|
|
Bu paragraf biraz fazla rakamsal isterseniz dogrudan bir sonraki paragrafa; ayrıntıların işaret ettiği sonuca geçebilirsiniz. Açıklamada rakamlarla ortaya konmaya çalışılan 2001 yılının kalan ayları boyunca vadesi dolacak devlet borçlarının (itfa: yanma .-itfaiye) toplamının 40 katrilyon toplam borçlanma gereksiniminin ise 32,6 katr.olduğu aradaki farkın (40-32.6 = 7.4 katrilyon TL) ise faiz dışı fazla + IMF + WB tarafından gelecek kaynaklarla karşılanacağı şeklinde. Yani nette piyasaya para girecek devlet nette ödeme yapacak. Devletin borçlanma gereksiniminin hafiflemesi bu kadarla da kalmıyor.Aynı bankalarla yapılan borç takasındaki gibi Merkez Bankasının Hazineden alacaklarına karşılıkta bir mahsuplaşma sözkonusu. MB 14 katrilyon tutarındaki 2 ile 6 yıl arasındaki yılda 1 kupon ödemeli senetlerle nakit tahsilattan vazgeçiyor. Bu takas işlemi de borçlanma gereksiniminde 4 katrilyon TLlik bir azalma sağlıyor. Bitmedi ! Kamu ve Fon bankalarındaki 37 katr.TL tutarında senet var. Bu senetlere karşılık Hazinenin bu yıl yapması gereken nakit ödeme 12 katr. ; ancak bu rakam da kamu bankalarının Hazine ihalelerine ortalamalardan 5 kart. talep gösterebilecekleri açıklaması ile yeni bir boyut kazanıyor. BORCU DÖNDÜRMEMEK SORUNU YOK Sonuç olarak gelinen noktada tüm ekonomi yönetimi tarafından açıklıkla ve her fırsatta dile getirilen iç borcun devam ettirilebilirliğine ilişkin rakamlar gerçekten iyimser olmak için yeterince olumlu. Yani Türkiyenin borcu döndürememek gibi bir problemi yok. Tamam iyi güzel de bu rakamlar daha önce de aynı değil miydi ? Yoksa esas problem farklı mı ? Bu soruya yanıt olabilecek bir örnek vermeye çalışalım. Uzun süredir Türkiye borçlarını ödeyemeyecek şeklinde yapılan yorumlar değişmeye başladı. Bu olumlu beklentilerin nedenini iyi irdelemek lazım . Örneğin son CSFB raporunda yukarıdaki açıklamalardan 2 hafta kadar önce yapılan IMFin Bostonda yaptığı açıklamalardan sözediyor. Açıklamaların orjinali şöyle : The IMF made it clear at a conference in Boston last week that it remains very seriously committed to facilitating the implementation of the IMF programme (on the assumption that it can rely on the government to deliver on its policy promises). We see no indication that the IMF is looking for an excuse to pull out of the Turkish venture. That, of course, does not exclude a break-up of the IMF programme but we believe the IMF maintains a seriously constructive approach to the Turkish programme. Kaynak: CSFB Emerging Markets Economics Research 27 temmuz 2001 Özetle söylenen IMFnin Türkiyenin başarılı olması için çok kararlı ve yapıcı olduğu. Yani IMF ve Türkiye programa devam için fikirbirliği içindeler. ORTADAN KALKAN DÜŞÜNCE... Esas olarak rakamlara da olumlu yansımaya başlayan bu gelişmeleri değerlendirdiğimde şu noktaya geliyorum. Türkiyenin iç borç stoğuna ilişkin yapılan yorumlarda dikkate alınan rakamlar dünden bugüne değişmediğine göre değişen tek şey yukarıda da belirttiğim gibi IMFnin Türkiyeden kurtulmak istediği şeklindeki düşüncenin ortadan kalkması. Fischerin ziyaretinin de en büyük önemi bu. Şunu da belirtmeden geçemeyeceğim; Her kurum doğal olarak inandığı almak istediği pozisyona göre yazı yazar. Yazılan raporlar farklı yorumlamalara göre farklı değerlendirilebilir. Bu nedenle doğru olan herkesin herşeyi dinleyip mantık süzgecinden geçerek sonuç çıkarmasıdır. Türkiye yatırımcı kurumların yorumlarıyla batmaz da çıkmazda ama tabii biz bu yorumlarla ölüp dirilmeye hazırsak o zaman başka. Önümüzde hala geçilmesi gereken bir dönem var ve iyileşmeler için de zaman gerek . Ama artık kısa vadeli TL cinsi yatırım araçları tavsiye edilebilir özellikle de enflasyon rakamlarını görüldükten sonra. | ||||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||