Home page
Haber Menüsü


 
Kutsal ittifak
 
Telekom’un satışından elde edilecek birkaç milyar doların faydasına ya da Yönetim Kurulu’na atanarak “ateşten gömlek” giyecek birkaç yetkin üyenin Türk Telekom’un iki yılda dörtte bir oranında azalan karına etki edebileceğine inanılmıyor.
 
Murat Yeşildere
 
9 Temmuz—  Güler Kömürcü’nün “Yolsuzlukların Çetelesi” adlı kitabını karıştırırken Türkiye’nin ne kadar küçük olduğuna bir kez daha kanaat getirdik. Hep aynı isimler, hep benzer düzende karşımıza on yıllardır çıkıyor ve maalesef de bir süre daha çıkmaya devam edecek.

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Kömürcü, Akşam Gazetesi’nde bundan 4 yıl önce yayınlanan bir yazısında (05.09.1997), THY Yönetim Kuruluna yapılan atamalara değinerek, hiçbir yetkinliği olmayan isimlerin sadece siyasi ve kişisel yakınlık nedeniyle üye olduğuna işaret etmiş.
       Aradan geçen dört yılda THY’nda değişen fazla bir şey yok, fakat biz bu kez “Güçlü Türkiye Programının” simgesi haline gelen Türk Telekom Yönetim Kurulunu tartışıyoruz.
       
ERTELEME ÜZERİNE YORUMLAR
       Geçen hafta “içimize doğmuş gibi”, “Anlayamadığımız sayın Derviş Türk Telekom Yönetim Kurulu’ndan memnun iken, IMF niye mutsuz ?” diye sormuştuk.
       Yazının yayınlanmasından sadece saatler sonra, IMF Türkiye’ye vereceği 1.5 milyar dolarlık kredi dilimini onaylayacağı toplantıyı erteledi. Ertelemenin siyasi çevreler, medya ve kamuoyunda yorumlanmasını şaşkınlıkla izledik.
       
ÖZEL SEKTÖR YÖNETİCİLERİ NEREDE ?
       Bize son derece çarpıcı gelen birkaç yorumu da, isim vermeden sizlerle paylaşmayı arzu ediyoruz. Telekom’daki atamaları ve yapılış şeklini savunan bir siyasi parti yöneticisinin NTV’de “Devletin milyar dolarlık kamu kurumlarını özel sektörün yöneticilerine emanet mi etseydik ?” dediğini kendi kulaklarımızla duyduk.
       Ne ilginçtir ki, hiçbir özel sektör kurumundan, dernekten veya sektörel örgütten bu açıklamaya tepki gelmedi. Bu ilginç cümlenin üzerine kimse gitme ve sebebini sorma ihtiyacı da hissetmedi !
       Bazı medya mensuplarının yazılarında ve açıklamalarında, “Türk Telekom, bizim iç meselemizdir” dediklerini de gıptayla okuduk ve duyduk. Haftalardır yazdıklarımızı tekrar ederek sizi sıkmak istemiyoruz. Yönetim Kurulu üyelerinin atanması sürecinin nasıl olması gerektiğini detaylıca anlatmaya çalıştık. Hatırlarsanız birkaç ay önce de, bazı kesimler “Nasıl olsa satamayacağız, ne diye Türk Telekom’un özelleştirilmesi ile ilgili kanuna bu kadar öncelik veriliyor” demişlerdi.
       Aslında yaklaşım son derece benzer; IMF açısından Türk Telekom’un özelleştirilmesinin ya da Yönetim Kurulu’na yapılan atamaların, Kemal Derviş’in hazırladığı programdaki yapısal reformların başarısını temsil etmesi bakımından öncelik taşıdığı inancındayız.
       Türk Telekom’un satışından elde edilecek birkaç milyar doların faydasına ya da Yönetim Kurulu’na atanarak “ateşten gömlek” giyecek birkaç yetkin ve bağımsız üyenin Türk Telekom’un iki yılda dörtte bir oranında azalan karına etki edebileceğine onlar da inanıyor değiller.
       Ancak bu adımların atılması, Türkiye’nin ne pahasına olursa olsun içinden geçmesi gereken “Değişim” tünelindeki diğer zorlu istasyonlar açısından “örnek” teşkil edecek. Unutmayalım ki sırada, yeniden yapılanma ihtiyacında olan daha onlarca kamu kurumu ve üyeleri belirlenecek “üst kurullar” süreci var.
       
MARLBORO SAMSUN’A KARŞI
       Kamuoyundan gelen en ilginç tepki ise, üyesi olduğumuz “Ekonomistler” elektronik posta grubundan gelen bir öneri idi. Öneriyi yapan kişi, “IMF’in 1.5 milyar dolarına muhtaç olmaktansa, her yıl yabancı sigara alımı için ödediğimiz 5 milyar doları tasarruf etmeyi” öneriyordu (rakamlar önerinin sahibine aitttir).
       Simgesel olarak da kampanyasını, “Marlboro mu Samsun mu” şeklinde isimlendirmişti . Bizim gibi “Yerli malı Türk’ün malı, her Türk yerli malı kullanmalı” mottosu ile büyüyenler, her yıl bir hafta portakal, fındık, kuru üzüm yiyenler açısından oldukça ilginç yansımaları olan bu kampanya hakkında çok fazla yorum yapmayacağız. Açıkçası kendi adımıza sigara içmediğimizden, böyle bir konuyu yorumlamaya da yetkin olduğumuzu düşünmüyoruz !
       
ELALEM GİDERKEN AYA........
       Boeing şirketinin Yönetim Kurulu Başkanı Philip Condit ‘in kendisine ve kurumuna 2017 yılına kadar ulaşılmak üzere belirlediği hedef; 2017 yılı geldiğinde dünyanın her yerinde Boeing kullananların, şirketin hangi ülkeye ait olduğunu bilmemesi ve onu bir dünya şirketi olarak görmesi. Yani “Onbeş yıl sonra bizim Seattle merkezli bir Amerikan şirketi olduğumuzu kimse hatırlamasın” diyorlar.
       Biz ise 21.yüzyılda “IMF’i cellat, kendimizi kurban” görmekle, haksızlığa uğradığımıza ağıt yakmakta ve yabancıların bizi sevmediğine, “Türk’ün Türk’ten başka dostu olmadığına” inanmakta ısrar ediyoruz. Samsun içmekle, Sümerbank’tan basma almakla ve kuru üzüm ile fındık ihraç etmekle Türkiye’yi 60 yılda kalkındırabildik mi ?
       Unutanlara hatırlatalım, duvar yıkılalı 12 yıl oldu! Duvarın altından çıkanlar da şu anda bizden fazla yabancı sermaye çekerek, Avrupa Birliği’ne bizden daha önce girmeyi büyük ölçüde garantilediler. Pardon, pardon, o da kutsal ittifaktı değil mi ?
 
       
    TOP5 Bankaların kara tahtaları siliniyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları