kadarlık kısmı, konsolide bütçede yansıtılacak olup, bu artış emekli ve memur maaşlarının enflasyona endekslenmiş olmasından ve sosyal güvenlik kuruluşlarına sağlık harcamalarını reel olarak sabit tutabilmeleri amacıyla aktarılan ek kaynaklardan oluşuyor. Konsolide kamu sektörü faiz dışı fazlasını daha da artırarak GSMHnın yüzde 6.5i seviyesinde gerçekleşmesini sağlamak amacıyla 2002 yılı kamu maliyesi stratejisi hazırlanıyor. Harcamalar önümüzdeki mali yılda kısılırken, yeni bir devlet ihale kanununun uygulanması suretiyle kamu harcamalarının etkinliğinde artış sağlanması ümit ediliyor. Söz konusu kanunun, Dünya Bankası ve Avrupa Birliği ile istişare edilmesi akabinde, 15 Ekim 2001 tarihine kadar Meclise sunulması bekleniyor. Vergi tabanını genişletmenin yolları aranırken, vergi idareleri için sıkı performans standartları hazırlanarak, vergi alacaklarının tahsilatını sağlamaya yönelik çabalar yoğunlaştırılacak. KAMU BORÇLARI Mektupta, kamu borcunun sorunsuzca çevrilmesinin sağlanması amacıyla, kamunun borçlanma ihtiyacını ve maliyetini düşürecek bir dizi adımlar atıldığı bildirilirken, kamu kesimi güçlü faiz dışı bütçe pozisyonunu koruyacağı vurgulanıyor. Mektuba göre, söz konusu fazla, dış kaynakların da kullanımı ile birlikte, 2001 yılının kalan bölümünde Hazinenin borçlanma ihtiyacının itfa miktarlarının oldukça altında kalmasını sağlayacak. 26 Temmuz tarihinde alınan kararların sıralandığı niyet mektubuna göre, sapmalar görüldüğü takdirde mali hedeflere ulaşmak amacıyla ilave önlemler alınacak. Yeni Kamu Finansmanı ve Borç Yönetimi Kanun Tasarısının Meclise sunulduğu hatırlatılarak, bunun borç yönetiminin güçlendirilmesi için gerekli yasal çerçeveyi sağlayacağı vurgulanıyor. Mektuba göre, yeni yasal çerçevenin 2001 yılı Kasım ayı sonuna kadar yürürlüğe girmesi bekleniyor. Türkiyenin borç yükü, 2001 yılına ilişkin daha muhafazakar büyüme ve enflasyon varsayımları göz önüne alınarak, dönem başı faiz oranlarının geçmiş on yılın yüksek ortalamalarına yakın seviyelerde seyretmesi halinde bile sürdürülebilir durumunda bulunuyor. Programın uygulanmasında ilerlemeler sağlanmaya devam edilmesinin, piyasa güvenini daha da kuvvetlendireceğine ve faiz oranları ile diğer makroekonomik değişkenlerin program hedeflerine yaklaşmasına katkı sağlayacağına inanılıyor. VAKIFBANKIN ÖZELLEŞTİRİLMESİ IMFye verilen niyet mektubunda, bu yılın son çeyreğinden itibaren enflasyon hedeflemesinin resmi olarak para politikasının nominal çıpası haline getirilmesinin planlandığı açıklandı. Mektupta, para ve döviz kuru politikalarında enflasyon hedeflemesine geçiş planlarında hızla ilerleme kaydedildiği vurgulanırken, bu amaca yönelik olarak, Merkez Bankasının, bilgi tabanını güçlendirmekte ve modelleme ve araştırma çalışmalarını hızlandırmakta önemli ilerleme kaydettiği belirtiliyor. Para politikası kararlarının şimdiden giderek artan ölçüde enflasyon gerçekleşme beklentisine göre belirlendiği kaydedilen mektupta, 2001 yılının son çeyreğinden itibaren enflasyon hedeflemesini resmi olarak para politikasının nominal çıpası haline getirmenin planladığı vurgulanıyor. Mektuba göre, söz konusu dönemde, üçer aylık endikatif bir enflasyon yolu ile desteklenen, 2002 yılı enflasyon hedefini ilan edilecek. Merkez Bankası, aradaki dönemde, enflasyona ilişkin gelişme ve beklentileri düzenli olarak değerlendirecek ve bu değerlendirmeler ışığında faiz oranlarını enflasyonla mücadele hedefi ile tutarlı bir biçimde ayarlayacak. Program uygulandıkça ve enflasyon düşmeye devam ettikçe, her ne kadar Merkez Bankası enflasyondaki süregelen düşüşü desteklemek amacıyla faiz oranlarını artırmaya hazırlıklı olsa da, kısa vadeli faiz oranlarının azalan bir trend izlemesi bekleniyor. Parasal taban, enflasyon hedeflemesine geçiş sürecinde, enflasyonla mücadelenin nominal çıpası