|
|
Aslında sorun takasın başarılı olup olmaması değil, takasın varolan karmaşık yapıdaki sorunlara kökten bir çözüm getiren bir önlem olmaması. Cuma günü yazdığım Hayalkırıklığı olmasın başlıklı yazıda biraz bunu aktarmaya çalışmıştım. Takas aslında Hazine açısından da bankalar açısından da çok olumlu sonuçlandı. Hazine 8 milyar dolara yaklaşan iç borç stokunu ortalama 3 yıl vadeye uzatabildi. Faiz de korkulan derecede yüksek gerçekleşmedi. Elbette verilen tahvillerin üçte ikisinin dövize endeksli olması, Hazine açısından olumsuz bir unsur, bununla birlikte yüzde 14-15 faiz, önümüzdeki birkaç yılda, devlet iç borçlanması için öngörülen reel faize göre çok düşük. Reel faizin bu yıl yüzde 36, gelecek yıl yüzde 20, 2003te yüzde 18 olması öngörülüyor. Hazinenin faiz konusunda da bir avantaj sağladığı söylenebilir. Bankalar ise bu tahvillerle döviz pozisyon açıklarını kapatma fırsatı buldu. İhale sonuçlandıktan sonra bankaların ek ihale açılmasını talep etmeleri ve 1.6 katrilyon lira düzeyinde teklif vermeleri, sonuçtan onların da memnun olduklarını gösterdi. BORÇ SORUNU ÇÖZÜLMEDİ Takas, borçlanmayla ilgili sorunlara derman olacağı havası yaratıldı, ancak bu kapsamda bir takasın borç sorununu çözmesi beklenemez. Hazinenin borçlanmada bundan sonra çok rahatlayacağı iddia edildi, ama takasın, bu haliyle geçici bir rahatlama ve zaman kazanmadan öteye gitmesi zaten mümkün değil. Aşağıdaki rakamlar bunu açıkça ortaya koyuyor. Hazinenin bu yılki geri ödemesindeki tabloya bakmak yeterli. Yaklaşık 46 katrilyon liralık itfada yüzde 12-13 düzeyinde bir azalma gerçekleşti. 2001 yılında yapılacak olan ve 17 Haziran 2001 tarihi itibariyle kesinleşen iç borç itfaları, takas öncesi ve takas sonrası olarak aşağıdaki tabloda karşılaştırılmıştır.
ASIL SORUN PARA Piyasaların ve Türkiyenin asıl sorunu ise kaynak. Hazinenin borçlanmayı sürdürebilmesi için kaynak gerekiyor, borsadaki hisselerin yükselebilmesi için para girişi gerekiyor, bankaların mali yapılarını güçlendirmeleri için sermaye gerekiyor, şirketlerin toparlanmaları için ucuz kredi gerekiyor. Bu liste uzayıp gidebilir. Kısacası çarkların yeniden dönmesi için para gerekiyor. Hem yabancı yatırımcıların kaçışıyla hem de Türklerin tasarruflarını yurtdışına çıkartmasıyla (öyle ki Türklerin son 2 yılda dışarı götürdükleri paranın 50 milyar dolara dayandığı konuşuluyor - bununla ilgili somut bir bilgi yok ama yolsuzluk soruşturmalarının da bu para transferlerinde belirleyici rol oynadığını söyleyebiliriz) kaynak ihtiyacı en üst düzeye çıktı. Takas ise özünde yeni bir kaynak yaratmıyor, esas olarak bir kağıt değişimi. Bu kağıt değişiminin somut sonucunu ancak Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı çerçevesinde görebiliriz. Programın adım adım uygulanmasıyla Türkiyeye sermaye girişi olacak, piyasalar canlanmaya başlayacak. Kısacası bugünden yarına piyasalarda patlama yok. | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||