|
|
Yukardaki uzman sözlerinin, günümüz şartlarındaki anlamı şudur: Borçlar yürütülemiyor. Elimizden geldiği kadar ödemeye çalışacağız. Ama sürdüremezsek Merkez Bankası Kasım ayından sonra para basıp Hazinenin borcunu ödemeyecek. Hazinenin üçüncü borçlanma ihalesinde başarısız olması (Son 13 aylık ihalede sadece 5 trilyon liralık satış yapıldı ve teklif 150 trilyon lirada kaldı) ve bu sözlerin Maliye Bakanlığı bünyesindeki bir toplantıda Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Şükrü Binay tarafından sarfedilmesi anlamı pekiştiriyor. Bilmiyorum takip edeniniz oldu mu, ama yazılar yazıyorum son bir haftadır. Yeni döneme başlarken diye bir de isim tutturdum. Bundan önceki 2 yazımda da çok detaylarına girmeden Türkiyenin tıpkı 1980de olduğu gibi bir sistem değişikliğine gittiğinden bahsedip durdum. Ancak somut bir şeyler de ortaya koymanın, detaylara girmenin zamanı geldi. *** Son yaşadığımız olaylar piyasaların ekonomik programı desteklemek bir yana gizliden istemediğini ortaya koyuyor. Herkesin dilinde sonbaharda kriz çıkacak söylentisi var. Bunun için Hazine vadeyi uzatınca borç bulamıyor. Asıl neden faizlerin düşük olması değil yani, borç veren yok. Borç vermeyenler mevcut sistem içinde haklılar da. Her şeyi örten reel faiz politikasının azaltılmasından öte, bitirilmesi söz konusu. Çünkü kamu faizleri düşürmek istiyor. Hem de bir hedef göstermeden... Hem enflasyonu patlatıyor, hem de faizleri düşürmek istiyor. Programın temel mantığı bu. İnanmıyorsanız Niyet Mektubuna bakın. Yani Hazine reel faiz vermeyecek. Büyümenin devamı için borç ve faiz sorunun çözülmesi gerekiyor. Reel getiri, kayıba dönüşecek. Şimdi diyebilirsiniz ki; Türkiye bunu daha önce iki kez denedi (1994 ve 2000) ikisinde de duvara çarptı. Faiz döviz zıpladı, borçlar patladı. BANKACILIK DEVLET KONTROLÜNE GİRİYOR Ama bu kez durum farklı. Çünkü çıkarılan yasayla bankacılık kayıtsız şartsız devletin kontrolüne giriyor. Bankasını batıranın canı da yanacak. İnanmayanlar Bankacılık Yasasına baksın. Sonuçta devletin bunca zaman kenarından ballar sızan faiz çanağından beslediği rantiyeye de, bir bedel ödetmek istediği ortada. Üstelik buna uymama şansı da bırakmadan. Kemal Dervişin bir şova dönen ekonomik program açıklamasının ardından, üç liderin yaptıkları soğuk toplantıyı hatırlasanıza. Ecevit belki de yüzde 70lerden kalan içten bir tatminin verdiği gururla kısa bir cümle kurdu; Herkes bu programı iyi okusun. Hükümet olarak sonuna kadar arkasındayız. Basın toplantısı bu cümle kadar sürdü. Programda yazanların özeti ise şu: Uymayanlar sonucu sıfır olan bir oyunla karşılaşacak. Uyanlar sıfıra gelmeden bir şeyler kurtarma hatta sermaye birikimiyle daha büyük fırsatlar bulma şansına sahip. Yani başlangıçta içinden sürpriz çıkmadı denen programdan bunlar çıkıyor. ÇEKİŞME DEVAM EDEBİLİR Ama sektör bunu kabul de etmeyebilir. Kriz büyüyebilir. Bu çekişmenin ipuçları Mayıs sonunda bankaların sermaye taahhütlerini yerine getirip getirmediklerinde anlaşılacak. Ya da devletin ne kadar ciddi olduğu daha sonra da olsa öğrenilecek. Şimdi gelelim devletin istediği gibi açık pozisyonla desteklenen sıcak para sisteminin nasıl bitirileceğine. Bankalar, mevcut sistemde dövizden Türk Lirasına geçemiyorlar. Çünkü bir taraftan devlet açık pozisyonlarınızı kapatın diyor. Diğer taraftan kurlar belirsiz olduğu için bankalar pozisyon açmak istemiyor. Yani sistem şu anda zaten işlemiyor. Onun için tıkanma var. TAKAS ÖNEMLİ GÖSTERGE Bu durumda, bankaların Hazineye ya da ekonomiye Türk Lirası cinsinden kaynak yaratabilmek için kendi aldığı borçları da Türk Lirasına çevirmesi gerekiyor. Yani ülkedeki döviz mevduat hesaplarının TLye döndürülmesi gerekiyor. (Bu dövizlerin nereye gideceğine daha sonra değiniriz) Bankaların TL ve döviz faizi ayarlamasını buna göre yapması belki bir çözüm olabilir. Yine de sistem buna uymak istemezse gerginlik artacaktır. Piyasa devletle inatlaşabilir. Bu durumda iç borçların takası önemli bir gösterge. Devlet takası reddederse, bundan kim zararlı çıkacak iyi düşünmek gerekli. Sonuçta Güney Koredeki gibi bir bankacılık operasyonu devletin faizleri üzerindeki konrolünü tam olarak sağlayabilir. TÜSİAD reklamındaki bir vecizle bitirelim sözü; Maç 90 dakika. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||