Home page
Haber Menüsü


 
Direniş Derviş’e mi, eski siyasetin tükenişine mi?
 
Dış konjunktüre bağımlılığımız öyle düzeylere ulaştı kı, bu hafta içi Amerikan Başkanı W. Bush’tan gelen bir ikna mektubu ‘manda gibi davranıyorlar,’ eleştirilerini de beraberinde getirdi. İnsanın bu tür yakınmalara ‘günaydın’ diyesi geliyor.
 
Ozan Korman Tarman
 
13 Mayıs—  Türkiye’ye verilebilecek 14.3 milyar dolarlık yardım sinirlerimizi tam yatıştırmış, kimi gözlemcilere göre artan trafik dahi krizin moral bozukluğunu biraz olsun attığımızı göstermişti ki, Ankara’da gerilim dolu bir hafta yaşadık.

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Telekom ve Bankacılık Yasalarının nihayet Meclis’e erişmesi kimilerimize zafer gibi gelebilir ancak siyasetçilerin gösterdiği direniş ilerisi için oldukça anlamlı ve endişe verici.
       Krizin başlangıcından beri çeşitli yazılarımda dile getirdiğim gibi sorunlarımızın kökü teknik değil, siyasi. Yoksa örneğin Telekom tartışmalarında Enis Öksüz’ün lisans verme hakkının kendi Bakanlığında kalmasını talep etmesi çok da anlaşılmaz değil.
       IMF’nin Telekom konusundaki taleplerini sık sık arttırdığı gibi, üstüne üstlük yer yer değiştirdiği de biliniyor.
       
ESKİ TİP SİYASETİN İNANDIRICILIĞI
       Ama Öksüz’ün ve temsil ettiği eski tip siyasetin artık bir inandırıcılığı kalmamış durumda. Halk, bu tip siyasetçilerin şu ya da bu konuda ayak sürterken yansıttıkları tutarsızlıklardan da, bu tutarsızlıkların Hüsamettin Özkan profilinde arabulucularca çözülmesinden de bunalmış halde.
       Dış konjunktüre bağımlılığımız öyle düzeylere ulaştı kı, bu hafta içi Amerikan Başkanı W. Bush’tan gelen bir ikna mektubu ‘manda gibi davranıyorlar,’ eleştirilerini de beraberinde getirdi. İnsanın bu tür yakınmalara ‘günaydın’ diyesi geliyor.
       
SÜRÜCÜLÜK GÜVENİ UYANDIRMIYORLAR
       Devlet Bahçeli, Telekom krizinin hükümeti sarsacak tartışmalara sebep olduğu saatlerde Derviş’e ‘Siz kimin adamısınız?’ diyerek yüklenmiş. Kendisi ve hükümeti arabayı üst üste iki kez devirdiğinden artık sürücülük yapabilmelerini sağlayacak güveni uyandırmıyorlar.
       Buna uzun uzun isyan edebilirler ama o ‘birilerinin adamı’ olmakla suçladıkları Derviş olmasaydı hiçbir uluslararası kaynak kendilerine yardım musluklarını bu kadar çabuk açmazdı.
       
ÖRTÜŞEN RAKAM
       Söz konusu 14.3 milyar dolar Türkiye’nin 2001 senesindeki finansman ihtiyacıyla, yani bu sene sonu oluşması muhtemel gelir ve gider tablosuyla neredeyse bire bir örtüşen bir rakamdır.
       Neredeyse yarısına yakın bir bölümünün, çok büyük miktarlarda iç borç ödememiz olan Mayıs ve Haziran aylarında gelebilecek olması da başlıbaşına ferahlatıcıdır.
       
PİYASALARA DÖNECEK OLURSAK...
       Hisse seneti ve Eurobond piyasalarımızda, bu gelişmeler son günlerde fiyatlara da yansıdı, iyimserlik arttı. Faizlerde de düşüş sürüyor ancak geçen haftaki 10 aylık bono ihalesi önemli bir uyarıcı olmalı. Toplam talep miktarı dahi Hazine’nin satmayı öngördüğü minimum 600 trilyon liranın (520 milyon dolar) altında kaldı.
       Hazine faizi daha fazla yükseltmemek için net 410 trilyon liranın (360 milyon dolar) üzerinde talep kabul etmemek zorunda kaldı.
       Elbette Telekom tartışmaları talebin bu denli düşük kalmasında ya da faizin beklenenden yüksek çıkmasında etken olmuştur.
       Ancak vade uzadığında yatırımcının çekingenlik göstermesi ve yabancı yatırımcıların da Hazine tahvillerine soğuk bakmayı sürdürmesi olumlu gelişmeler değildir.
       Öyle ya da böyle IMF anlaşması imzalanır, öngörülen zaman diliminde dış kaynak ödemeleri yapılmaya başlanırsa piyasalardaki rahatlama sürecektir. Üstelik Mayıs ve Haziran borçlanmaları atlatıldığında önümüz yaz.
       
RİSK HALA GEÇERLİ
       Ama en büyük risk hala aynı ve geçerli. Türkiye’nin mevcut siyasi kadroları, iktidarı ve muhalefetiyle, yüzleştiğimiz reform adımlarını değil halka anlatmak kendi içlerinde özümsemeye hazır değildirler. Derviş hiçbirinin içine sinmemiş, neredeyse herbirinin gözünde açık ya da gizli bir rakip haline gelmiştir.
       Türkiye’ye ne denli kaynak girerse girsin ve bizler teknik konularda ne görüşte olursak olalım, ülke piyasaları ve ekonomisinin önündeki en büyük bilinmeyen hala siyasetidir. Şu aşamada ne kadar dilerlerse dilesinler, eski siyaset ve kadroları Derviş’in başını yiyemezler.
       Ama kendisi ve daha önemlisi ülkesi için hayati soru Derviş’in ne yapmak istediğidir. Kimin adamısın suçlamalarından kurtulmanın en direk yolu, arkasında o soruyu soranlardan çok daha büyük bir halk desteği olup olmadıgını kanıtlamasıdır.
       Derviş’in zamanlaması hepimizin hayatını yakından ilgilendiriyor ve bu senenin ikinci yarısı daha da çarpıcı gelişmelere gebe.
 
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları