|
|
Birçok hata üstüste geliyor. Üniversite sınavları ve meslek seçim sürecindeki yanlışlıklar, sonrasında da çoğu üniversitenin verdiği eğitimdeki eksiklikler, iş piyasasına girecek gençlerin yeteneklerini ortaya çıkartmaya ve geliştirmeye yönelik değil ne yazık ki... İdil Akidilin diğer yazıları İş yaşamında ise, Türkiyede hala birçok şirketin insan kaynakları uygulamaları herhangi bir rasyonel tabana veya sisteme dayanmıyor. İnsan Kaynakları uygulamaları açısından birçok gözden geçirilmesi gereken konu var: Ücret politikaları (aynı görevde çalışanlarının ücretleri arasındaki fark, göreve ya da katkıya göre değil, daha başka nedenlere dayanan ücretlendirme), yapılan işin ölçülmemesi, performansın objektif olarak değerlendirilememesi, iş süreclerinin verimliliğinin göz ardı edilmesi, geleneksel / standart çalışma biçimleri (09:00-18:00) vb. Yeni dönem, İnsan Kaynakları uygulamalarında bazı reformlar getirecektir... Örneğin: Esnek zamanlı çalışma. Bugüne dek çok az kurum günde 8-9 saatten oluşan haftalık çalışma biçimi dışında da çalışma dilimleri ya da şekilleri tanımlamıştı. Bundan sonra daha çok esnek zamanlı çalışanla karşılaşacağımızı tahmin ediyoruz. Sadece haftanın belli günleri veya günün birkaç saati (part time) çalışanlar, evden işini yürütenler (tele-commuting). Bazı işler de, örneğin şirket için stratejik önemi olmayan operasyonlar, taşeronlara verilecektir (outsourcing). Performansa veya katılan değere göre ücretlendirme daha da önem kazanacaktır (Hedeflerle performans yönetimi sistemleri, EVA...). Ekonomik sıkıntıların yaşandığı bu dönemde, ülkemizde olduğu gibi, Batıda da işini kaybeden çok kişi oldu. Öte yandan bu yaz üniversiteden mezun olacak öğrencilerin birçoğu da iş bulma konusunda endişeli. İki iş arasındaki veya ilk kez bir işe başlamayı beklerken zamanın nasıl değerlendirilmesi gerektiğini e-mail mesajları ile soran birçok okuyucumuz oldu. Kişisel olarak bu aralıkta neler yapılabileceği konusunda kişileri tanımadan birşeyler söylemek, öneriler yapmak oldukça güç. Deneyimleri, yetenekleri, geliştirilmesi gereken yönleri bilmeden... Öncelikle kendinizi değerlendirmeniz önemli olacaktır (SWOT analizi). Güçlü olduğunuz noktaları, geliştirmeniz gereken yönlerinizi, iş yaşamında görebildiğiniz fırsatları ve tehlikeleri bir kağıda yazmaya başlayarak... Yazdığınız maddelerin yanlarına da neyi yapmaktan zevk alacağınızı, kabul edebileceğinizi, neleri istemeyeceğinizi not ederseniz, ileriki iş görüşmeleri için daha hazırlıklı olabilirsiniz. Yeni dönemde, belki de hem size hem de gelecekteki işvereninize maliyet açısından çekici gelebilecek çalışma yöntemlerini siz önerebilirsiniz. Proje bazında çalışmayı, haftanın birkaç günü veya evden çalışmayı, örneğin... Bugüne dek yaptığınızdan başka bir iş yapmayı da isteyebilirsiniz. Bundan sonraki her iş görüşmesinde karşınıza çıkacak sorulardan bazıları, Neden çalışmaya ara verdiniz? (Veya hemen çalışmaya başlamadınız?), Bu zamanı nasıl değerlendiniz? olacaktır... En doğal cevaplar Kriz nedeniyle iş yoktu., İş aramalarımı sürdürdüm. türünden olanlar. Ama, bence bu noktada önemli olan, herkesin sıkıntı yaşadığı bu dönemde, herkes gibi iş arayan falanca kişinin, diğerlerinden nasıl farklılaşacağı... Sadece başvurular yapıp, iş aramakla mı geçirmiş zamanını, yoksa kendisini geliştirmeye, para kazanmaya veya topluma katkıda bulunmaya yönelik birşeyler mi yapmış, diğer adaylardan farklı olarak. Gerçekten yapmak istediğiniz işi buluncaya (ya da o sizi buluncaya) kadar bir yandan geçici işler yapıp, biraz da para kazanmayı düşünmez misiniz? Her zaman örnek verildiği gibi; bir markette veya hamburgercide? Çağrı merkezlerinde? İmkanınız varsa, bu ara dönemde sivil toplum örgütlerinde (derneklerde, vakıflarda) gönüllü çalışmalar yapmak da iyi bir seçim olabilir... Hem üretime katılmak, becerilerinizi geliştirmek, aynı zamanda da çevre edinmek, çalışma ortamından kopmamak adına... Kendi farklılığınızı da ortaya koyabilirsiniz böylece. İyi şanslar... Pratik: Fast Company dergisinin yazarlarından Scott Kirsner tarafından Temmuz ayında aynı dergide yayınlanacak makalede, kurumların krize rağmen gelişme planlarına neden sadık kalması gerektiği ve gelecekten umutlarını kesmemeleri üzerinde duruluyor. Kişilere ve kurumlara, ekonomik sıkıntıların yaşandığı dönemlerde, stratejilerin, taktiklerin, zaman planlarının gözden geçirilmesini ancak büyük hedeflerden vazgeçilmemesini öneriyor, Kirsner. Çünkü, rakipler vazgeçecektir. Makalede, dünyanın geri kalanı yavaşladığında hızını arttırıp arayı açan işletmelerden örnekler de var. Steven Berglasın, (Reclaiming the Fire: How Successful People Can Overcome Burnout kitabının yazarı) zor zamanlarda hızlanma üzerine önerilerini de eklemiş: Tasarruf önlemlerini bir defada alın ve çalışanlarınıza yolunuza olduğu gibi devam edeceğinizi iletin. Risk almaktan vazgeçmeyin, fırsatları rakiplerinize bırakmayın. Ortamın olumlu taraflarını görün, örneğin, kaliteli elemanları işe almak daha kolaylaşıyor (ama gerçeği de gözardı etmeyin). | ||||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||