Home page
Haber Menüsü


Af yasası kısmen genişliyor
Anayasa Mahkemesi, Şartla Salıverme Yasası hakkında kendisine gelen başvurular üzerinde yaptığı incelemede yasanın kapsamını kısmen genişletti.
Ankara
NTV-MSNBC
18 Temmuz— Ayrıca Anayasa Mahkemesi’nin, Yasa’nın “farklı suçlardan alınan toplam cezadan 10 yıl düşülür” maddesini iptal etmesi, 7 ayrı cinayetten 7 kez müebbet hapse mahkum olan Haluk Kırcı’nın durumunda belirsizliğe neden oldu. Haluk Kırcı’nın aftan yararlanıp yararlanamayacağı, TBMM’nin yasanın yeni haline ilişkin vereceği karara bağlı. Ayrıca Mahkeme, daha önce şartla salıverilme veya aftan yararlananlardan yeniden suç işleyerek hüküm giyenlerin bu yasadan yararlanamayacağına ilişkin hükmünü iptal etti. Böylece Mehmet Ali Ağca’ya da af umudu doğmuş oldu.

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Haşim Kılıç, 4616 sayılı Şartla Salıverilmeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesine İlişkin Yasa’nın bazı madde ve hükümlerinin iptali istemiyle açılan davalarda, Yüce Mahkeme’nin kararlarını açıkladı. Kılıç, Anayasa Mahkemesi’nin 4616 sayılı yasanın bir “Af yasası” değil, “Şartla Salıverme Yasası” olduğu kanısına vardığını bildirdi.
       Mahkeme, Yasa’nın 23 Nisan 1999 tarihini başlangıç alması yönündeki itirazı reddetti. Tarihin değişmesi sözkonusu değil.
       
İŞKENCE KAPSAM DIŞI
       Anayasa Mahkemesi, çete suçları ve işkenceyi af kapsamına almadı.
       Haşim Kılıç, Yeniden Doğuş Partisi Genel Başkanı Hasan Celal Güzel’in durumunun ise yarın ele alınacağını bildirdi.
       
AF KAPSAMINDA OLMAYANLAR
       Cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak (çete suçları), ırza geçme, işkence, mali suçlar, devlet aleyhine işlenen cürümler, zimmet, irtikap, memurların kötü muamelesi, patlayıcı madde imal etmek, resmi ve hususi belgelerde, çek-senette sahtecilik, devlet ihalelerinde şiddet ve tehditle rekabeti önleme, uyuşturucu imal ve ithal etmek, dolandırıcılık, hileli iflas.
       
AF KAPSAMINA ALINANLAR
       Tehditle bilgi almaya, kişiyi inancını, siyasi, sosyal görüşünü açıklamaya zorlama, tehdit, memurun görevini kötüye kullanması, firar ve firara yardım, kusurlu yangın, infılak, deniz kazası, batırma, tahribata sebebiyet.
       
KALEMLİ VE ANSEN AFTAN YARARLANIYOR
       Anayasa Mahkemesi’nin kararıyla görevi kötüye kullanma suçundan yargılanan TBMM eski Başkanı Mustafa Kalemli ve Halkbank eski Genel Müdürü Yenal Ansen aftan yararlanabilecekler.
       Anayasa Mahkemesi Türk Ceza Yasası’nın 240’ıncı maddesinde yer alan görevi kötüye kullanmayla ilgili maddeyi iptal etti. Ansen ve Kalemli ile birlikte bazı belediye başkanları ve bürokratlar bu maddeden yararlanacak. Cürüm işlemek amacıyla çete oluşturmak suçu kapsam dışı bırakıldı. Nitelikli dolandırıcılık, uyuşturucu kaçakçılığı, tarihi eser kaçakçılığı gibi suçlar da kapsam dışında bırakıldı. Böylece banka dolandıranlar yargılanmaya devam edecek.
       
