Home page
Haber Menüsü


 
Devletten piyasaya Kasım’a kadar süre
 
Piyasalarla Hazine arasındaki çekişmenin ipuçları Mayıs sonunda bankaların sermaye taahhütlerini yerine getirip getirmediklerinde anlaşılacak.
 
Oğuz Karamuk
 
31 Mayıs—  “Rezervlerdeki artışı tamamen Hazine’nin borç yönetimini sağlıklı yapabilmesi için tahsis etmeye karar verdik. Kanun çerçevesinde Merkez Bankası 6 ay süreyle Hazine’yi doğrudan fonlayacak. Merkez Bankası Kanunu ile Türkiye’nin gündemine iflas riski girmiştir. Maliye Bakanlığı bütçeyi yaparken bir takım ödemeleri Hazine’nin yapmaması riskini de her zaman bulundurmak zorundadır.”

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Yukardaki uzman sözlerinin, günümüz şartlarındaki anlamı şudur: “Borçlar yürütülemiyor. Elimizden geldiği kadar ödemeye çalışacağız. Ama sürdüremezsek Merkez Bankası Kasım ayından sonra para basıp Hazine’nin borcunu ödemeyecek.”
       Hazine’nin üçüncü borçlanma ihalesinde başarısız olması (Son 13 aylık ihalede sadece 5 trilyon liralık satış yapıldı ve teklif 150 trilyon lirada kaldı) ve bu sözlerin Maliye Bakanlığı bünyesindeki bir toplantıda Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Şükrü Binay tarafından sarfedilmesi anlamı pekiştiriyor.
       Bilmiyorum takip edeniniz oldu mu, ama yazılar yazıyorum son bir haftadır. “Yeni döneme başlarken” diye bir de isim tutturdum. Bundan önceki 2 yazımda da çok detaylarına girmeden Türkiye’nin tıpkı 1980’de olduğu gibi bir sistem değişikliğine gittiğinden bahsedip durdum.
       Ancak somut bir şeyler de ortaya koymanın, detaylara girmenin zamanı geldi.
       ***
       Son yaşadığımız olaylar piyasaların ekonomik programı desteklemek bir yana gizliden istemediğini ortaya koyuyor. Herkesin dilinde “sonbaharda kriz çıkacak” söylentisi var. Bunun için Hazine vadeyi uzatınca borç bulamıyor. Asıl neden faizlerin düşük olması değil yani, borç veren yok.
       Borç vermeyenler mevcut sistem içinde haklılar da. Her şeyi örten reel faiz politikasının azaltılmasından öte, bitirilmesi söz konusu. Çünkü kamu faizleri düşürmek istiyor. Hem de bir hedef göstermeden... Hem enflasyonu patlatıyor, hem de faizleri düşürmek istiyor. Programın temel mantığı bu.
       İnanmıyorsanız Niyet Mektubu’na bakın.
       Yani Hazine reel faiz vermeyecek. Büyümenin devamı için borç ve faiz sorunun çözülmesi gerekiyor. Reel getiri, kayıba dönüşecek.
       Şimdi diyebilirsiniz ki; Türkiye bunu daha önce iki kez denedi (1994 ve 2000) ikisinde de duvara çarptı. Faiz döviz zıpladı, borçlar patladı.
       
BANKACILIK DEVLET KONTROLÜNE GİRİYOR
       Ama bu kez durum farklı. Çünkü çıkarılan yasayla bankacılık kayıtsız şartsız devletin kontrolüne giriyor. Bankasını batıranın canı da yanacak. İnanmayanlar Bankacılık Yasası’na baksın.
       Sonuçta devletin bunca zaman kenarından ‘ballar sızan’ faiz çanağından beslediği rantiyeye de, bir bedel ödetmek istediği ortada. Üstelik buna uymama şansı da bırakmadan.
       Kemal Derviş’in bir şova dönen ekonomik program açıklamasının ardından, üç liderin yaptıkları soğuk toplantıyı hatırlasanıza. Ecevit belki de yüzde 70’lerden kalan içten bir tatminin verdiği gururla kısa bir cümle kurdu; “Herkes bu programı iyi okusun. Hükümet olarak sonuna kadar arkasındayız”. Basın toplantısı bu cümle kadar sürdü.
       Programda yazanların özeti ise şu: Uymayanlar sonucu sıfır olan bir oyunla karşılaşacak. Uyanlar sıfıra gelmeden bir şeyler kurtarma hatta sermaye birikimiyle daha büyük fırsatlar bulma şansına sahip. Yani başlangıçta içinden sürpriz çıkmadı denen programdan bunlar çıkıyor.
       
ÇEKİŞME DEVAM EDEBİLİR
       Ama sektör bunu kabul de etmeyebilir. Kriz büyüyebilir.
       Bu çekişmenin ipuçları Mayıs sonunda bankaların sermaye taahhütlerini yerine getirip getirmediklerinde anlaşılacak. Ya da devletin ne kadar ciddi olduğu daha sonra da olsa öğrenilecek.
       Şimdi gelelim devletin istediği gibi açık pozisyonla desteklenen sıcak para sisteminin nasıl bitirileceğine.
       Bankalar, mevcut sistemde dövizden Türk Lirası’na geçemiyorlar. Çünkü bir taraftan devlet açık pozisyonlarınızı kapatın diyor. Diğer taraftan kurlar belirsiz olduğu için bankalar pozisyon açmak istemiyor. Yani sistem şu anda zaten işlemiyor. Onun için tıkanma var.
       
TAKAS ÖNEMLİ GÖSTERGE
       Bu durumda, bankaların Hazine’ye ya da ekonomiye Türk Lirası cinsinden kaynak yaratabilmek için kendi aldığı borçları da Türk Lirası’na çevirmesi gerekiyor. Yani ülkedeki döviz mevduat hesaplarının TL’ye döndürülmesi gerekiyor. (Bu dövizlerin nereye gideceğine daha sonra değiniriz)
       Bankaların TL ve döviz faizi ayarlamasını buna göre yapması belki bir çözüm olabilir. Yine de sistem buna uymak istemezse gerginlik artacaktır. Piyasa devletle inatlaşabilir.
       Bu durumda iç borçların takası önemli bir gösterge. Devlet takası reddederse, bundan kim zararlı çıkacak iyi düşünmek gerekli. Sonuçta Güney Kore’deki gibi bir bankacılık operasyonu devletin faizleri üzerindeki konrolünü tam olarak sağlayabilir.
       TÜSİAD reklamındaki bir vecizle bitirelim sözü; “Maç 90 dakika”.
 
       
    TOP5 Bankaların kara tahtaları siliniyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları