|
Aşırı hassas zaman ölçme cihazlarının kullanıldığı deneyde, ışık demeti, daha sezyum gazlı test ortamına girmeden ortamdan çıktı
|
|
Princeton NEC Enstitüsünün uzmanlarından Dr. Lijun Wang, açıklamasında, laboratuvar deneyinin, bir ışık demetinin, içinde özel olarak hazırlanmış sezyum gazı bulunan test ortamına gönderilmesiyle yapıldığını söyledi.
Wangın verdiği bilgiye göre, aşırı hassas zaman ölçme cihazlarının kullanıldığı deneyde, ışık demeti, daha sezyum gazlı test ortamına girmeden ortamdan çıktı. Işık demetinin test ortamından çıkıp yoluna 20 metre daha devam ettikten sonra, ortama daha o anda girdiği belirlendi. Wang, bir başka deyişle, ışık demetinin, daha test ortamına girmeden dışarıya çıktığını belirtti.
Test sonuçlarını inceleyen Berkeley Üniversitesi fizik profesörü Raymond Chiao, deney verilerinin inanılmaz bir duruma işaret ettiğini söyledi. Bilinen fizik kurallarına göre her türlü veri, en fazla, saniyede 300 bin kilometre olarak kabul edilen ışık hızıyla iletilebildiği gibi, zaman da, bu ışık hızıyla göreceli olarak hesaplanıyor.
Wangın deneyinin geçerli kabul edilmesi halinde, fiziğin temel kanunlarından olan ve nedensiz sonuç olmaz veya bir olgunun sonu başından sonra gelir şeklinde özetlenebilecek etki-tepki yasasının da yoğun tartışmalara yol açacağına dikkat çekiliyor. Bu durumda, bir olgunun başlamadan önce bitmesinin mümkün olabileceğini belirten kimi uzmanlar, bilinen zaman kavramının çökeceğini öne sürerken bazı uzmanlar ise ünlü fizikçinin teorisinin geçerliliğini sürdüreceğini söylüyor.
Bu bilim adamlarının tezine göre, Wangın deneyi, şu örnekle açıklanabilir. Camdan dışarı baktığınızda bir adamın buza basarak düştüğünü görüyorsunuz, ama aslında o adam hala yürüyor. İşte bu durumda zamanı geri çevirip o insanı düşmeden önce uyaramayacağınız için Einsteinin teorisi geçerliliğini yitirmeyecek.
Lijun Wangın araştırmasının ayrıntılarının, ünlü bilim dergisi Natureın yeni yayınlanacak sayısında yer alacağı belirtildi.
| |