|
"Üç Denizin Hikayesi" başlıyor |
|||
Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezinden yapılan açıklamaya göre, Sezer, 1998den bu yana düzenlenmekte olan konferansların dördüncüsünün bu yıl da Üç Denizin Hikayesi: Enerji Dünyasıyla Bütünleşme başlığıyla İstanbulda gerçekleştirilmekte olmasından büyük mutluluk duyduklarını ifade etti. Sezer, Karadeniz ve Hazar havzalarındaki güncel enerji konularının çok sayıda ülkeden en yetkili kişiler ve uzmanlar tarafından kapsamlı biçimde tartışılması ve bu konuların uluslararası kamuoyuna yansıtılması yönünden eşsiz bir forum niteliği taşıyan bu konferansların artık gelenekselleşmiş olmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. BAKÜ-CEYHAN BORU HATTI Sezer, geçen konferanstan bu yana, Kazakistan ve Azerbaycan petrollerinin Gürcistan ve Türkiye üzerinden Akdenize taşınmasını sağlayacak Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı tasarısında memnunluk verici gelişmeler olmuştur. Bu nedenle Aktau-Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı adını alan tasarının kapsamı daha da genişlemiş olmaktadır. Stratejik olduğu kadar, ekonomik ve ticari yönlerden de en uygun seçeneği oluşturduğuna inandığımız bu tasarının gerçekleşmesiyle, Hazar Havzası ülkeleri uluslararası pazarlara doğrudan çıkış elde edecek, boru hattının geçtiği ülkeler birbirlerine organik biçimde bağlanmış olacaktır dedi. ŞAHDENİZ YATAKLARI Sezer, Hazar Havzası ülkelerini Türkiye üzerinden Avrupaya bağlayacak bir başka önemli tasarının da geçen bir yıl içinde ivme kazandığını, bu tasarıyla Azerbaycanın Şahdeniz yataklarından elde edilecek doğalgazın 2004 yılında Türkiyeye ulaştırılmasının olanaklı duruma geleceğini ve ileride bu hattan Avrupaya gaz satışının gündemde olabileceğini ifade etti. Sezer, enerji alanındaki yeni yapılanmanın ayrıca, Türkiyenin enerji konularında Avrupayla bütünleşmesi yönünde de kararlı bir adım oluşturduğunu vurguladı. BOĞAZLARDAKİ TEHLİKE Sezer, şunları kaydetti: Konferansın zamanlaması yönünden bir başka önemli konu, Türk Boğazlarındaki tanker trafiğinin ve dolayısıyla bu trafiğin yarattığı tehlikelerin hızla artma eğilimi içine girmesidir. Hazar Boru Hattı Konsorsiyumu Petrol Boru Hattı tasarısının yakında uygulamaya geçecek olmasıyla, Boğazlar üzerindeki tanker trafiği büyük ölçüde artacaktır. Her vesileyle dile getirdiğimiz gibi, Türk boğazlarının, bir petrol boru hattı güzergahı seçeneği olarak düşünülmesi ve kullanılması kabul edilemez. Bu durum, yalnız Türk boğazları değil, jeolojik yapılarıyla oldukça duyarlı olan Karadeniz ve Ege Denizinin doğal çevresi için de büyük tehdit oluşturmaktadır. TEHLİKELİ KİMYASALLAR/NÜKLEER ATIKLAR Öte yandan, son günlerde tehlikeli kimyasal maddelerin ve nükleer atıkların da boğazlardan taşınmasıyla ilgili sorunun ortaya çıkması, boğazlar ve çevresi üzerindeki tehdidin boyutlarını bütün çıplaklığıyla gözler önüne sermektedir. Türkiye, boğazların çevre güvenliğinin sağlanması için üzerine düşeni yerine getirmekte, Türk halkının son derece duyarlı olduğu bu konuda şirketlerin ve uluslararası kamuoyunun da aynı duyarlılığı göstermesini beklemektedir. Sezer, bugün ulusların, yıkılan duvarların ve gelişen teknolojinin yarattığı olanaklarla gereksinimlerini uzak bölgelerden karşılayabilecek, işbirliği alanlarının kendi coğrafyalarının dışına taşıyabilecek duruma geldiklerini ifade etti. Bu tarihsel dönüşümün, Üç Denizin ortak ve parlak bir gelecekle birbirine bağlanmasına da yol açtığını belirten Sezer, devletlere ve şirketlere düşen görev, bu olanaklardan en akılcı biçimde yararlanarak uluslararası işbirliğini halkların gereksinim duydukları ve hakkettikleri gönenç düzeyine ulaştırmak ve böylece uluslararası barış ve istikrara katkıda bulunmaktır. Türkiyenin anlayışı ve yaklaşımı budur dedi. | ||||
Ergenekonda 16 kişi daha gözaltında | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||