|
Ama Çarşamba zirvesi hoş-beş toplantısı da değildi. Koalisyon liderleri hepimiz çok yakından etkileyecek bir karar aldılar: Mevduat sigortası kademeli olarak daraltılacak. Halen, vadesi, miktarı veya kur cinsi ne olursa olsun, tüm bireysel mevduat devlet garantisinde. Sene sonunda sigorta kapsamı 100 milyara, iki yıl içinde de 20.000 Euroya inecek. Bizde uygulandığı şekli ile mevduat sigortası banka patronuna verilen bir açık çek olarak çalışıyordu. Son iki yılda Fonun sekiz bankaya el koyduğunu düşünürsek, patronların devletin sağladığı bu sınırsız ve eşi bulunmaz imkandan sonuna kadar yararlandığı anlaşılır. Mevduat sigortası kapsamının daraltılması IMF ve Dünya Bankasına verilen önemli sözlerden biriydi. Hayırlısı ile bu da yerine getiriliyor, Bülent Ecevit ve taifesi ışık hızıyla çalışan hükümet sıfatına layık olmaya devam ediyor. SORUNLAR BİTMEDİ Bizde 1994e kadar Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu kapsamı bayağı dardı, dünyanın bir çok ülkesinde uygulandığı şeklinden pek farklı değildi. Ama, o meşhum 1994 krizi ile birlikte tüm bankalar rüzgar görmüş selvi gibi sallanmaya başlayınca, millet parasını sistemden kaçırmaya başladı. Tansu Çiller hükümeti, sigorta kapsamını genişletmek zorunda kaldı. İşin en komik tarafı da, banka batıyor söylentilerinin büyük bölümü, diğer bankalar tarafından çıkartılıyordu. O günlerde-hiç unutmam-hergün adını vermek istemediğim güzide bir bankadan 13-15 bankalık batıklar listesi gelirdi. Sonraki yıllarda, her hükümet TMSF konusunda birşeyler yapmak için yola çıktı, ama sistemin 1994den yana biriken sorunları hiç hafiflemedi, hükümetler de geldikleri gibi gittiler. Bence sistemin sorunları hala bitmedi, hükümetin verdiği bu söz, aynı zamanda bankacılık sektöründe yıl sonuna kadar önemli ameliyatlar yapılacağı anlamına geliyor. BANKALARIN KADERİ Mevduat sigorta fonunun kapsamının daraltılması hepimizi ve bankaların kaderini derinden etkileycek. Şu ana kadar paranızı batırma riski açısından tüm bankalar eşitti. Nasıl olsa, bankanın mevduatı devlet güvencesinde, banka riskli mi, değil mi, düşünmeden en yüksek faizi verene yatırırdık parayı. Şimdi, Borsa gibi olacak, hisse senedi alırken yaptığımız (!) derin analizleri, bankaya para yatırırken de yapacağız. Bu işin bir boyutu. İkinci boyutu da şu: Sizin veya benim, veya Türkiyede yaşayan her hangi bir faninin bir bankanın sağlamlığı konusunda doğru fikir yürütmesi imkansız. Öyle bir bilgi yok. Bakınız, bu son batan beş bankadan dördü, devralındıkları güne kadar karlı gözüküyorlardı.Geçen gün Reutersde bir yazı, meğerlim keratalar neredeyse tüm sistemin özkaynağı kadar zarar yazmışlar. Eğer iyi banka-kötü banka ayrımı yapamıyorsak, genelde paramızı batması daha zor diye büyük bankaya yatırıyoruz. Sigortanın kapsamının daraltılması bu anlamda devlet bankaları ile büyük bankaların çok işine geliyor. Artık küçüklerle faiz rekabeti içine girmek zorunda kalmayacaklar. Daha az riskli olarak algılandıkları için, mevduata daha düşük faiz verecekler. Bir iki yıl içinde orta ölçekli ve küçük bankaların işi iyice zorlaşacak. Borsada da bu yeni olgunun banka hisselerinin fiyatlarına yansımasını bekliyorum. Bir çok bankanın ötekilerle birleştiğini görebiliriz. Benden söylemesi. | ||||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||