|
|
Yine hükümet, kendi kendine, IMF dayatmalarını onaylamış hale düştü. Bunların yönetim tarzı... Rahmetli Turgut Özal dönemi ile bu hükümet dönemi arasındaki en büyük farklardan biri de burada kendini gösteriyor. GÜZELLİKLE YAPMAK VARKEN Özal, IMF ile yapılan anlaşmaların gereğini yerinin getirirken, hiç birinde IMFyle çatışma içinde olmadı; aksine yapılan her şey, sanki Özalın ve onun parlak ekibinin parlak fikirlerinden ibaretti. Acaba toplumun gururu öyle mi, böyle mi daha çok inciniyor? Hükümetin ekonomi yönetiminde gösterdiği böylesine akıl almaz hatalar, piyasaları olumsuz etkileyince,üstene bir de Arjantin rüzgarları gelince, yeni bir moral çöküntüsü ve yeni bir ekonomik kriz mi geliyor, sorusunun sorulmasına neden oldu. Böylesi bir dönemde, krizin gelmesi için ellerini ovuşturup her gün yarattıkları spekülasyonlarla ortalığı sarsan, duyduğu her şeye inananlar da tuz biber ekiyor, gelişmelerin üzerine. İSTANBULUN SPEKÜLASYON MERAKI İstanbul, her fırsatta, Ankarayı suçlamasını çok iyi biliyor. Anlıyoruz, Ankara doğru düzgün karar almıyor, hata yapıyor, peki bunu kabul ettik de öyle de, İstanbulun yarattığı söylentilere ve spekülasyon üzerinde hareket edilmesine ne demeli? İstanbul, bu huyundan ne zaman kurtulacak. İstanbulda bazıları Başbakanın sağlığı üzerinden yarattıkları dedikodularla para kazanmayana ne zaman son verecekler? Şimdi yeni bir spekülasyon dile getiriliyor. Ekonomik kriz nedeniyle Ekonomik olağanüstü hal ilan edilecekmiş! Bunu kim yapacakmış? Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer. Sezer, Anayasanın119uncu maddesine göre böyle bir karar alacakmış... Önce, Anayasanın 119uncu maddesini okuyalım: Tabi afet, tehlikeli salgın hastalıklar veya ağır ekonomik bunalım hallerinde, Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, yurdun bir veya birden fazla bölgesinde veya bütününde süresi altı ayı geçmemek üzere olağanüstü hal ilan edebilir. Bazıları bu maddeyi öne sürerek, böylesi bir kararı dört gözle bekliyorlar, anlaşılan. SEÇİM DAHA KOLAY BİR YOL Ama, bu iş hiç de sandıkları gibi kolay değil. Öncelikle ne hükümet, ne de cumhurbaşkanı böyle bir yola başvurmaz. Seçim kararı alınması bundan daha kolay. Avrupa Birliğine aday bir ülkede böylesi karar alınabileceğini ileri sürmek, bence olanaksız. Ayrıca IMFnin bu kez işleri sıkı tutması, bugüne kadar sergilediği başarısız uygulamalarla eleştiri oklarını üzerine toplayan IMFnin, yeni yönetimi Türk örneğini başarıya ulaştırmak zorunda olduğunu biliyor. Bunları Türkiyenin artıları olarak görüp, çıkması gereken tüm yasaların da çıktığını düşünerek, uygulama i çin baskı yapmak daha akılcı çözüm olacakken, Türkiyenin zaten olumsuz görüntü sergileyen imajını daha da bozacak yöntemlere başvurmanın, ülkeye yararı olamaz. Hükümetin veya bazı bakanların akıl almaz davranışları ne kadar engelleyici olsa da, spekülatörler ne kadar, başta Başbakanın sağlık durumu olmak üzere birçok konuyu kendi karları için kullansa da, Türkiyede, ekonomik olağanüstü hal ilanını talep etmek, sistemi çok zorlayacaktır. Herhalde, böylesi bir karara, ilk karşı çıkacaklar da, başta TÜSİAD, İstanbul sermayesi olur. | ||||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||