|
21 Temmuz Oscara tam 12 kez aday olan Hepburn, birbirinden farklı rollerle karşımıza geldi hep. Oyunculuğunun yanı sıra yaşamı, kişiliği, Spencer Tracy ile 30 yılı bulan birlikteliği, onu çoğu yıldızdan farklı kılan özellikleri. Afrika Kraliçesi, Sabah Yıldızı, Yağmurcu, İskoç Kraliçesi Mary unutulmaz filmlerinden sadece birkaçı. |
Sinemada hemen her zaman inatçı, dik başlı, erkeklere kafa tutan, onlarla eşit olduğunu kanıtlayan karekterlere hayat veren Katharine Hepburn, gerçek yaşamında da aynı özellikleri sergiliyor desek, yanılmış olmayız. Dünyasının en iyi oyuncularının başında geliyor Hepburn. Connecticut eyaletinin Hartford kentinde 1907 yılının 12 Mayısında doğan yıldız, varlıklı bir ailenin iki çocuğundan biriydi. Annesinin feminist düşünceleri, küçük yaştan itibaren Katein yaşamında etkisini gösterdi. Erkek kardeşi Tom ile çok yakındılar. Ancak Tom, 14 yaşında oyun amacıyla kendi asarken öldü. Yıllar sonra Katharine, erkek kardeşinin doğum günü olan 8 Kasımı kendisinin doğum günü olarak ilan etti. Kendini bildi bileli kemikli, zayıf bir kız olan Katharinenin küçükken çok utangaç olduğu söyleniyor. Bryn Mawr Kolejine yazıldıktan sonra burada oyuncu olmaya karar verir. | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Herkesin imrendiği unutulmaz aşk: Spancer Tracy-Katharine Hepburn | Dünyanın pek çok yerinde olduğu gibi, iyi bir oyuncu kulis tozu yutmalıdır ilkesinden hareketle tiyatroya adımını atar. Fakat, belki de zayıf ve kemikli yapısı onun hep geri planda kalmasına neden olur. Ancak talih yine de onun yüzüne güler. Hollywoodun umutsuzca yeni yıldızlar aradığı 1930ların başında, RKO şirketinin dikkatini çeker, o da bu fırsatı gayet iyi kullanır. İlk filmi olan A Bill of Divorcement - Bir Boşanma Faturasında John Barrymore gibi efsane olmuş bir oyuncunun karşısında hiç ezilmez; aynı zamanda tüm kariyeri boyunca yakın dostu ve en güvendiği yönetmen olarak kalacak olan George Cukoru tanımış olur. Üçüncü filmi Morning Glory - Sabah Zaferi ile de bir Oscar ödülü alır. Sinema dünyası yeni bir efsane ve önemli bir yıldızla tanışmıştır artık... Başarılı filmler birbirini izler: Little Women-Küçük Kadınlar, Spitfire-Aşk Kıvılcımı, Alice Adams, Sylvia Scarlett, Mary of Scotland-İskoç Kraliçesi Mary, Quality Street-Yarım Kalan Sevgi, Stage Door-Sahne Kapısı. Bunlardan bazıları dönem gereği pembe dizi atmosferi taşıyan aşk filmleriydi. Ama bunlara bile kendi karizmasını, havasını katabiliyordu. Diğer filmler ise kişilikli öncü kadın portresi çizen yapımlardı. Hepburn, özellikle bu filmlerde kendinden çok şey katarak bir hayli başarılı oluyordu (Örneğin Alice Adams veya Sylvia Scarlettteki rolleri). Tıpkı bu ikinci kategorideki filmler gibi yıllar boyu erkeklere, kurallara ve topluma meydan okuyan kadın görüntüsünü hep korudu. Setlerde yönetmenlere ne yapacaklarını öğretti, en ünlü döneminde sallapati kılıklarla gezdi, evliliğe inanmadığını belirterek hiç evlenmedi. Bu didişme yıllar sürdü ama Hollywood sonunda onun kişiliğine, iradesinin gücüne saygı duydu ve onu rahat bıraktı. Ömrünün geri kalan süresince Hollywooddan hep saygı gördü, hâlâ da görüyor. |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
"The Philadelphia Story"de Cary Grant ve James Stewart ile | Hepburn, 1930ların sonunda filmlerinin iş yapmaması ve bir kısım basın tarafından dışlanması nedeniyle Hollywooddan koptu. O da Broadwaya yöneldi. Burada iki yıl boyunca rol aldığı The Philadelphia Story adlı oyunda büyük başarı kazandı. MGM oyunu filme almaya karar verdiğinde, bir sürprizle karşılaştı: Hepburn akıllılık edip oyunun tüm haklarını satın almıştı!.. Böylece film ancak kendisi başrolde oynarsa çekilebilecekti. Ve öyle de oldu. Hepburn, üç erkek arasında duraksayan zengin, şımarık, kaprisli ve çok zeki sosyete kadını rolünü bu kez perdede büşüroylü canlandırdı. Cukorun filminin başarısı, aynı zamanda Hepburne yeniden ve bu kez ebediyen Hollywood kapılarını açmış oluyordu. Bu dönemin en önemli olaylarından biri Yılın Kadını filminde Spencer Tracy ile başlayan dostluğu denebilir. Bu beraberlik tam dokuz filmde sürecek ve Tracynin ölümüne dek süren emsalsiz bir aşka dönüşecekti. Kate entelektüel, idealist ve hırslıydı. Tracy ise alabildiğine doğal, sade, güçlü ve hoşgörülü. Birliktelikleri tam bir uyum içindeydi. |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
"Yağmurcu"da Burt Lancester ile |
Yıllar acımasızca geçiyordu; Katharinenin yüzü kırışıyor, daha da zayıf görünüyordu. Başka bir oyuncuda bunlar eksi puan olacakken Kate, bu özelliklerini yine artıya çevirmeyi bildi. Utangaç, deneyimsiz, aşk konusunda beceriksiz kız rollerini inanılmaz başarıyla canlandırdı. Örneğin John Hustonun başyapıtı Afrika Kraliçesi veya Burt Lancester ile başrollerini paylaştığı Yamurcuda olduğu gibi... Spencer Tracy ile birliktelikleri ise o yıllarda, özellikle Cukor imzalı Adams Rib-İki Ateş Arasında veya Pat ile Mike gibi filmlerde kendisini gösterdi. Hepburn ayrıca David Leanin Summertime-Venedik Tatili, Joseph Mankiewiczin Suddenly Last Summer-Bir Yaz Macerası, Sidney Lumetnin Long Days Journey into the Night-Günden Geceye gibi filmlerinde yaşlı kızdan anne-teyzeye doğru giden rollerde görülmeye başlar. Üstelik hemen her filminde yeniden Oscar adayı olarak yoluna devam eder. Ünlü yazar Tennessee Williams, onun hakkında şöyle diyecekti: Diksiyonunun eşsiz güzelliği ve benzersiz berraklığıyla, yazılı metni olduğundan daha iyi gösteriyor. Ayrıca konuştuğu her satırdaki anlamları ve satır aralarını aydınlatan bir zekası ve duyarlılığı var. Ancak Hepburn hep alçakgönüllüydü: Oyunculuk öyle önemli bir yetenek gerektirmiyor. Unutmayın ki Shirley Temple dört yaşında ünlü bir oyuncuydu!
|
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
"On Golden Pond" fiminde Henry ve Jane Fonda ile |
Sonra yeniden uzun aralar... 1981 yılında Mark Rydellin ikna etmesiyle Henry ve Jane Fonda ile birlikte Altın Gölün Üstündefilminde rol aldı. Bu çalışma Fonda ile birlikte ona da bir Oscar getirdi. Kate, artık 75 yaşındaydı. Yıllar ilerledikçe Parkinsonun belirtileri olan titremeler gözle görülür hale gelmişti. Ama onun ne kadar güçlü bir oyuncu olduğunu bilenler onu unutmamışlardı. 1994 yılında Warren Beattynin isteği üzerine Love Affair filminde Beattynin yaşlı teyzesi rolüyle son bir kez perdeye döndü. Bu iddiasız filmin en iyi sahneleri, onun göründüğü bölümler olarak hafızalara kazındı. Belki de 94 yıllık enerjisinin sırrı şu sözlerinde gizli O zamanlar çok gülerdik!.. Şimdi her şey tören gibi, neşesiz ve tatsız gözüküyor. İnsan gülmeli. Hiçbir matem sonsuza dek süremez. |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||