| | | | Türkiye günümüz şartlarına uygun, eleştiri kabul etmeyen, tek seçenekli bir yol seçmiştir. Bu siyasal bir tercihtir. Artık globalleşiyoruz. Tanzimattan bugüne eskimeden, içimizi kemirerek gelen Batılı’laşma isteği dalga dalga üstümüzü örtüyor. Yıllardır bunu istiyorsak sevinmeliyiz. Çünkü bunun iyi ve kötü taraflarından birlikte nemalanacağız.
PİYASALAR NEREYE GİDECEK?
Ağır krizlerin ardından tahrip olan ekonomi şimdilerde tüm Türkiye’nin gündemi. Ekonomi ne olacak? Bu konuda onlarca senaryo var. Ama önümüzdeki sadece iki seçenek gözüküyor. Batmak ya da çıkmak.
Şunu bilmeliyiz ki, devlet batmaz.
İşte Türkiye’nin önümüzdeki dönemdeki doktirini budur. IMF’ye verilen niyet mektubu, çıkarılan yasalar, temizlenme hareketi, Türkiye’nin tıpkı Özal’lı yılların başındaki gibi yeni bir döneme girdiğinin sinyalidir.
Bu dönemde bizi ne bekliyor?
 Artık maksadını aşan ve ülke için bir tehdit unsuru haline gelen mali piyasalar yeniden disipline alınacak. “Piyasa para kazanmak için var” mantığı törpülenecek. Buna karşı çıkanlar batacak.
Devlet, 1900’lü yılların başında uygulamaya geçirdiği “Milli Burjuva” modelinden vazgeçecek. Kötüler ayıklanacak. İyiler kalacak.
Ülkeyi daha fazla soydurmaktan başka işlevi kalmayan sıcak para politikası sona erecek.
Tasfiye olanların yerini yeniler ve yabancılar alacak.
Türkiye için ne kadar doğru olduğu tartışılabilir sanayiyle kalkınma modelinde de önemli değişiklikler yaşanacak.
Global ekonominin çarkları bizi de içine alacak. Yabancı ortaklığı olmayan şirketlerin işi daha da zorlaşacak.
İstihdam ve medya ülke yönetimi üzerindeki nüfuzunu kaybedecek. Ülkeyi yeniden devlet yönetmeye başlayacak.
Değişime ayak uyduramayanlar silinecek.
DEVLET-BURJUVAZİ KAVGASI
Ortaya çıkan program bugüne kadar devleti sürekli globalleştirmeye çalışan işdünyasının bir bölümünün canını yaktı. Karşı çıkanların canı daha da yanacak. Çünkü devlet destekli kolay para kazanma dönemi sona eriyor.
Önümüzdeki günlerde muhtemelen bu kavganın daha da büyüdüğünü görebiliriz. Sistemin köklü dişlileri kolay kolay teslim olmak istemeyeceklerdir. Bugüne kadar modern dünyanın değerlerini savunan ve fedakarlıktan bahseden kesimin en azından bir bölümü, devlet istediklerini yapmaya başlayınca avazı çıktığı kadar bağıracak.
Ekonomimizi sert dalgalar bekliyor. Ama sonucun değişmesi çok zor. “Kurtuluş Savaşı, Bu Ülke Bizim, Aynı Gemideyiz” gibi sözlerin içini boşaltarak sıkça kullanan kesim de fedakarlığa hazır olmalı. Çünkü bu kez devletin şakası yok. Gereken acı çekilecek. Daha sonra ekonomide yaşanacak değişiklikleri zaman zaman ayrıntılarıyla önünüze getireceğiz. | |
