| | | | Bunun Türkiye’ye uygulanan ikinci yardım programı olduğu hatırlatılıyor ve ilk bakışta IMF’nin bu kararının, tarihi, istikrarı yakalamaktaki başarısızlıklarla dolu bir ülkeye para akıtmak olarak görüldüğü vurgulanıyor. Ancak eğer yardım almasaydı, Türkiye’nin iç ve dış borçlarını ödeyemeyeceği ve hiperenflasyon yaşayacağı belirtiliyor ve yardımın Türkiye’ye istikrar getirebileceğinin altı çiziliyor.
Derviş’in programının, ne kadar güçlü görünürse görünsün başarısız olma riskinin bulunduğuna dikkat çekiliyor. Programın başarısız olması durumunda, Türk insanının sadece çökmüş bir ekonomi ve politik rejimle değil, bugünkünden kat kat fazla bir dış borçla yaşamak zorunda kalacağı vurgulanıyor.
Türkiye’yi sürekli olarak başarısızlıklardan kurtarmanın Türkiye için de, IMF için de olumsuz olacağı öne sürülüyor ve bu programın son olması gerektiğinin altı çiziliyor.
Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş ve onun tarafından uygulanan programla ilgili bazı teknik ayrıntılara da yer veren ve bazı olumlu sinyallere dikkati çeken FT yazarı Martin Wolf, “yine de bu programın yeterince sağlam olup olmadığı sorusu halen canlılığını koruyor. Maalesef programın başarısızlık şansı, bunu uygulayanların bütün iyi niyetlerine rağmen yüksek görünüyor, en büyük risk de borçların dinamiğinde yatıyor” dedi.
PİYASALARDAKİ GÜVEN ÖNEMLİ
Türkiye’nin, bütçe yönetiminde yapılan hatalar ve yüksek enflasyon yüzünden borç konusunda limitlere dayandırıldığını da öne süren yazar, piyasalardaki güvenin önem taşıdığını, ancak bunun da sadece ekonomik değil politik gelişmelere de bağlı olduğunu savundu. Kamu harcamalarından kısıntıya gidilmesi ve ekonomide bir durgunluk yaşanmasının işsizliği tetikleyebileceğini ve bu noktada da politik bir direniş başlayabileceğini savunan yazar, politikacıların popülist politikalarına dönmek isteyebileceklerini ve Türkiye’nin kredibilitesini yok edebileceklerini öne sürdü.
Yazar, IMF’nin riskli bir operasyona girdiğini bir kez daha tekrarlarken, “operasyonun riskli olması, yardımdan kaçınılması anlamına tabii ki gelmez. IMF sadece risksiz operasyonlara girişseydi varlığının bir anlamı kalmazdı. Yine de en kötüsü olursa, Türk halkı sadece çökmüş bir ekonomi ve kredisini tamamiyle yitirmiş bir politik rejimle değil, bugün dayanmak zorunda kaldıkları borçtan çok daha ağırıyla başbaşa kalacak” dedi.
Martin Volf yazısının sonunda, ‘Türkiye’yi yönetenlere, bunun son şans olduğu açıkça söylenmeli” görüşüne de yer verdi. | |
Bankaların kara tahtaları siliniyor