olmaya devam edecek. Yenilenen makroekonomik çerçeve ile uyumlu olarak ve para talebinin mevsimselliğini daha yakından yansıtacak biçimde, parasal tabana ilişkin revize hedefler de belirlendi. Merkez Bankası, parasal taban hedefinin yakalanmasında yardımcı olmak üzere, gerektiğinde döviz satacak ve para piyasası oranlarını ayarlayacak. İhtiyari döviz müdahaleleri, işlemlerin yumuşatılması ile sınırlı olacak. MERKEZ BANKASININ DÖVİZ İŞLEMLERİ Merkez Bankası, program politikası ile uyumlu olarak, iki tip döviz işlemi gerçekleştirmeye devam edecek. İlk olarak, Merkez Bankası dış borçlanmanın iç ödemeler için bütçede kullanılması sonucu iç piyasadaki likidite üzerinde oluşan etkiyi telafi etmek üzere piyasada döviz satacak. İkinci olarak, Merkez Bankası, geçici döviz kuru dalgalanmalarını yumuşatmak amacıyla, zaman zaman müdahalelerde bulunabilecek. BANKACILIK SEKTÖRÜ REFORMLARI Mektupta, bankacılık sektöründeki reform kapsamında hızlı ilerlemeler sağlanmaya devam edildiği kaydedilirken, finansal durumu zayıf olduğu belirlenen özel bankalarla, sermayelerinin 2001 yılı sonuna kadar yeterli düzeylere çıkarılmasına ilişkin planları içeren taahhüt mektuplarının imzalandığı vurgulanıyor. Geçerli yeniden sermayelendirme planları taahhüt edemeyen beş bankaya 10 Temmuz tarihinde el konulduğu hatırlatılırken, Fondaki bankaların birleştirme ve satışına ilişkin bilgi veriliyor. Kamu bankalarının kar/zarar, likidite ve faiz oranı marjlarını izlemeye yönelik bir izleme sisteminin oluşturulduğu, özel bankaların finansal durumlarını güçlendirecek pek çok adımın da atıldığı kaydediliyor. Sermaye güçlendirme planları taahhüt eden finansal durumu zayıf bankalara ilişkin olarak, söz konusu bankaların üzerinde anlaşılan planlara gösterecekleri uyumu yakından izlemek üzere bir çerçeve oluşturulduğu da ifade ediliyor. Mektupta, BDDKnın, söz konusu plana bütünüyle uymayan herhangi bir bankaya Bankalar Kanununda öngörülen yaptırımları ivedilikle uygulayacağı vurgulanıyor. Mektuba göre, özel bankaların finansal durumu izlenmeye devam edilecek ve strateji, finansal açıdan güçsüz olduğu belirlenen bankaların sermaye güçlendirme planları üzerinde BDDK ile görüş birliğine varmaları zorunlu kılma yönünde muhafaza edilecek. Bu planlar üzerinde anlaşma sağlanılamayan her durumda, söz konusu bankalar ivedilikle bir sonraki gözden geçirmeye kadar çözüme kavuşturulacak. FONDAKİ BANKALAR TMSF tarafından devralınan bankaları 2001 yılı sonuna kadar çözüme kavuşturma hususundaki kararlılık devam ederken, bunların operasyonel yeniden yapılandırılmalarına devam edilecek. Son olarak müdahale edilen beş bankanın (Kentbank, EGS Bank, Bayındırbank, Tarişbank ve Sitebank) çözüm stratejileri Bankalar Yeminli Murakıplarının değerlendirmeleri tamamlanır tamamlanmaz (Eylül ayı sonundan önce gerçekleşmesi bekleniyor) sonuçlandırılacak. Yasal süreç tamamlanır tamamlanmaz Türk Ticaret Bankasının çözüme kavuşturulması için gönüllü tasfiye yoluna gidilmesine ilişkin bir strateji oluşturulurken, söz konusu çözüm sürecinin iki ay içerisinde başlatılması bekleniyor. İktisat Bankasına ilişkin satış süreci de Bankalar Yeminli Murakıplarının mali değerlendirmeleri tamamlanır tamamlanmaz başlayacak. İktisat Bankası ve Etibank (ikinci geçiş bankası), 2001 yılı sonuna kadar satılamaz ise gönüllü tasfiyeye tabi tutulacak. TMSFnun Tahsilat Birimi yakın bir gelecekte tam anlamıyla faaliyete geçecek. KAMU BANKALARININ ÖZELLEŞTİRİLMESİ Kamu bankalarını özelleştirmeye hazırlama çalışmalarının ilerlediği vurgulanan mektupta, Ziraat Bankası ve Halk Bankasının operasyonel yeniden yapılandırmasına (şube ve çalışan sayısının azaltılması) ilişkin ilerleme sağlandığı vurgulanıyor ve bu alanlarda 18 ay içerisinde rasyonel düzeye inilmiş olacağı kaydediliyor. Emlak Bankasının varlık ve yükümlülüklerinin 9 Temmuzda Ziraat Bankasına devredilmesini takiben, 17 Ağustos tarihinde Emlak Bankası Genel Kurulunun bir tasfiye memuru atamak üzere toplanacağı kaydediliyor. Vakıfbankın özelleştirilmesi süreci piyasa koşulları izin verir vermez yeniden başlanacağı vurgulanırken, TMSF bünyesindeki bankalar ile sermayesi yetersiz özel bankaların çözüme kavuşturulmasına ilişkin temel ilkelerin oluşturulduğu kaydediliyor. ÖZELLEŞTİRME Programda öngörüldüğü üzere 2001 yılının kalan kısmında, özelleştirmeden gelmesi beklenen 1 milyar dolarlık gelirin sağlanacağı inancının devam ettiği vurgulandı. Mektupta, büyük ölçekli kamu varlıklarının satışına ilişkin hazırlıkların planlandığı gibi ilerlediği kaydedilirken, Özelleştirme İdaresinin TÜPRAŞ ve POAŞa ilişkin taslak tekliflerinin tamamlamakta olduğu, halka arzların planlandığı gibi 2001 yılının son çeyreğinde gerçekleştirilmesinin beklendiği kaydediliyor. Hükümetin, Tütün Kanununu, TBMM toplandığında, en kısa süre içinde yeniden sunacağı kaydedilen mektupta, ÖİBnin TEKEL ve Şeker Fabrikalarının özelleştirilmesine ilişkin olarak, özelleştirme planlarını 2001 yılı sonuna kadar hazırlayacağı kaydediliyor. İŞLETME HAKKI DEVİRLERİ Mektuba göre, işletme hakkı devri için halihazırda imzalanmış ancak sonuçlandırılmamış bulunan sözleşmeler dışındaki elektrik üretim ve dağıtım varlıklarının özelleştirilmesi için hazırlıklar hemen başlatılacak. Halihazırda imzalanmış ancak sonuçlandırılmamış sözleşmeler ise Ekim 2001 sonundan evvel ya sonuçlandırılacak ya da başka şekilde çözüme kavuşturulacak. Daha sonra kalan varlıkların satışına hız verilecek. Enerji Bakanlığı ile birlikte doğalgaz şirketlerinin BOTAŞtan Özelleştirme İdaresi portföyüne alınmasına ilişkin hazırlık çalışmalarının da yürütüldüğü vurgulandı. PETKİM ve Türk Havayollarının özelleştirmeye hazırlanmaları amacıyla bu şirketlerin finansal pozisyonlarını iyileştirmek üzere operasyonel yeniden yapılandırma (PETKIMde bazı fabrikaların kapatılması, THYde ise uçak satışı ve personel azaltılması suretiyle) çalışmaları gerçekleştirildiği kaydedilen mektupta, ERDEMİRin İSDEMİR ile birleştirilerek özelleştirilmesi için hazırlıklar yapıldığı da ifade ediliyor. Türk Telekomun özelleştirilmesine ilişkin olarak bir çok adım atılacağı açıklanan mektuba göre, kuruluş, Dünya Bankasınca kabul görecek ve şirketin özelleştirmeye hazırlanması sürecinde faaliyetlerini iyileştirecek bir şirketleşme planını 2001 yılı sonuna kadar oluşturmak amacıyla faydalanılacak danışmanları, 2001 yılı Ekim ayı sonuna kadar tutacak, Türk Telekomun özelleştirilmesi için ihale komisyonu kısa sürede atanacak. Özelleştirme İdaresi, özelleştirme planını hazırlamaya başlayacak. Mektuba göre, söz konusu planın 2001 yılı sonuna kadar tamamlanması bekleniyor. Programda öngörüldüğü üzere 2001 yılının kalan kısmında özelleştirmeden gelmesi beklenen 1 milyar ABD Dolarlık gelirin sağlanacağı inancının devam ettiği belirtilirken, Dünya Bankası tarafından hazırlanan yatırımın önündeki idari engellerin ortadan kaldırılmasına ilişkin çalışmanın planlandığı gibi Haziran ayında tamamlanacağı, konuya ilişkin eylem planının Eylül ayı sonuna kadar Bakanlar Kuruluna sunulacağı ifade ediliyor. Mektupta, varlığını sürdürebilir konumda bulunan özel sektör şirketlerinin, ekonomik aktivitedeki geçici daralmadan gördükleri etkinin hafifletilmesi için gereken adımlar atıldığı da kaydediliyor. Mektupta, Avrupa Yatırım Bankasından temin edilen uzun vadeli kredilerin bir kısmının ve diğer kaynakların küçük ve orta ölçekli işletmelere aktarıldığı, Türk Eximbankın fonlanmasına da devam edildiği vurgulanıyor. Mektupta ayrıca, Ekonomik ve Sosyal Konseyin kanuni statüsü belirlendikten sonraki ilk toplantısının Ağustos 2001de gerçekleştirileceği belirtiliyor. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||