Home page
Haber Menüsü


 
Yeni bir dönem başlarken-2
 
Türkiye son 20 yıldır damgasını vuran sistem artık çökmüştür. Piyasalar dediğimiz işleyiş “sonucu sıfır olan oyun”la sonuçlandı. Peki şimdi ne olacak? Aslında hiçbir şey. Yeni bir sistemle yolumuza devam edeceğiz.
 
Oğuz Karamuk
 
29 Mayıs—  Kaba bir hesap yaparsak, en iyi şartlarda Türkiye’nin bugünkü borçlarının toplamını ödeyebilmesi için 118 yıla ihtiyacı var. Hesaplama için yıl sonu itibariyle kamunun toplam borç stokunu 145, GSMH’yi de 150 milyar dolar alalım.

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Borç stokunu yıllık yüzde 3 reel faizle artırıp, GSMH’yi de yüzde 5 büyütelim. GSMH’nin yüzde 10’u kadar faiz dışı fazla verip bunu borç ödemesinde kullanalım. Bu tür optimum şartlarda Türkiye’nin borçları 2119 yılında bitiyor. Üstelik hiç yeni borçlanma yapmadan.
       Belki de borç stokunun sürdürülemezliği buradan ileri geliyor. 1986’dan bu yana 15 yıldır yoğun borçlanma yükünün altına giren Türkiye, bu sürede yaptığı hatalarla geleceğini ipotek altına aldı.
       
DENİZ BİTTİ, YAŞASIN YENİ DENİZ
       Şimdi denilebilir ki, “Bu borçların hepsini ödemek gerekmiyor.”
       Elbette bu konuda çeşitli kriterler var. Örneğin AB’nin ekonomik manifestosunu ortaya koyan Maastricht kriterlerine göre kamunun toplam borçları GSMH’nin yüzde 60’ının altında kalıyorsa sorun yok. Biz de bu senenin başına kadar ekonomik açıdan bu kriteri tutturabiliyorduk. Ancak yeniden bu seviyeye dönebilmek için yukarıda bahsettiğim formüle göre 16 yıl gerekiyor.
       Yine aynı formüle göre yaşadığımız son kriz bize 15 yıla maloldu. Türkiye 1999 sonunda başladığı ekonomik programı tutturabilseydi borçlar 103 yılda bitecekti. Bu bile çok fazla. Zaten 1999 sonunda hükümeti istikrar programına ikna eden de kendi deyimleriyle “denizin bitmesiydi”.
       
BÜYÜK BALONUN İÇİNDEYİZ
       Yaşadığımız günlük çekişmeleri ve bilmemkaçıncı para programının çaresiz uygulamalarını bir yana bırakırsak geldiğimiz noktada aslında büyük bir balonun içinde olduğumuzu görebiliriz diye düşünüyorum.
       Devlet mevcut sistem içinde sürdüremeyeceği bir borçlanmayı devam ettirmeye çalışıyor-belki de çalışmıyor. Üstelik yarı polisiye tedbirlerle. Bir taraftan kura karışmayız ama faizler düşecek deniliyor. Diğer taraftan ülkenin risk primini gösterecek alternatif olan kurların yükselmesi de istenmiyor aslında.
       
SONUCU SIFIR OLAN OYUN
       Bunun anlamı şudur: Biz bu kadar borç yaptık. Şimdi devam edemiyoruz. Kurtulmamız için paranızı getirin verin.
       Bugünkü şartlarda Türkiye’de mali piyasalara yatırım yapmak kaybetmekten başka bir anlama gelmiyor. Devlet açığına yama yapmak için insanların tasarrufuna açıkça el koymuyor.
       Bunu yarı Türkçe, yarı değil, yarı teknik yarı basit bir organizasyonla yapmaya çalışıyor.
       Bu olmazsa sistem (resetlenecek) yeniden başlatılacak. Oyun değişecek, oyuncular değişecek, kurallar değişecek….
       Bir baksanıza, IMF’ten 15 milyar dolar almak için yırtındık. Gelen paranın üçte ikisi dış, geri kalan iç borç ödemesinde kullanılacak. Mevcut sistemi çökerten bankacılık sorunu ise bu paranın gölgesiyle yapılacak. Ne yazık ki bunun bir mantığı yok. Zaten piyasada bunu bilmiyor değil. Herkesin dilinde bir kriz söylentisi var. Şu ya da bu tarih deniliyor. Madem öyle neden şimdi bitirilmiyor.
       Şimdi şöyle mi düşünmeliyiz acaba: IMF de bizden umudunu kesti. Üllkeler özel yatırımcıların riskini üstlenmek için IMF’e kredi açtırdı. Tıpkı bizde batan bankaların riskini devletin üstlenmesi gibi. IMF de bir çeşit TMSF yani.
       Ama bu söylediklerim olsa ne farkeder ki? Kaybedecek neyimiz var. Zaten bugünkü değerlerimizin hepsini neredeyse son 20 yılda elde ettik. Türkiye ondan önceki 20 yılda da başka şeylerle uğraşmıştı.
       Olaya bu şekilde bakarsak kurulan sistemin “sonucu sıfır olan oyun”dan başka bir şey olmadığı ortada.
       
PEKİ ŞİMDİ NE OLACAK?
       Kafamızı günlük gelişimelerin üzerine çıkartıp bakarsak Türkiye’nin önemli bir sistem değişikliğinden geçtiğini görürüz diye düşünüyorum. Yıllardır kullandığımız sistem tıkandı yerine yenisini getiriyoruz. Bizimkinden daha büyük bir sistemin kuralları gelecek.
       Yavaş yavaş da geliyor. Bana inanmayanlar temizlenme hareketine baksın. IMF’ye verilen niyet mektubunu iyi okusun vs...
       
KRİZ NE ZAMAN BİTECEK?
       Önce krizin ne olduğunu anlam gerekli. Krizin mevcut anlayıştaki anlamı, bir şok gibi gelip geçen, arkasından mevcut sistemin devam ettiği bir olgudur. Örneğin 1994’teki bir krizdir. O krizin arkasından mevcut sistem daha da hızlanarak devam etmiştir.
       Krizi böyle değerlendirdiğimizde şu anda yaşadıklarımızın aslında bir kriz olmadığı ortada. Eğer buna bir kriz diyorsak hiç bitmeyecek.
       Çünkü mevcut sistem devam etmeyecek. Türkiye kendisine yeni bir çerçeve belirledi şimdi o tarafa doğru yol alıyoruz.
       Elbetteki eski sistemin dişlileri buna karşı çıkacaktır. Bu, ülkede yeni çalkantılara yol açabilir. Tabii bunun yaşanmasını piyasalar kriz diye algılar.
       Ama sonuç değişmeyecek. 20 yıl once olduğu gibi yeniden çalışmaya başlayacağız. Daha çok çalışacağız, üreteceğiz, satacağız, zenginleşeceğiz, harcayacağız, sonra yine aynı şeyler yaşanacak.
 
       
    TOP5 Bankaların kara tahtaları siliniyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları