|
|
|
Film az önce başladı. bir otomobilin içinde, paniklemiş insanlarla birlikteyiz; biri sürücü, diğeri onun yanında oturuyor, arka koltuk kan revan içerisinde... Bir an Rezervuar Köpeklerini seyrettiğimizi sanıyoruz. Ama hayır, kahramanlarımız İspanyolca konuşuyor, arka koltuktaki bir köpek, ve peşlerinde bir kamyonet var.
Meksikalı yönetmen Alejandro Gonzalez Inarritu, Amores/Perros isimli ilk filmine ve sinemaya çarpıcı bir giriş yapmış. Başlangıçta hissedilen Tarrantino etkisi, ilerleyen dakikalarda da mevcut ama karşımızdaki bir imitasyon değil; çünkü sözkonusu etkileşim, filmin biçimiyle ilgili bir hal alıyor.
Amores Perros, Türkiyede Paramparça adıyla gösteriliyor. İngilizce konuşulan topraklarda Loves a Bitch diye anılan filmin tam adı Aşık Köpekler ya da bizdeki afişte alt başlık gibi görünen Aşklar Köpekler. Film Meksikada, başlıca megapollerden biri ve dünyanın en kalabalık şehri olan Mexico Cityde içiçe geçen trajedileri anlatıyor. Filmde gerçekten de aşklar ve köpekler var. Aşklar tutkulu, köpekler saldırgan; aşklar tehlikeli, köpekler ölüm döşeğinde... Az önce büyük bir aşkın nesnesi olan kahraman, az sonra bir köpek gibi ölebiliyor. Acı ve umut gibi aşk ve ölüm de yanyana. Görüldüğü kadarıyla Mexico City, sıcak ve suçlu bir şehir; bütün sokakları, arka sokak gibi. Karanlık, kirli ve şiddet dolu.
Görüntü yönetmeni Rodrigo Prietonun dinamizmi ve aktüel tarzda gerçekleştirilen çekimler, seyircinin şiddet ve dramın içine girmesini kolaylaştırıyor. Paramparça, anlatım açısından belki de adı gibi parçalı bir yapıya sahip. Olaylar, farklı karakterler açısından, kimi zaman tekrar ele alınarak ve bölümlere ayrılarak anlatılmış. Bu bölümlerin montajında kronolojik bir sıralamaya gidilmemiş.
Şikagodan Tokyoya dünyanın dört bir yanında otuz ödüle layık görülen Amores/Perrosun müzikleri de çarpıcı. Hepsi birbirine benzeyen hijyenik Latin müziklerinden sıkılanlar için birebir. Soundtrack agresif, kentli ve güncel akımlarla içli dışlı parçalardan oluşuyor.
|
|