|
|
KRİZLERİN NEDENİ DERVİŞ DEĞİL Türkiyenin yaşadığı iki büyük ekonomik krizin nedeni Derviş değil. Aksine Derviş, krizin atlatılması için görev almıştır. Bu, işin en temel doğrusu. Bu noktada Dervişe yöneltilebilecek hiçbir eleştiri yoktur; olsa olsa övgüden söz edilebilir. Ancak, Dervişin, daha işin başında siyasete uzak durması, özellikle de MHPye yönelik açık veya imalı sözlerle eleştirilerde bulunmasının ilerki süreçte sıkıntı yaratacağı belliydi. Krizin etkilerinin biraz daha unutulması ile birlikte, bugüne kadar, alttan alan siyaset kanadı sesini daha yüksek çıkarmaya başladı. Hükümetin MHP kanadı, Dervişin bazı açıklama ve tutumundan rahatsızdı. Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz ile Tarım Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalpin Dervişle girdikleri tartışmalarda, her seferinde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçelinin de desteğini sağlamaları bunun ilk göstergeleriydi. TEKLİKTEN YANLIZLIĞA Ancak, Telekom krizinden sonra, artık görülmüştür ki, gerektiğinde Başbakan Bülent Ecevit de Dervişin arkasında durmayacaktır. Ecevit, koalisyonunu sürmesini, Dervişin kalmasından daha önde tutuyor. Koalisyonunu mutlaka sürmesini istiyor. Ecevitin bu tutumu, Dervişi, tek adam olmaktan çıkarıp, yanlız adam olmaya götürüyor. Böylesi bir durum program için olumsuz etki yaratacaktır. Ayrıca, aslında koalisyon ortaklarının Dervişle ilgili önemli bir ortak eleştirisi de var. Dervişin her konuyu ortakların önüne, Bunu IMF istiyor diye çıkarmasından rahatsızlar. Bunda haklı veya haksızlar demek istemiyorum. Türkiye krizi bu hükümet döneminde yaşadığına göre, sorumluluğu da onların. Buna rağmen, Dervişin yapılacakları, Yapılması gerekli diye anlatmaktansa, kısa yola başvurup, Bunu IMF istiyor, yoksa para gelmez şeklindeki üslubu, artık baskı olarak niteleniyor ve rahatsızlık yaratıyor. Bu üsluba son vermenin yararı olabilir. Çünkü, Derviş, bu kozu fazla kullandı. Artık, Onlar istediği için değil, biz istediğimiz için yapıyoruz devri başlamak durumunda. DERVİŞ GÖZDEN ÇIKARILABİLİR Peki böyle olmazsa, ne olur? Kimsenin dilemediği birşey olur. Hükümet kalır, Derviş gider. Telekom krizi bunun açık örneği oldu. Bu hükümetin inatçılığı anımsanırsa, bunun olabilirliği de düşünülebilir. Bu nedenle, krizin çıkmasında hiçbir katkısı ve payı olmayan Dervişin, siyasetle belli bir uzlaşma içine girmesi, uslubunu farklılaştırması önemli bir gelişme sağlayacak. Belki de daha kalıcı çözüm, ki Ankarada siyaset çevrelerinin beklediği de bu, Dervişin koalisyonun dördüncü ortağı gibi görünmekten kurtulup, DSPye geçmesi. Üstelik bu en kolay çözüm de olabilir. Ancak, kimsenin Dervişi buna zorlamaya da hakkı yok. Alınması gereken ekonomik kararların büyük çoğunluğu alındı, çıkması gereken yasaların tamamı çıktı. Böylesi bir süreçten sonra, yeniden başa dönüşün kimsenin altından kalkamayacağı sorunlar yaratacağı kesin. MHPnin bundan sonra Dervişe karşı daha da sertleşeceği de ortada. Kaldı ki, Ulaştırma Bakanı Enis Öksüzün üslup sorununu konuşmaya bile gerek yok. Dervişin, pek çok MHPlinin bile rahatsız olduğu böylesi bir üslupla mücadelesi zor. Buna rağmen, Türkiyenin krizden çıkmasının rantının büyük bölümü Dervişe yazılacaktır. O zaman, Dervişin kendisini istifaya sürükleyecek tutum yerine, siyasetle, tatlı-sert uzlaşarak yoluna devam etmesi Ankarada ortak özlem. Derviş, Kaçtı dedirtmemek için de bu yeni yolu denemek durumunda. Türkiye, daha sakin bir sürece girebilir; süreç ancak uzlaşma ile sağlanabilir. | ||||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||