|
|
Bu sebeple bizden gelişmeleri yorumlamamızı rica eden okurlarımızdan özür dileyerek, 22 Şubattan bu yana Türkiyenin Çıkış Yolu olarak gösterilen iki konudan birine odaklanmak istiyoruz: Turizme... Yazılarımızı takip edenler Türkiyenin turizm konusundaki stratejisini (eğer varsa) yetersiz bulduğumuzu defalarca dile getirdiğimizi hatırlayacaklardır. Bu çerçevede hayranlıkla izlediğimiz ülke de Mısır oldu. Çevremizde, Christian Jacqın Ramses beşlemesini okumayan olmadığını farkettiğimiz ilk andan itibaren Mısır hikayesine ilgi duymaya başladık. Sonuçta kanaat getirdik ki, Mısırdan almamız gereken çok önemi dersler var. VELİDEDEOĞLUNUN ÇIKIŞ YOLU Güzel Sanatlar / Saatchi&Saatchi reklam şirketinin başkanı Alinur Velidedeoğlunun Genç Yönetici ve İşadamları Derneğinin Değişim dergisinin önümüzdeki hafta çıkacak olan yeni sayısında okuyabileceğiniz yazısı turizm konusundaki radikal yaklaşımımızla örtüşüyor. Velidedeoğlu, Türkiyeye daha fazla turist çekmek için, Türkiyenin tanıtımı ne şekilde yapılmalı sorusundan yol çıkarak üç ayaklı bir strateji öneriyor: Devlet, uluslar arası bir PR ve tanıtım şirketi ve uluslar arası bir finans şirketi. TURİST KAZIKLAMAYA SON İlk aşamada devlet mevzuat altyapısını hazırlayarak, Türkiyenin tanıtımını özerk bir kuruma devreder. Gene bu çerçevede Türkiyenin turizm ve tanıtım konusundaki eksikliklerini ve yanlışlarını giderme konusunda ağır ve caydırıcı kanun ve kararnameler çıkartılır. Örneğin, Singapurda yere sigara atmanın cezası 400 dolar, İngilterede içkili araba kullanmanın cezası 800 pound . Kirli tuvalet her türlü işyerini kapatmak için yeterli neden ve turistleri kazıklayanlara en ağır cezalar veriliyor. Ülkemizde ise altın yumurtlayan tavuk kesmekte üstümüze yok. Bakınız bavul turizmine Laleli esnafının yaklaşımı, bakınız yapı kirliliği ile boğulan Bodrum, Marmaris, bakınız kokmaya başlayan Boğaziçi, bakınız rengi değişen İzmit ve İzmir körfezleri. İkinci adım olarak uluslar arası boyutta, saygın ve tüm dünya medyasına ulaşabilecek bir iletişim grubuna tam yetki ile Türkiyenin tanıtımı projesi verilir. Bunun yaklaşık maliyeti Velidedeoğluna göre yıllık 350-500 milyon dolar civarında olacaktır (Velidedeoğlu bunun altındaki bütçelerin geçmiş yıllarda olduğu gibi, parayı çöpe atmakla eşdeğer olduğunu iddia ediyor). Bu yetki verilirken, şirketten her yıl Türkiyeye gelecek turist sayısının, bir önceki yıla göre 2 milyon adet fazla olacağı garantisi alınacak. KONYAYA DEV MEVLANA HEYKELİ Planın üçüncü ve son aşaması ise devlet garantisi ve uluslararası finans kurumlarının finansmanı ile yapılacak büyük projeleri içeriyor. Aralarında Istanbula dünyanın en büyük camisini inşa etmek (350 metre minare ve 250 metre kubbe), İzmire dünyanın en büyük müzesini yapmak, Ankaraya 30,000 kişilik kültür sarayı, içinde küçük denizaltılarla dolaşılabilecek büyüklükte Antalyaya dev akvaryum, Konyaya dev Mevlana heykelinin de yer aldığı muhteşem projelerden bahsediyoruz. Bu planı desteklemek bakımından tek bir örnek verelim: Barselonadaki dev akvaryumu her yıl 50 milyon kişi ziyaret ediyor. Velidedeoğlu bu kapsamlı planın kendi kendini ödeyeceğini de belirtiyor. Her yıl iki milyon turist artışının beş yılda 30 milyon yeni turist demek olduğunu ve bunların da ortalama 500 dolardan 15 milyar dolar ek gelir yaratacağını iddia ediyor. Yani 2.5 milyarlık yatırımı da düşünce beş yılda net 12.5 milyar dolar ek gelir elde etmek bu planla mümkün olacak. Alinur Velidedeoğlunun tasarım planlarına kadar hazırladığı bu makro strateji değişikliğini denemesi iki buçuk milyar dolar ve onun deyimiyle bunun başka da yolu yok! DEĞİŞİK FİNANSMAN MODELLERİ Biz Velidedeoğlunun sonuna kadar desteklediğimiz bu planı kapsamında yapılacak yatırımların yap-işlet veya yap-işlet-devret modeliyle yapılmasının da mümkün olduğu inancındayız. Daha da yaratıcı olarak, bu işletmelerin tek tek veya tamamının geleceğe yönelik gelirlerinin menkulleştirilmesi ile de çağdaş bir finansman aracı da yaratılabilir. Ülkemizde pek alışık olmasak da yurt dışında sanatçıların telif hakkı gelirlerini ya da inşa edilmemiş stadyumların gişe gelirlerinin menkulleştirilmesi sıradan finansman alternatifleri olarak önümüze çıkıyor. FORMULA VE DISNEYLAND Diğer taraftan Velidedeoğlunun planı ile eş zamanlı olarak Formula 1i Türkiyeye taşımaya çalışmak konusunda da adım atılabilir. Biz hala konuyu sigara platformundan kurtaramazken Rusya 5 yıl içinde Moskovayı F1 takvimine dahil ettirebilmenin planlarını yapıyor. Gene bu makro plana ek olarak Disney benzeri uluslar arası yatırımcıları teşvik edecek ortam ve mevzuat yaratılabilir. Örneğin Antalyada kurulacak Disneyland in en başta mevsim şartları nedeniyle Avrupanın bir numaralı tesisi olarak Parisin önüne geçmesi bizce işten bile değil. BIKMADAN SORACAĞIZ! Pekiyi biz ne yapıyoruz, kayıkçı kavgasına devam... Geçen haftaki sorumuzun cevabını, istemsiz olarak da olsa hükümetteki revizyon planlarını yansıtan Radikal Ankara Temsilcisi Murat Yetkin verdi. Yetkin yazısında devlet bakanlıklarının sayısını azaltarak elde edilecek tasarrufa işaret etti ancak biz tasarruftan daha da büyük sinerjilerin tekbaşlılıktan kazanılacağına inanıyoruz. Sorumuzu tekrarlayalım. Ekonomiden sorumlu tüm birimlerin tek bakana bağlanması ve atıl kalan bakanlıkların tasfiye edilmesi ile sinerji yaratılabilir mi? Bunu denemesi bedava ! | ||||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||