|
|
Peki, kurulma hazırlıkları bitmek üzere olan Recep Tayyip Erdoğan önderliğindeki, eski FPlilerin egemen olduğu parti ile Erdal İnönü önderliğindeki sosyal demokrat parti başarılı olabilirler mi? Her iki partinin de yarışmak istediği kulvarda başka ve birden çok parti mevcut. Böylesi bir durumda, bu iki yeni parti uzun ömürlü olabilecek mi? YENİLİKÇİLER KAFA KARIŞTIRIYOR Önce, FPnin kapanması üzerine, milli görüşten kopup yeni bir parti oluşturmaya çalışan yenilikçiler üzerinde durmak istiyorum. Recep Tayyip Erdoğan nedeniyle, bu hareketin belli bir rüzgarı yakaladığı görülüyor. Böylesi bir rüzgar, yeni bir parti için son derece önemli avantaj. Bu hareketin yeni kurulan Saadet Partisinin korkulu rüyası haline geldiği kesin. Ama, merkezdeki diğer partilerle MHPyi de önemli ölçüde tehdit eden yenilikçilerin, sistemle barışıp barışmayacakları ana soru. Şimdiye kadar, uzlaşma izlenimi vermeye çalıştılar. Ancak, eğer bugün basına yansıyan haberler doğruysa, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi eski Başkanı Bülent Orakoğlu da, kendisini o makama getiren İçişleri eski Bakanı Meral Akşener gibi yenilikçi hareket içinde yer alacaksa, burada bir sorun olduğunu söylemeli. Askerlerin Orakoğlu ve Akşener hassasiyeti ortada. Hadi, Akşener bir siyasi olduğundan, tepki toplamayabilir; ama Akşener ve Orakoğlu adları yan yana, aynı hareket içinde olacaksa, o zaman Kavgadan uzak durma görüntüsü tekzip ediliyor gibi. HARCAMALARDA ŞEFFAFLIK YİNE YOK Yelpazesini genişletmekte zorlandığından, FP eksenli görüntü vermeye devam eden yenilikçilerin, kamuoyunun saygınlığını kazanmış, kimse ile kavgaya girmemiş yeni isimler bulmak yerine, eski isimlere rağbet etmesi de pek doğru bir politika değil gibi. Oysa, yeni isimleri içinde ağırlıklı olarak barındıran bir hareketin, bugünkü Türkiye siyasetinde, daha ilgi çekici olacağı kesin. Erdoğanın bunu görmüş olması gerekmez miydi? Erdoğan hareketi, yenilikçi adıyla ortaya çıkıyor; ama eski hastalıklar orada da devam ediyor. En önemlisi de bu hareketin finansmanıyla ilgili. Yapılan masrafların nereden karşılandığı konusunda şeffaf bir politika izlense, her ay düzenli olarak harcamaların ne kadar olduğu ve nereden karşılandığı açıklansa, kamuoyu için çok güzel bir mesaj olur. Ancak, bu yapılmıyor veya cesaret edilmiyor. Yapılmadığından da, Bu değirmenin suyu nereden geliyor? sorusu daha sık sorulmaya başlanıyor. Yenilikçiler, Türk siyasetinde bir yenilik yapacaklarsa, en büyük şansı, şeffaflıkla sağlar ve halkın büyük bir beğenisini de toplayabilirler. Neyse, belki onlar da kaynaklarını açıklayamadıkları parayı kullanacaklarından, bundan kaçınacaklardır. İNÖNÜNÜN ŞANSI STÖLER Sola gelince. Kim hangi tahmini yaparsa yapsın, Türkiyede solun, hala, en az yüzde 30 oyu var. Bu oran yüzde 40lara kadar çıkabilir. Ancak, ne sosyalist partiler, ne CHP, ne de DSP bu oyları toplayabilecek güçte değil. CHP ve DSP solun umutlarını söndürdü. Her iki partinin de ciddi baraj sorunu var. Ancak sol seçmen yine de sandık geldiğinde, mutlaka gidecek ve tercihini bir yönde kullanacak. Böylesi bir dönemde, elitist bir hareket olarak ortaya çıkma izlenimi veren Erdal İnönü önderliğindeki yeni partinin şansı hiç de az değil. İnönünün bu hareketin başbakan adayı olmayacağı; ama birleştirici bir isim olarak hareketi çekip çevireceği anlaşılıyor. Bu hareketin elitist olmaktan çıkması için, sivil toplum örgütleri (STÖ) ile çok daha sıkı ilişkiye geçmesi, onların önderliğinde kurulması hesapları var. Eğer STÖlerin bu katkısı sağlanabilirse, soldaki yeni oluşumun uzun ömürlü olma şansı çok yüksek. Hele Deniz Baykalın, CHPyi hala kıpırdatamadığı düşünülecek olursa. KEMAL DERVİŞ SEÇENEĞİ Bu harekete Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Kemal Dervişin kazandırılması hesapları da yok değil. Ama, bir yandan Maliye eski Bakanı Zekeriya Temizel, diğer yandan Kemal Derviş olacaksa bu hareket daha başından ölü doğabilir. Temizel ile Dervişin devlet ve ekonomi anlayışları taban tabana zıt. Özellikle Hurşit Güneş bağlantısı ile (Güneş, Erdal İnönü ile de son derece sıcak ilişkileri olan bir akademisyen) Derviş ve arkadaşları bu harekete kazandırılırsa, bu partinin, soldaki tek parti olmasının önünde engel kalmaz. Yalnız, böylesi bir operasyonu kısa sürede beklemek hayal olur. Yeni sol parti Eylül-Ekim gibi kurulabilir. Buna rağmen, Dervişle ilgili operasyon çok daha sonradan gelebilir. Bu arada partinin geleceği de görülmeye başlar. Öyle görünüyor ki, sağdaki ve soldaki iki yeni partinin de tutma şansı yüksek görülüyor. Ancak, bence soldakinin şansı daha yüksek. Çünkü, Recep Tayyip Erdoğan konusunda daha ortaya atılmamış pek çok soru ve kuşku bulunduğunu unutmamak gerek. Hele Saadet Partisinin, önümüzdeki günlerde yenilikçilere yönelik politikası ortaya çıktıktan sonra, bazı yeni sürprizler beklemek mümkün. Onlar ihanete uğradıklarını düşünüyorlar. Bunun karşılığını mutlaka vermeye çalışacaklar. Bir yandan onlar, diğer yandan devlet üzerinde oldukça etkin olan bazı güçlerin, Erdoğan konusundaki tutumlarını netleştirmesini beklemek gerek. Geçmişi ve eşinin türbanlı olması bu kadar çabuk unutulacak mı? Türkiyede sadece AB veya ABD desteği yetmeyebilir; çünkü. | ||||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||