MADDE MADDE KARARLAR
       Başkanvekili Haşim Kılıç, Yüksek Mahkeme’nin 12 Temmuz’da başlayan çalışmalarının bugün sona ermesinin ardından, alınan kararı şöyle açıkladı:
        “21.12.2000 günlü, 4616 sayılı “23 Nisan 1999 Tarihine Kadar İşlenen Suçlardan Dolayı Şartla Salıverilmeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanun”un:
        A- Başlığının Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın reddine oy birliğiyle,
        B- Birinci maddesinin;
        1- İlk tümcesi ile 3. ve 4. bendlerinde yer alan “23 Nisan 1999...” tarihinin Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın reddine oy birliğiyle,
        2- 2. bendinin 1. paragrafının “...şahsi hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkum edilenler ile aldıkları ceza herhangi bir nedenle şahsi hürriyeti bağlayıcı cezaya dönüştürülenlerin toplam hükümlülük süresinden on yıl indirilir” bölümünün Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline, Mustafa Bumin ve Ertuğrul Ersoy’un karşı oyları ve oy çokluğuyla,
        3- 4. bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline, oy birliğiyle,
       4- 5. bendinin; a- (a) alt bendinin Türk Ceza Kanunu’nun,
        aa - 188. maddesi yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline, Mustafa Bumin ve Ertuğrul Ersoy’un karşı oyları ve oy çokluğuyla,
       bb - 191. maddesi yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline, Mustafa Bumin ve Ertuğrul Ersoy’un karşı oyları ve oy çokluğuyla,
       cc - 202., 209. ve 219. maddeleri yönünden Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın reddine, oy birliğiyle,
        dd - 240. maddesi yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline, Mustafa Bumin ve Ertuğrul Ersoy’un karşı oyları ve oy çokluğuyla,
       ee - 243. maddesi yönünden Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın reddine, Samia Akbulut, Yalçın Acargün, Sacit Adalı, Ali Hüner ve Rüştü Sönmez’in karşı oyları ve oy çokluğuyla,
        ff - 264. maddesi yönünden Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın reddine, oy birliğiyle
        gg- 298. maddesi yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline, Mustafa Bumin, Ali Hüner ve Ertuğrul Ersoy’un karşı oyları ve oy çokluğuyla,
        hh- 313. maddesi yönünden Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın reddine, oybirliğiyle,
        ıı- 339., 342., 343., 345., 346., ve 347. maddeleri yönünden Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın reddine, oybirliğiyle, jj- 366. ve 367. maddeleri yönünden Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın reddine, Haşim Kılıç, Sacit Adalı, Fulya Kantarcıoğlu, Tülay Tuğcu ve Ahmet Akyalçın’ın karşı oyları ve oy çokluğuyla,
       kk- 383. maddesi yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline, Mustafa Bumin ve Ertuğrul Ersoy’un karşı oyları ve oy çokluğuyla,
        ll- 403. maddesi ile 404. maddesinin 2. fıkrası yönünden Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın reddine oybirliğiyle,
       mm- 414., 415., 416., 417. ve 418. maddeleri yönünden Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın reddine, oybirliğiyle,
        nn- 503. ve 504. maddeleri yönünden Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın reddine oybirliğiyle,
        b- (b) alt bendinin Askeri Ceza Kanunu’nun 79., 81., 88., 91. ve 131. maddeleri yönünden Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın reddine, oybirliğiyle,
        c- (c) alt bendinin Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanun’un 27. ve 33. maddeleri yönünden Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın reddine, oybirliğiyle,
        d- (e) alt bendinin Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun’un 12. maddesi yönünden Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın reddine, oybirliğiyle,
        e- (f) alt bendinin Orman Kanunu’nun 91., 93., 108. ve 110. maddeleri yönünden Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın reddine, oybirliğiyle,
        f- (g) alt bendinin Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun 68. maddesi yönünden Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın reddine, oybirliğiyle,
        g- (h) alt bendinin Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu’nun 12. maddesi yönünden Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın reddine, oybirliğiyle,
        h- (j) alt bendinin, Vergi Usul Kanunu’nun 359. maddesi yönünden Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın reddine, oybirliğiyle, 5- 6. bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline, Mustafa Bumin ve Ertuğrul Ersoy’un karşı oyları ve oy çokluğuyla,
        6- 7. bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline, Mustafa Bumin ve Ertuğrul Ersoy’un karşı oyları ve oy çokluğuyla,
        7- 9. bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline, Mustafa Bumin ve Ertuğrul Ersoy’un karşı oyları ve oy çokluğuyla,
        C- 1. maddesinin 2. bendinin birinci paragrafının “...şahsi hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkum edilenler ile aldıkları ceza herhangi bir nedenle şahsi hürriyeti bağlayıcı cezaya dönüştürülenlerin toplam hükümlülük süresinden 10 yıl indirilir.” bölümünün iptali nedeniyle uygulanma olanağı kalmayan aynı maddenin 2. bendinin ikinci paragrafındaki, “...veya toplam hükümlülük sürelerinden...” sözcüklerinin, 2949 Sayılı Anayasa Mahkemesi’nin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 29. maddesinin ikinci fıkrası gereğince iptaline, oybirliğiyle,
        D- 1. maddesinin 2., 4. ve 9. bentlerinin iptal edilen kurallarının doğuracağı hukuksal boşluk kamu düzenini tehdit ve kamu yararını ihlal edici nitelikte görüldüğünden, Anayasa’nın 153. maddesinin üçüncü fıkrasıyla 2949 Sayılı Yasa’nın 53. maddesinin dördüncü ve beşinci fıkraları gereğince bu kurallara ilişkin iptal hükmünün, kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasından başlayarak altı ay sonra yürürlüğe girmesine oybirliğiyle 18.7.2001 gününde karar verildi.”
       
       Şu hükümlerin iptal istemi ise reddedildi.
       Yasanın başlığı ve 23 Nisan 1999 tarihine kadar işlenen suçları kapsaması. (Süre açısından genişletme)
        Türk Ceza Kanunu:
        202. Madde (devlet işleri aleyhinde işlenen cürümler, zimmet),
       209. Madde (görevi kötüye kullanma-irtikap),
       219. Madde (hakim ve savcıların rüşvet ve devlet işlerindeki suçları),
        243. Madde (memurların kötü muamelesi),
        264. Madde (patlayıcı madde imal etmek, ticaretini yapmak),
        313. Madde (cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak),
        339. Madde (evrakta sahtecilik),
        342. Madde (memur olmayan kimsenin resmi belgede sahteciliği),
        343. Madde (kişi hüviyet veya sıfatını ilişkin yalan doğrulamada bulunma),
        345. Madde (hususi belgede sahtecilik), 346. Madde (sahte belgeyi kullanma),
        347. Madde (gerçek belgeyi yoketmek-bozmak),
       366. Madde (devlet müzayedelerinde ve münakasada şiddet, tehdit),
        367. Madde (müzayedelerde tehdit, zorlama, rekabeti önleme),
        403. Madde (uyuşturucu imal ve ithal etmek),
        404. Madde 2. fıkra (uyuşturucu madde kullanma ve bulundurma)
        414. Madde (ırza tecavüz ve iffete tecavüz, küçükleri baştan çıkarma),
        415. Madde (ırz ve namusu tasaddi), 416. Madde (zorla ırza geçme ve tasaddi),
        417. Madde (cezayı artıran şahsa bağlı haller),
        418. Madde (ırza tecavüzde suçun ağırlaşması),
        503. Madde (dolandırıcılık),
        504. Madde (dolandırıcılık suçunda cezayı artıran haller),
       Askeri Ceza Kanunu:
        79. Madde (Kendini askerliğe yaramayacak hale getirme)
        81. Madde (Askerlikten kurtulmak için hile yapmak)
       88. Madde (Toplu asker karşısında veya hizmetten savuşmak için veya silahlıyken yapılan itaatsizlik)
        91. Madde (Amire veya mafevka fiilen taarruz edilmesi)
        131. Madde (Askeri tesisleri tahrip)
        Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanun:
        27. Madde (Kaçakçılık suçunu işlemek için teşekkül oluşturma)
        33. Madde (Kaçakçılık cürümlerine veya teşekküllerine yardım)
       Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun:
        12. Madde (Silah Kaçakçılığı)
       Orman Kanunu:
        91. Madde (Ağaç kesmek)
        93. Madde (İşgal, faydalanma ve tarla açmak)
        108. Madde (Kaçak orman emvali nakletmek)
        110. Madde (Taksirle ya da kasten orman yangınına neden olmak)
       Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu:
       68. Madde (Yurtdışına çıkarma yasağına aykırı hareket etmek)
       Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu:
        12. Madde (gerçeğe aykırı mal bildiriminde bulunmak, haksız mal edinme, mal kaçırma veya gizleme)
       Vergi Usül Kanunu:
        359. Madde (Vergi kaçakçılığı)
* Anayasa Mahkemesi, 4616 Sayılı Şartla Salıverilmeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Yasa‘nın kapsam dışında bıraktığı Türk Ceza Kanunu‘nun (TCK) “tehdit“ fiillerini düzenleyen 188 ve 191., “görevi kötüye kullanma“ fiilini içeren 240., “firar“ eylemini içeren 298. ve “meslekte gerekli özeni göstermeyerek kazaya sebebiyet verme“ fiilini düzenleyen 383. maddelerinin yasa kapsamı dışında bırakılmasını Anayasa‘ya aykırı bularak iptal etti.
       Yüksek Mahkeme, yasanın 1. maddesinin 2. bendinin 1. paragrafında yer alan “...şahsi hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkum edilenler ile aldıkları ceza herhangi bir nedenle şahsi hürriyeti bağlayıcı cezaya dönüştürülenlerin toplam hükümlülük süresinden 10 yıl indirilir“ hükmünü Anayasa‘ya aykırı bularak iptal etti. Yüksek Mahkeme, bu maddenin iptal edilmesiyle, aynı maddenin 2. bendinin 2. paragrafındaki “...veya toplam hükümlülük sürelerinden...“ ibaresinin de uygulama olanağı kalmadığı için iptaline karar verdi.
        Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Haşim Kılıç, gazetecilerin bu iptale ilişkin sorusunu yanıtlarken, bu düzenlemenin müebbet ağır hapis cezasına çarptırılanlar ile şahsi hürriyeti bağlayıcı cezaya çarptırılanlar açısından eşitsizlik yarattığını kaydetti. Şahsi hürriyeti bağlayıcı cezaya çarptırılanların toplam hükümlülük süresinden 10 yıllık indirim yapıldığını hatırlatan Kılıç, buna karşılık müebbet ağır hapis cezasına çarptırılanlardan ise 36 yıl üzerinden 10 yıl indirim yapıldığını, bunun da şahsi hürriyeti bağlayıcı cezaya çarptırılanlar açısından eşitsizlik yarattığına dikkati çekti. Örneğin, şahsi hürriyeti bağlayıcı cezalarının toplam hükümlülük süresi 50 yıl olan bir kişi, cezasından 10 yıl indirildikten sonra kalan 40 yıllık cezayı çekerken, müebbet hapis cezasına çarptırılan bir kişi 36 yıl üzerinden 10 yıl indirimden yararlanarak 26 yıl sonra tahliye olanağına sahip oluyordu.
       
KAPSAMA DAHİL EDİLEN TCK‘DAKİ SUÇLAR
        Anayasa Mahkemesi, TCK‘nın 188, 191, 240, 298 ve 383. maddelerinin yasanın kapsamı dışında bırakılmasını Anayasa‘ya aykırı buldu ve iptal etti. TCK‘nın 188. maddesi, “bir kimsenin, birşey işlemesi veya işlemesine müsaade etmesi ya da o şeyi işlemeye mecbur etmesi için“ diğer kimseye zor kullanmasını veya onu tehdit etmesi ile yetkisi olmadan yasalara aykırı olarak bir konuda bilgi vermesini veya inancını, siyasi, sosyal görüşünü açıklamasını isteyenlere 6 aydan 1 yıla kadar hapis cezası verilmesini öngörüyor. 191. madde ise, bir kimsenin, kanunda yazılı hallerin haricinde başkasını ağır ve haksız zarara uğratacağını bildirerek tehdit etmesi halinde 6 aya kadar hapis cezasına çarptırılmasını hükme bağlıyor.
        Daha çok kamu görevlilerinin yargılandığı TCK‘nın 240. maddesi ise yasada yazılı hallerden başka hangi nedenle olursa olsun, görevini kötüye kullanan memura, derecesine göre 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verileceğini ve memuriyetten süreli veya temelli men edileceğini hüküm altına alıyor.
        TCK‘nın 298. maddesi de cezaevi ve tutukevlerinden firar edenlere veya firara araç olanlara verilecek cezaları içeriyor. TCK‘nın 383. maddesi ise “bir kimsenin tedbirsizlik veya dikkatsizlik veya sanat ve meslekte tecrübesizlik veya nizam ve emir ve kaidelere riayetsizlik neticesi olarak bir yangına veya infilaka veya batmaya ve deniz kazasına veya umumi bir tehlikeyi muntazammın tahribata ve musibetlere sebebiyet verirse 30 aya kadar hapis cezasına çarptırılır“ hükmünü içeriyor. Yargıtay, yaşanan depremlerden sonra sorumlulara karşı açılan davalarda 383. maddenin uygulanması yönünde karar vermişti.
        Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Haşim Kılıç, 4616 sayılı yasanın kapsam dışında bıraktığı TCK‘nın 188, 191, 240, 298 ve 383. maddeleri yönünden verdiği iptal kararlarıyla ilgili olarak nasıl bir uygulama yapılacağına ilişkin soru üzerine, kısa kararların ilgili yerlere ulaştırılacağını, bundan sonraki uygulamanın o mercilere ait olduğunu söyledi.
* Anayasa Mahkemesi, 4616 Sayılı Şartla Salıverilmeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesine İlişkin Yasa‘daki, daha önce şartla salıverilme veya aftan yararlananlardan yeniden suç işleyerek hüküm giyenlerin bu yasadan yararlanamayacağına ilişkin hükmünü iptal etti. Böylece, daha önce şartla salıverilme, ya da aftan yararlananlar, yasadaki diğer koşulları taşımaları halinde bu yasadan da yararlanabilecek.
        Anayasa Mahkemesi, 4616 sayılı Yasa‘nın 1. maddesinin 4. bendinin tamamını iptal etti. Bu bend şöyle:
        “23 Nisan 1999 tarihine kadar işlenmiş ve ilgili kanun maddesinde öngörülen şahsi hürriyeti bağlayıcı cezanın üst sınırı 10 yılı geçmeyen suçlardan dolayı haklarında henüz takibata geçilmemiş veya hazırlık soruşturmasına girişilmiş olmakla beraber dava açılmamış veya son soruşturma aşamasına geçilmiş olmakla beraber henüz hüküm verilmemiş veya verilen hüküm kesinleşmemişse davanın açılması veya kesin hükme bağlanması ertelenir; varsa tutukluluk halinin kaldırılmasına karar verilir. Bu suçlarla ilgili dosya ve deliller, bu bendde öngörülen sürelerin sonuna kadar muhafaza edilir.
        Erteleme konusu suç, kabahat ise 1 yıl, cürüm ise 5 yıl içinde bu kabahat veya cürüm ile aynı cins veya daha ağır şahsi hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektiren bir suç işlendiğinde, erteleme konusu suçtan dolayı da dava açılır veya daha önce açılmış bulunan davaya devam edilerek hüküm verilir. Öngörülen süreler, erteleme konusu kabahat veya cürüm ile aynı cins veya daha ağır şahsi hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektiren bir suç işlenmeksizin geçirildiğinde ertelemeden yararlanan hakkında kamu davası açılmaz, açılmış olan davanın ortadan kaldırılmasına karar verilir.“
        Anayasa Mahkemesi yetkilileri, davanın açılması veya kesin hükme varılmasının ertelenmesinin Anayasa‘ya aykırı olduğunu, dava açılarak yargılamanın yapılıp sonuçlandırılması gerektiğini ifade ettiler. Yargılama sonucunda sanığın mahkum olduğu suç maddesine göre yasadan yararlanıp yararlanmayacağına karar verilmesi gerektiğine işaret ettiler.
       
DAHA ÖNCE AFTAN YARARLANANLARIN DURUMU
        Yüksek Mahkeme, Yasa‘nın 1. maddesinin 6. bendini de Anayasa‘ya aykırı bularak, iptal etti. Bu bent, daha önce şartla salıverilme hükümlerinden yararlandığı halde yeniden suç işleyerek hüküm giyenler ile daha önce çıkarılmış bir aftan yararlananların 4616 Sayılı Yasa‘dan yararlanamayacaklarını düzenliyordu. Bu iptal kararıyla daha önce şartla salıverilme ya da aftan yararlananlar, yasadaki diğer koşulları da taşıyorsa bu yasadan da yararlanabilecek.
        Yasanın 1. maddesinin 7. bendi de Anayasa‘ya aykırı bulundu. Bu bent, şartla salıverilme hükümlerinden yararlananlar hakkında ayrıca, 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkındaki Kanun‘un her ay için 4 gün indirim yapılacağını öngören hükmünün uygulanmayacağını öngörüyordu. Haklarında yakalama, tutuklama veya mahkumiyet kararı bulunup da firar halinde olanların, bu yasanın yürürlüğe girmesinden itibaren 1 ay içinde resmi mercilere başvurup teslim olmadıkları takdirde söz konusu yasa hükümlerinden yararlanamayacaklarını düzenleyen 1. maddesinin 9. bendi de Anayasa‘ya aykırı bulunarak iptal edildi.
       
6 AY SONRA YÜRÜRLÜĞE GİRECEK İPTAL KARARLARI
        Anayasa Mahkemesi, 4616 sayılı Yasa‘nın 1. maddesinin 2., 4. ve 9. bentlerinin iptal edilen kurallarının doğuracağı hukuksal boşluğu, “kamu düzenini tehdit ve kamu yararını ihlal edici nitelikte“ bularak, bunlara ilişkin iptal hükmünün, kararın Resmi Gazete‘de yayımlanmasından başlayarak 6 ay sonra yürürlüğe girmesini kararlaştırdı.
        Bu durumda, yasama organının, bu maddelerin iptaline ilişkin gerekçeli karar Resmi Gazete‘de yayınlandıktan sonra 6 ay içinde yeni bir düzenleme yapması gerekiyor. Bu düzenleme verilen sürede yapılmazsa bu maddelere ilişkin iptal hükmü yürürlüğe girecek.
       
       
    TOP5 Ergenekon’da 16 kişi daha gözaltında  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları